ARA BÖLÜM - 3

42.8K 2.8K 2.7K
                                    

Instagram: askadususofficial / missfirat

Playlist: Zeynep Bastık - Uslanmıyor Bu

ARA BÖLÜM - 3

Berkay'ın Ağzından

Çocukken yaptığım yaramazlıkları daha dün yaşamışım gibi hâlâ hatırlıyordum. Bahçıvanın ekip biçtiği temiz toprağı dağıttığımı ama ardından aslında onun komşunun kedisinin yaptığını söyleyerek yalana başvurduğumu, evdeki aşçının yemeklerini iştahla yememe rağmen asla beğenmediğimi söyleyip annemin kadını azarlayışını ya da ana okulundayken sevmediğim bir çocuğun oyuncağını alıp sakladığımı, sırf babam yenisini alsın diye bisikletimin tekerleklerini evden kaptığım keskin bıçakla patlattığımı ve buna benzer birçok aptalca davranışımı hâlâ hatırlıyordum. Kendi kendime nasıl şımarık bir çocuk olarak yetiştirildiğimi sorguluyordum. Çocuktum. Küçüktüm. Toydum ama çoğu gerçeğin hep farkındaydım. Ailemin beni yetiştirme tarzından dolayı hayat hep tam da benim istediğim gibi ilerlerdi. Her şeye sahip olabileceğimi düşünürdüm. Çocukluğumdan beri bu böyleydi. Sakınacak ya da kaçacak değildim. Ben ailemin tek çocuğuydum ve oldukça şımartılarak, hep göz önünde bulundurularak yetiştirilmiştim. Bu yüzden de kimseye neyi neden yaptığını sorgulamak yerine ailemin her defasında önüme sus payı olarak attıklarıyla yetiniyordum. Fakat bir gün artık bunu hiç de istemediğimi fark ettim ve o zaman ailemin arkasına sığınmak yerine kendi ayaklarımın üzerinde durmak istediğimi anladım.

Babamın avucumun içine oldukça lüks bir arabanın anahtarlarını bıraktığı zaman henüz on altı yaşındaydım. Doğum günümdü ve karşımda herkesin baktıkça imrenebileceği oldukça harika bir spor araba duruyordu. Aslında on altı yaşındaki bir çocuğa asla verilmemesi gereken gösterişli bir hediyeydi. Fakat o an o arabaya sahip olmak yerine babamın beni o arabanın içinde gezdirip birlikte eğlendiğimizi hayal etmek istedim fakat elbette hayallerim pek de gerçekleşmedi. Babam işlerini asla ertelemeyeceğini söyleyerek pastamın mumlarını üfleyişimi bile izlemeden aynı gün yurt dışına çıktı. Annem de beni okul arkadaşlarımla yalnız bırakarak o günü kendi yakın arkadaşlarıyla geçirdi. O an çevremdeki kalabalıktan ziyade aslında aileme, onların içinde parayı bulundurmayan gerçek sevgilerine ihtiyacım olduğunu hissettim ama sonrasında hiçbir üzüntümde zaten yanımda olmadıklarını hatırlayarak hayatımı kendim yönetmek istedim. İnsan büyük bir kalabalığın içinde bulunmasına rağmen yalnız hissedebiliyordu çoğu zaman. İşte ben ailemle geçirdiğim her saniyede bunu iliklerime kadar hissetmiştim.

Çevre Mühendisliği hiçbir zaman gerçekten istediğim bir meslek değildi. Aslında ilkokuldan beri futbolla ilgileniyor ve bir spor kulübüne yazılıp kendimi geliştirmek istiyordum. Fakat babama bunu söylediğimde parmağını şaklatarak anında dileğimi gerçekleştirebileceğini dile getirdi ama bunu istemediğimi fark ettim. Ben babamın adıyla, parasıyla değil, kendi başarımla yükselmek istiyordum ama o zamanlar sanki bu hiç mümkün olamayacakmış gibi görünüyordu. Hayatımı hep onlar yönetecekmiş gibi hissettiğimde kendi rotamı yine kendim çizmek istedim. Bu yüzden de üniversiteye başlamadan önce İlker'le konuşup aynı bölümü tercih ettik. O yaşadıklarından, acılarından kaçmak istiyordu. Bense ailemin savurduğu paralarla önüme attığı gösterişli sevgilerinden.

Üniversitenin ilk yıllarında, her şeyin çok taze olduğu o dönemlerde hayatımızın sorunsuz geçeceğini düşünmek yaptığım en büyük hataydı. Fakat hatalarımı gerçekleştirirken kimseyi peşimde sürüklemek istememiştim. Bu yüzden İlker'in defalarca ısrar edip onunla yaşayabileceğimi söylemesine rağmen hayatın gerçek tarafını çıplak gözlerle görebilmek için onunla değil, Cenk'le, yani aslında gayet normal biriyle yaşamak istemiştim. Diğerleri kabullenmek istemiyordu belki ama biz sıradan insanlar değildik. Olmak istiyorduk ama değildik işte. Zamanı geldiğinde ailemizin yine her şeyimize karışıp onların düzenlerine göre planlar yapacağı insanlardık.

AŞKA DÜŞÜŞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin