Beşinci Bölüm

360 95 422
                                    


Bazı ruhlar evvelden aşinadır birbirine.

Bölüm şarkısı; Sezan Aksu Ben Sende Tutuklu Kaldım.

Keyifli okumalar diliyorum ❤

✨✨

Gelin odasına hakim olan atmosferin aurası son derece garipti. Ayaz hissettiği öfkenin yanında, Güzide'ye olan özlemini hakimlemeye çalışıyordu. Güzide ise, ağlamaktan çekinmeksizin dökmeye devam ediyordu gözyaşlarını. Ayaz'a öyle bir sarılmak istiyordu ki sanki beş yılın özlemini bir günde alabilecekmiş gibi... Ne bunu yapmaya yüzü ne de takati vardı. Odanın kapısı artık çalmıyordu. Güzide iyim diye seslenmiş ve bir süre yalnız kalmak istediğini belirtmişti.

"Neden seninle gelmemi istiyorsun?" Güzide bir yandan ağlıyordu bir yandan da yüzüne sorgulayıcı ifadesini yerleştirdiğinde Ayaz odaya geldiğinden bu yana ilk defa sahici bir  gülümseme peydah etti dudaklarından. Çok özel bir anı geldi aklına. Güzide'nin konsoloslukta kendisini sorgularken ki halide aynen böyleydi. Yalnızca o zamanlar küçük bir kızken şimdi. Truva savaşına neden olan Dünya'nın en güzel kadını Helen'i bile kıskandıracak güzellikte bir kadın olmuştu. Yıllar yaramıştı Güzide'ye. Belki bensizlik yaramıştır diye düşündü adam. Bu düşünce ile yüz ifadesi anında eski halini aldı.

Ayaz karşısında ki kıza biraz daha yaklaştı.  O gül kokusundan bir saniye bile mahrum kalmak istemiyordu artık. Güzide'nin kulağına dudaklarını yaklaştırdığında "Söylesene. Zaten bir başkasıyla evliyken nasıl evet diyecektin nikah memuruna?" dedi.

Güzide omuzundan iteklediği adama kızgınca baktı. "Süre dolduğun da boşanacağımızı söylemiştin. Yalan mıydı?"

Ayaz tüm sahteliğine rağmen gür bir kahkaha attı. Saliselik gerçekleşen kahkahanın ardından Güzideyi kolundan tuttu. "Söylesene Güzide. Yalan nedir? Eminim ki bu konuda kimse senin eline su dökemez."

Güzide Ayaz'ın sözlerine kırılıyordu. Her bir sözünde kalbine birer cam parçası daha batıyordu. Kanıyordu yarası durmadan. Kabuk bağlayamıyordu ki bir türlü. Her gece içine içine kanıyordu zaten. Ayaz ile gitmekten başka çaresi var mıydı? Bu işin sonunda uğruna, Ayaz'dan vazgeçtiği annesine kavuşmak vardı. Ayaz ile bir ilişkisi olduğunu öğrendiğinde neler etmişti babası. Şimdi bir de evlendiklerini duysa olacakları düşünemiyordu Güzide. Bu nasıl bir çıkmazdı? Ayaz onun tüm çıkmazlarıydı. 

Kalbinin sızısı diner miydi Ayaz ile gitse? Yalnızca kalbi değil, aklı da Ayaz ile gitmek istiyordu. Evet evet. Bu gelin odasından, üzerinde Ayaz'ın yolladığı gelinlikle Anıl ve kendisinin düğününden gitmek istiyordu. Bir kez olsun, bir kez olsun kendisini düşünecekti. Bunca zaman ne için savaşmıştı? Bunca zaman ne için Ayaz'dan uzak kalmıştı? Sonucunda elinde koca bir hiç vardı. Babası annesini bulma çabalarının önüne koca bir kaya koyarak tıkamış Güzide'yi sevdiği adamdan gün ve gün uzaklaştırmıştı.

Uzaklardı. Ama bu uzaklık yalnızca bedenendi. Mesafelerdeydi. Oysa ruhları her gece birlikte fısıldamışlardı gökyüzüne özlemlerini, acılarını ve yürek yangınlarını. Birisi yürek yangınından kor gibi alevlenerek hissiyatsız bir insana dönüşürken diğeri ise, içinde olduğu durumu ilaçlar ve psikiyatri ile atlatmaya çalışmıştı. Güzide'nin bu durumu atlatmaktaki en önemli faktörde bugün Anıl ile evleniyor oluşuydu. Hiç şüphesiz ki bu işi de Güzide'nin babası Mürsel Bey ayarlamıştı. Anıl onun için ideal damattı. Ayaz'ın ailesine olan düşmanlığı gibi bir durum söz konusu değildi Anıl'ın ailesine karşın.

Güzide olumsuzca başını salladı ama dudaklarından "gelmem" kelimesi dökülmedi. Dökülemedi. Ayaz Güzide'nin olumsuz düşüncelerini anında anlamıştı. Tam zamanı diye düşündü adam. Elinde ki kozu kullanmanın tam zamanıydı. Güzide Ayaz'a arkasını döndüğünde kendi ile cebelleşiyordu. Ruhu daima Ayaz'la iken neden bedeni de olmasındı?

Geçmişin Ayaz'ı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin