AŞKA DÜŞÜŞ (TAMAMLANDI)

16.Bölüm

Instagram: askadususofficial / missfirat

Playlist: Sertap Erener - Rüya

16.BÖLÜM

Ailemin yurtdışına yerleşmesinden bu yana, yalnızlığın getirdiği büyük sorumluluklarla hayatımda en önemli iki gayem olmuştu. Biri başarılı bir öğrenci olup düzgün bir iş sahibi olmaktı, diğeri ise aslında hiç tanımadığım bir adamın kalbine girmekti. Gerçi artık pek de bir önemi yoktu diğerinin.

Söz konusu gelecekte sahip olacağım meslek olduğunda mimarlık hiçbir zaman üzerine ısrarla düştüğüm ya da hayalini kurduğum bir iş değildi benim için. Sadece şartlar gereği buna mecbur kalmıştım ya da kendimi öyle kandırmıştım.

Lisedeyken çalışkandım, hatta arkadaşlarımın inek diyebileceği kadar çalışkandım. Haliyle üniversite sınavında mimarlığı tutturmak da Ankara'daki en iyi üniversitelerden birine girmek de benim için kolay bir çözüm yolu olmuştu. Hele de enişteniz bir belediye başkanıysa her şey hızlı bir şekilde halloluyordu. Bu sayede hem teyzemin gözü önünde olacaktım hem de yurtdışına giden ailemin içi ferah kalacak ve gözleri arkada kalmayacaktı. Fakat hiçbir zaman içime sinerek gitmemiştim mimarlığın o soğuk fakültesine. Bir tarafım hep keşkelerle doluydu. Pekâlâ, başarılı bir öğrenciydim her şeye rağmen ve bunca zaman boyunca elimden gelenin en iyisini yapmak için çabalamıştım ama bir tarafım yine de hep eksikti işte. Hayallerim ve asıl yapmak istediklerim hep bambaşkaydı.

İlkokuldan bu yana sanata ve sanatla doğan her bir detaya aşıktım. Konserlere, tiyatrolara, dans gösterilerine, müzikallere, operaya, her şeye... Ve bir gün bunun parçası olabilmek için her şeyimi ortaya katardım. Katmak da istemiştim zaten ama annem karşımda koca bir duvar gibi belirdiğinde ellerim ve kollarım adeta tutmaz olmuştu. Yine vazgeçmek zorunda kalmıştım. Bir kez daha kendi istediklerimi kenara atarak onun istediği gibi bir evlat olmaya çalışmıştım. Yanımda olmasa bile bir şekilde sözlerini dinlettirmeyi başarabiliyordu.

Üniversite sınav sonuçları elime ilk ulaştığında büyük bir heyecanla önce soluğu teyzemin ve Eda'nın yanında almıştım. Planlarımı ve yapmak istediklerimi biliyorlardı. Tuhaftır ki annemin aksine onlar hep anlayışla ve destekleyici bir şekilde yaklaşmışlardı bana.

Aldığım puanla istediğim bölüme kolayca girebilirdim ve hatta bunun için fırsatları hiç kaçırmadan takip etmeye bile başlamıştım. Fakat ne zaman annemi arayıp da istediğim asıl bölümü söylediğimde kıyamet kopmuş, her şey yerle bir olmuş ve başlamayan hayallerim o telefon görüşmesinde sonra son bulmuştu.

''Beni çıldırtıp oraya getirtme Melek. Elin adamlarıyla öpüşeceğin bir mesleğe asla izin vereceğimi de zannetme. Kendine adam akıllı bir iş bul.''

Annem güzel şeylerin sadece kötü tarafına bakmaya bayılırdı.

Tiyatro ve Sinema okuma hayallerim annemin bu sözleriyle suya düşüp soğuk akıntıda kaybolup gitmişti. Her zaman ailesinin sözünü dinleyen biri değildim ama hayat sizin hayatınız olsa da bir yerde ailenizin gönlü olmayınca hiçbir şey içinize sinmiyor, hiçbir işiniz de rast gitmiyordu. Bende aynen böyle olmuştu çünkü. Annemin mantıksız düşünceleriyle telefonu kapatmış ve oyunculuk hayallerimin üstüne koca bir çizik atmıştım. Gerçi günümüzde olanları düşününce oyuncu olmak da sinemanın bir parçası haline gelmek de o kadar da zor değildi. Hatta o mesleği okumanıza bile gerek kalmıyordu. Basit bir programa çıkıp kendinizi göstermek istercesine aptalca cümleler kurup, bağırıp çağırarak ağladığınızda sektördeki bazı fırsatçılarda, ''Bu dikkat çeken kişi de kim?'' diyerek sizi adeta havada kapıyorlardı. Ve bir de bakmışsınız ki Türkiye'nin en bilindik, en çok reyting kıran dizisinde oynuyorsunuz... Fakat ben her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenerek buna dahil olmak istemiştim ama ailemin, ki daha çok annemin gönlü olmayınca rafa kaldırarak bir daha bu mevzunun konusunu dahi açmamıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda yanlış kararlar aldığımın gayet farkındaydım. Biliyordum ki hayatımın bir kısmında yapmayı çok isteyip de asla yapmaya cesaret edemediğim o eylemler için hep pişman olacaktım.