NOT; hafif de olsa bu bölümde yetişkin içerik vardır..
Yorum ve oylarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar..♡Ruhum vaveylalarla kaplı,
Benliğim dudaklarında saklı.<♢>
İki et parçası'ydı aslından dudak denilen uzv. Hiçbir özelliği yoktu, canlı değildi. Ama hissettirdikleri bir ölüyü mezarından çıkaracak güce beraberdi. Ayaklarımın bağı çözüldü her öpüşündü. Zayıf düştüm, o da ortaya çıkan gıdasından beslendi. Zayıflığımdan güzelce beslendi.
Ben titredim, o sakince yaptığı eyleme devam etti. Neden yapıyordu bir fikrim yoktu. Neyin peşindeydi bunu da bilmiyordum. Ve açıkcası umrumda değildi.
Elim yanaklarını bulmadan önce kalbine yaslandı. O melodiyi hissettim ve beynime kazıdım. Üç canlı için atan bir kalbi vardı. Atış sesleri normal insanınki gibiydi. Ama yaşattıkları farklı.
Elleri, pantolonumun belime kadar olan kısmına kadar uzanan kazağımdan içeriye girdi. Ruhum yanıyordu, bedenim soğuk. Ellerinin sıcaklığı belimin yay gibi gerilmesini sağlarken, karnımda gezinen eli mantığımı devre dışı bıraktı.
Yandıktan sonra külü kalırdı bir insanın, ama şu an küllerim ortalıkta gezinen tutkunun rüzgarı ile uçuşup yok olmuştu.
Sızladı parmaklarının dokunamadığı her hücrem. Alışık olmadığım tensel temas, bedenimin sancılanmasına sebep oluyordu.
Nefessiz kaldım, ama şikayet etmeden onun geri çekilmesini bekledim. Aklında ne vardısa, beni devre dışı bırakmayı başardığı için düşünemiyordum.
Elleri kazağımın içinden çekilip, deri ceketimi kollarımdan ittirdi.
Bu zaman diliminde, dudakları çeneme kaymış, boynuma yol çizmeye başlamıştı.Eğilerek bacaklarımdan tuttu ve kaldırdı. Duvara tamamen yapışmışken, kendi bedenini bana doğru itip bütünlüşmemize sebep oldu. Özel bölgemde hissettiğim baskı ile, boğazım çıkarmadığım sesimle acıdı. Utanıyordum ve inleseydim, bir daha onun yüzüne bakacağımı sanmıyordum.
"Ben bu odadan çıkacağım, Fedora."
Fedora?
Boynumda dolanan dudaklarından çıkan kelimeler, kara bir büyü gibi üzerime çöktü.
Kafasına koymuştu. Döndüremeyeceğimi zaten biliyordum. Ama denemiştim işte."Neden bunu bana yapıyorsun?"
Zorlukla kurduğum cümleye karşılık, köprücük kemiğimde dişlerini hissettim. Bunu beklemediğim için ağzımdan acı bir inleme çıktı.
Onun gece hayatına uygun biri değildim ben. Üniversite de bir çok kızla beraber olmuştu ve anlattıklarına göre acı çektirmeden tat alamıyormuş. Mazoşist psikopatın tekiydi iki kelime ile.
"Küçük bir borç."
Dediğini anlamamıştım. Belki de, uyuşturculu içkiyi içmesini engellediğim için yapmıştı. Her bir kıza böyle teşekkür ediyorsa, düşünemiyordum..
"Keşke başka bir günde karşıma çıksaydın Soya, işimi yarım bırakmayı sevmiyorum."
Sertce yutkunurken, dudaklarımı aralayıp karakterime aykırı kelimelerin çıkmasına izin verdim.
"Bırakma o zaman."
Kararmış gözleri, terlemeye yüz tutmuş yüzüme döndüğünde dudakları kıvrılmıştı.
"Daha önce karşıma çıkmalıydın."
"Daha önce karşına çıksaydım, burada olmayacaktın. Haklısın."
Alt dudağını dişleri ile ezerken, belimden tuttu ve geri çekilerek ayaklarımın yer ile buluşmasına sebep oldu.
"Kimsenin kararları ile hareket edecek biri değilim ben."
"Hayatında konum kazandığımda, kimse olmadığımı anlayacaksın Min Yoongi."
İşaret parmağımı etkileyici bir şekilde kolunda gezdirirken devam ettim.
"Öyle bir etki bırakacağım ki, önümde diz çökeceksin."
Sırıttı.
"Ben bir çok kızın önünde diz çöktüm, Soya."
Yüzümü buruşturdum. Belaltı konuşuyordu.
"Benim ne kastettiğimi sen çok iyi anladın, bay kurnaz."
Geri çekildiğinde, dolabına ilerledi ve içinden küçük havlusunu çıkartıp boynuna sardı. Ardından kapıya ilerlediğinde, elimi arka cebime attım.
Tanrım! O çok kurnazdı!
Kapıyı açtıktan sonra dışarıya çıkmak için hareketlendim, ama kapıyı üzerime kilitleyip gitmişti.
Rahat durmayacağımı biliyordu tabi..Nasıl oyununa düşdüğüme hatırlamıyordum. Ve sırf anahtar için beni kullanmasını düşünmek... Bir gün elimde kalacaktı!
Kendisi dediği gibi, o bir kurttu.
Yalnız bir kurt. Her yeri gezmiş, biz beyazı görüyorsak o siyahı da görmüştü. Ve her türlü tehlikeyle yüzleşmiş birini hiçbir şeyin korkutmaması gayet normaldi.§
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My false truth [ yoonsoo ] ✓
FanfikceAdam kadının kalbini yakıp, ardından körüklüyordu. Kadın ise, yanan kalbini bir kenara itip, adamın dudaklarında gülüşüne dair kırıklar arıyordu. Çünkü biliyordu, adam gülseydi, kalbi iyileşirdi. • Dünya beyaz b...