Instagram: askadususofficial / missfirat
13.BÖLÜM
Tüm bedenimin ama en çok da başımın büyük bir acıyla kıvrandığını hissederek, boğazımdaki o berbat kokuyla göz kapaklarımı aralamak için neredeyse can çekişiyordum. Başım öyle bir şekilde zonkluyordu ki bu ağrıyla nasıl uyuyabildiğimi hâlâ hatırlayamıyordum. Ruhum bitap bir şekilde yorgun düşmüşken dün geceye dair hiçbir saniye zihnimde belirmiyordu. Gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım ama hissettiğim o sızı bile bedenimdeki halsizliğin bayağı yoğun olduğunun habercisiydi.
Dağılmış olan saçlarımı bir elimle iyice dağıtırken, dudaklarımın kenarına akan salyaları diğer elimin tersiyle temizlemeye çalıştım. Hep böyle olurdu. Ne zaman içkiyi ya da içecekleri çok kaçırsam sabaha yastığımda bir izle uyanırdım. Henüz uyanmaya hazır olmadığımı fark ettiğimde sarıp sarmaladığım yastığın dokusuna daha çok tutunmaya ve bırakmamaya çalıştım ama bu sabah yastığımın pek de yumuşak olmadığını anladım. Yüzümü iyice buruşturarak bir elimi yastığın dokusunda gezindirmeyi sürdürürken, parmaklarımın ucuna değen düğmeyle göz kapaklarım artık iyice aralanarak açıldı. Başımı hafifçe ve büyük bir korkuyla yukarı kaldırdığımda göreceğim manzaranın kıvırcık saçlı genç bir adama ait olacağını hayal dahi etmemiştim.
''Edaaaaaaaa!''
Tiz çığlığım değil tüm odayı, evde bile büyük yankı uyandırırken gördüğüm manzaraya karşılık yataktan fırladığım gibi çıkmaya çalıştım ama bu davranışım öyle ani olmuştu ki sendeleyerek geriye doğru gidip kendimi yere kapaklanırken bulmuştum. Üzerimdeki dünden kalma elbisenin kısalığını bile umursamayarak yerde gördüğüm ev terliklerinden birini kaptığım gibi bir kez daha bağırdım.
''Edaaaaaaa!''
Fakat Eda'ya dair hiçbir izi yakınlarımda göremedim. Sanki hiç tuhaf bir durum yokmuş gibi yatağımdaki kişinin gözleri aralanıp da benimle buluştuğunda yüzüne yansıyan o sinir bozucu bulduğum gülümsemeyle yüzünü elleriyle ovuşturdu. Çatılmış kaşlarım ve elimdeki terliğimle ona oldukça öfkeli bakmaya çalışırken hâlâ geri geri gitmeye çalışıyordum. Beni ve elimdeki terliği hiç de umursamayarak, başını sağa sola sallayıp kollarını havaya kaldırarak yatağımın içinde gerinmeye başladı. Ardından yastıklarımdan birini sırtına doğru yerleştirip iki kolunu da başının arkasında birleştirerek beni ve onu siper alan terliğimi izlemeyi sürdürdü. Bu neyin rahatlığıydı böyle? Asıl soru: İlker Altan'ın benim evimde, benim yatağımda ne işi vardı?
''Günaydın güzellik,'' diyerek sanki normal bir sabah yaşıyormuşuz gibi şakıdığında gözlerimden ateş çıkarmak ve hatta çıkardığım ateşi de doğrudan onun kıvırcık saçlarına savurmak istiyordum. Rahatlığı, kendinden bu kadar emin oluşundan ziyade hâlâ yatağımın içinde olması beni oldukça sinirlendiriyordu. Biz bu hale nasıl düşmüştük böyle?
''Ne işin var senin burada? Eda nerede?''
Ses tonumun sert ve korkuyla çıkmasını bile umursamadan elimdeki terlikle ona doğru ağır adımlar atmaya başladığımda, o da lütfederek sonunda yatağımın içinden çıkmayı aklına getirebilmişti. Karnına kadar açık olan gömleğinin düğmelerini gözlerimin içine bakarak iliklerken üzerindeki kıyafetlerin dünden kalma olduğunu anladım ama hâlâ aklımdaki cevapsız sorulardan sıyrılamıyordum. İlker Altan'ın burada ne işi vardı?
''Eda, nişanlısı Ahmet'le bir işi olduğu için sabah erkenden çıkacağını söyledi ve bu yüzden de dün gece seni bana emanet etti.''
Eda, benim hiç kimseye güvenmeyen kuzenim Eda, benim canımın içi, her şeyim olan Eda, beni İlker Altan denilen kıvırcık fırtınanın ellerine mi emanet etmişti? Üstelik bunu dün gece mi kararlaştırmışlardı? Ulan, hangi ara oldu bütün bunlar? Ve ben neden hatırlamıyorum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA DÜŞÜŞ (TAMAMLANDI)
Teen FictionWattys 2019 Kazananı (Yeni Yetişkin) 🏆 [...] Bir kitapta okumuştum. Şöyle yazıyordu: "Boğazı dantel gibi süsleyen Kız Kulesi, her şeye tepeden bakan kibirli Galata'ya âşık oluyordu." Benim kalbim ise yıllar öncesinde aşka düşmüştü, o kibirli perden...