15. Bölüm; Kız İsteme

170 8 1
                                    





  Aylardır yazmak istediğim bölümü sonunda yazıp paylaşabildim. Uzunca bir bölüm oldu. Keyifli okumalar dilerim❤️



  Güneş ışığının bol girdiği odam, aydınlanmış ve günün başladığından haberdar ediyordu beni. Evimiz de ki en çok güneş alan odayı, benim odam yapmıştı babam. Güneşi severdim. Güneş ışığında huzur bulurdum. Ah bir de Ayaz'ın gözlerin de huzuru bulurdum ben. Telefonu mu komidinin üzerinden alarak ekranını açtım. Beni karşılayan ilk mesaj bir fotoğraf karesi olmuştu. Yıllar evvel, henüz Ayaz ile sevgili bile değilken beni çizdiği o kara kalem çalışmasıydı. Kalbimin sürgülerinden içeriye sızmaya başladığı zaman dimindendi. Gözlerinin her bir milimine mıhlanmış olan bakışlarımı çizmişti...

" Günaydın sevgilim. Bak ne buldum evde. Biraz yıpranmış ve sararmış. Sanki resim de bizimle birlikte yıllanmış."

Bir mesaj daha geldiğin de, yüzümde ki gülümseme ile fotoğrafa dokundum. Bizim aşkımız yıllanmış şarap güzelliğindeydi.

" Eh madem sen yoksun yanımda, o zaman ben de yanı başımda ki resmin ile idare etmek zorundayım ."

Benim suretimin olduğu kara kalem resmî ile selfie çekinip bana yollamıştı.

Ben bu adamdan nasıl bunca yıl ayrı kalabilmiştim?

Gülümseyerek yastığıma daha çok sarılıp bir selfie de ben çekip yolladım.

"Madem sen yoksun yanı başım da, ben de yastığım ile idare etmek zorundaymışım gibi duruyor".

Mesajım saliseler içerisin de görüldü olduktan tam üç saniye sonra elimde titreyen telefona adeta sarılırcasına kavrayıp aramayı cevapladım.

  "Sen beni öldürmeye mi çalışıyorsun kızım hasretinden? Zaten zor sabrediyorum, yoksa işlerimi halletmeden geri dönerim ona göre."

Kıkırdadım. "Tamam, tamam sakin ol. Günaydın sevgilim." Bir kelime. Bir kelime bir insanı ne kadar mutlu edebilirdi? Ne kadar edebilir ise o kadar mutlu etmişti Ayaz'ı.

"Bunca sene nasıl dayanmışım ben sensizliğe Güzide? Aklım almıyor. Sanki. Sanki sensiz aldığım soluklarım ciğerlerime yetmiyor gibi." Telefonun diğer ucundan Ayaz'ın gülüce aldığı soluğu duyduğum da, yüzümde yıllardır var olmayan tebessüm yeşerdi. Ben bu tebessümümü bile özlemiştim.

"Bende sensiz eksik hissediyorum sevgilim. Ne zaman döneceksin buraya?"

"İşlerim biter bitmez döneceğim. Burada ki evi kapatmayacağım ama gerekli eşyaları toparlamam zaman alacak. Şirketi de ayarlamam gerek. Toplantıdan toplantıya koşuyorum anlayacağın."

"Kız isteme merasimin de sen de geleceksin değil mi?" Ya gelmezse? Ayaz'ın bulunmadığı, kız isteme ve yüzük takma merasimi gerçekten de komik olurdu. Hatta yersiz bir komiklik!

Bunun düşüncesi ile korkuyla farkında olmadan yüksek çıkan sesim ile telaşla konuştum.

"Gelmemezlik yapma sakın! Düşüncesi bile berbat." Artık, nasıl bir can havli ile bağırdaysam, Ayaz'ın güçlü ve melodik kahkahası yankılandı hattın diğer ucundan. "Ya neresi komik neden gülüyorsun şimdi?" Pekala, bence tripte atılabilirdi.

"Bilmem gerek var mı bana? Yani bence damat olmadan da gelin alınabilir." Ama halen gülüyordu. Bastırmaya çalıştığı kahkahası ile konuşmasına devam. "Güzelim gelmez olur muyum hiç? Tabii ki de orada olacağım. Yani sonuçta bir kez evleniyoruz değil mi?" Ve Ayaz Gümüşoğlun'dan bir kahkaha daha gelir... Tabii benim de kulaklarım bayram olur, neyse orası ayrı mesele.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geçmişin Ayaz'ı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin