eleven,

1.4K 140 43
                                    

Küçük kalbime karşılık,Ben ve ruhum başbaşayız artık,Ve yarım kalmış sevgimi de yaktık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük kalbime karşılık,
Ben ve ruhum başbaşayız artık,
Ve yarım kalmış sevgimi de yaktık.

Œ

Güz'ün yapraklara acımadığı gibi, hayat da ruhlara acımıyordu. Aralarında küçük bir benzerlik vardı. İkisi de tüketme işinde çok iyiydi.

Dünyada üç aylık süre verilirdi güz'e tüm bitkileri soldurması, kurutup öldürmesi için. Fakat hayata bir insan ömrü verilirdi.
İnsanı, ömrü boyunca soldurur, kurutur, yakar ve yıkardı hayat.

Ölen ruh dirilmezdi, tıpkı solan yaprağın tekrar canlanamayacağı gibi. Ama ilkbahar ve yazın gelişi ile yeşilleşirdi yeniden yapraklar.
Peki insan ruhunun yazı ve ilkbaharı olur muydu hiç? Olmazdı, olamazdı.

Eğer olsaydı, hayatın eğlence niteliğinde izlediği kararmış mazimiz de bitmiş olurdu. O zaman canlanan taraf insanlar, solan taraf hayat olurdu. Güzel bir hayaldi, hakikaten.

"O kız için işkence planları yaptım tüm gece. Seçim olarak da dizdim. A- saçını başını tek bir tel bırakmadan yolmak.
B- başından aşağıya gökkuşağı gibi boyalar fırlatmak ve video'ya alıp üniversitenin dedikodu sitesi ile paylaşmak.
C--"

"Neden bu kadar saçma şeyler düşünüyorsun, Chaeyoung? Direkt kafasına sıkalım istersen?"

Dalga geçtiği belli olan sesi ile Jennie, Chaeyoung'u susturmuştu.
Başım ağrıyordu ve sessiz kalmak en iyisiydi.

"Keskin bir darbe olmalı bence. Fiziken değil, ruhen acıtmalı. Ayrıca hedefimiz kız değil, gereksiz Min oksijen israfı Yoongi dangalağı."

Lalisa da ortaya fikrini attığında bakışları sonunda bana döndü.

"Hiçbir şey yapmayacağım. Ben en başından beri ne dedim size?
Yoongi'yi az çok tanıyorum.
İnatçıdır. Uzak durmam için her şeyi yapmaya hazır gibi. Sadece birkaç gün sonra o kızdan artık sıkılacak. Karşılık vermediğim için birkaç saat bile olabilir. İlk yorulan taraf ben olmayacağım."

Ne kadar tükenmiş olsam da.

"Sana kesinlikle hayranım, Kim Jisoo! Ah, bu kız bir mücevher gibi. Her türlü parlamayı başarıyor."

Chaeyoung'un sözlerine gülerken, diğerleri de bana katılmıştı.

"Ve doksan artı ikide hedef sahaya girmiş bulunmaktadır."

Lalisa'nın saçma dizilerden kaptığı konuşma şeklinden anlamıştım ki, o buradaydı.

"Ve artı üçte üçharfli yelloz tarafından da atak var."

Lia. O kızla bir derdim yoktu. Muhtemelen beni tanımıyordu bile. Sadece bir konuda ona acıyordum ki, karşısındaki adamın cazibesine kapılıp asıl kişiliğini tanımaya çalışmıyordu. Zira tanımaya kalkışsaydı, üstüne yüz kapı ardı ardına kilitlenecekti Yoongi tarafından.

Özel hayatı riskli bölgeydi. Mayınlıydı sanki. Adım attığında fazlasıyla düşünmeliydin.

"Şu Taehyung var ya, çarpı bacak olan.." diye başladı Chaeyoung cümlesine.

"Geçen gün yüzsüz yüzsüz numaramı istedi. İlk kez karşı karşıya geliyoruz ve bir 'merhaba' demeden numaramı isteyerek, yürümeyi bıraktım bana doğru koştuğunu açıkca belirtti. Ve bilin bakalım kiminle tanıştırdım onu?"

"Kiminle?"

Gülerek elini kaldırdı,

"Tatlı parmaklarımla tabii ki."

Kendime hakim olamazken, gülmüştüm tekrar. Ona bu konuda teklifler çok geliyordu. Jennie'nin aksine sözleri ile değil, elleri ile pert ediyordu hepsini.
Lalisa zaten ortalıkta bildiği birkaç dövüş hareketlerini göstererek dolaştığı için kimse yaklaşmaya cesaret edemiyor.

"Kızlar, üçharfli yelloz tehlikesi."
dedi dudaklarının arasında Lalisa.

Ardından sahte bir gülümseme ile arkamda bir yerlere bakmaya başladı. Yaklaşık yarım saniye sonra başımızın üstünde duran kıza baktım. Kullandığı, daha doğrusu buraya gelmeden önce sanki duş aldığı parfümünün kokusu burnumu sızlatmıştı. Bu kadar tatlı bir kokuya hangi insan evladı dayanırdı Tanrı aşkına.

"Merhaba kızlar, pek tanışmıyoruz, ama arkadaşlarım sizi de davet etmemi istedi. Yarın gece doğum günü partim var. Adresi toplu olarak instagram hesaplarınıza gönderecekler."

"Ah, teşekkür ederiz. Umarım geliriz." dedim, sahte bir gülümseme ile.

Garip bir şekilde baksa da, gülümsememin ardından umursamadan çıkıp gitmişti.

"Burnumun ameliyata ihtiyacı var sanırım."

"Benim de. Acaba o parfümü çok aramış mı?"

"Onu bunu bırakın da kalkın hadi. Alışverişe gidiyoruz. Jennie ile son dersimiz boş. Rosie ve sen de bir dersı kıracaksınız artık."

Geçmişten aklıma dolan alışveriş maceralarımız, isyankar bir şekilde yüzümü buruşturmama sebep oldu. Anlaşılan bu gün 7-8 saatim alışveriş zırvalığı ile ziyan olacaktı.

§

💙✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


💙✨

My false truth [ yoonsoo ] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin