twelve,

1.4K 141 25
                                    

Üzeceğini sanıyorsun,Fakat güçleniyorum, yanılıyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzeceğini sanıyorsun,
Fakat güçleniyorum, yanılıyorsun.

§

Bazen yanlışın yanlış olduğunu çok iyi bilirdik, fakat bunu yapardık. Çünkü isterdik. İstek duygusu zorunlu bir yapıya sahiptir, içimize işlediğini zaman geri dönemezdik. Çoğu zaman engellemek için içimizde büyük ve dağıtıcı bir savaş başlardı.
Kazanan arkasında hep bir enkaz bırakırdı.

Mantığım ve aklım işbirliği yaparak oyunu kazandıklarında, enkaz ruhum oluyordu. Ne tesadüftü ki, istek duygusu kazandığında en çok zarar çeken yine ruh'tu.

İnsanların yaşamak için, ruhlar ölmek için gönderilirdi dünyaya. Emindim ki, kafamın uzun bir süre boş olduğu tek an annemin karnında gelişmeye başladığım andı. Ardından çocukluğumu yaşadım. Yine de bir pürüz çıktı ve düşünceleri itti beynime doğru.

Kafamın boş olması için beynimi almalarını isteyebilirdim. Zaten çoğu insanın beyinli hâlinden bir farkım kalmazdı o zaman.

Kırmızının yakıcı tonu tüm bedenime sarılmışken, tam oturmuştu. Belimin ince görünüşü hoşuma giderken, elime aldığım mat kırmızıya baktım. Fazla iddialı ve dikkat çekici olmaz mıydı? İsteğim tam da buydu.

Bugün isteğimle işbirliğim vardı. Hedefin sahibi değişmemişti bu oyuna başladığımdan beri. Fakat, beni değiştirmişti. Kalbim bitirmiyordu, aklım bitiremiyordu. Kendim yapamazsam, bu aşkı kim bitirecekti? Bitmeyecekti.

Dalgalı saçlarımı arkaya alıp, beyaz tenimde öne çıkan kırmızı rengin cesareti ile gülümsedim.

Kırılgan tarafımı görmüştü, hırçın tarafımı da görmüştü. Pekâlâ, o zaman istediğim an ondan 'vazgeçecebileceğim' tavrımı göremezse, beni tanıyamazdı, değil mi?

Kum saati tekrar zamanı baştan akıtmaya başlarken, geldiğim yere göz gezdirdim. Sessizlikte tercih edilmiş, az bilinen bir mekan olmalıydı. Çünkü üniversitede nerdeyse yolu bilen yoktu. Yanıma aldığım paranın yarısından biraz azını taksi parası olarak harcamıştım. Uzaktı ve yolları dolambaçlıydı.

İçeriye giren insanlar arasından tanıdık yüzleri fark ederken, kabanıma biraz daha sarılıp, ilerledim. Kızlar gelmiş olmalıydılar çoktan. Ben birkaç saat gecikmiştim, çünkü bir haftaya zorla yapılan projeyi yirmi dört saatte yapamamıştım. Bu yüzden kütüphanede cezaya kalarak bitirmiştim.

Yorgundum, bu yüzden partinin sonuna kadar kalacağımı sanmıyordum. Kalsam bile, bir yerlerde uyumuş olarak bulunurdum.

Kalın topuklularımla rahatca yürürken, mekana girdiğim için kabanı çıkarmaya başlamıştım yavaşca. Rosé'yi kokteylini elinde tutmuş bir şekilde fark ettiğimde, doğruca ona taraf ilerledim.

Sarı saçları örgüden geçmiş bir şekilde harika dururken, üzerinde siyah üzeri hafif taşlarla kaplı şort ve üstte de sıfır kol beyaz bluzu vardı. Ve de uzun bacaklarını sararak dizine kadar gelen ve şortundaki taşlarla uyum sağlayan taşlı çizmeleri ile bir mankeni andırıyordu. Beni gördüğünde gülümsedi ve el salladı. Yanına varırken, üzerimdeki kabandan kurtulup oturmuştum.

"Bir an gelmeyeceksin sanmıştım Soya! Jennie aile sıkıntıları yüzünden gelememişken, Lalisa geldiğinden beri tanıdığı kızlarla takılıyor."

"Ne yapabilirdim, cezaya kalmak mecburiyetindeydim."

"Önemli değil..Son haber akışını aktarıyorum o zaman; Lia'nın elbisesi kokoşlukta altın sertifikay'ı alır kesin olarak. Yoongi geldi ve geldiğinden beri arkadaşları ile takılıyor tam da ön masamızda. En önemli kısmları, Grey ve Jakson burada. Grey İngiltereye gittiği gibi değil, daha da ateşlenerek gelmiş."

Her şey gayet iyi giderken, son duyduğum cümle ile irkildim.

Grey.

Üniversitenin bir numara güzeliydi geçen yıl. Ama ailesi tarafından cezalandırılıp İngiltereye, babaannesinin yanına gönderilmişti. Yoongi ile aralarındaki bağı bilmiyordum, ama o kız Yoongi'ye adam akıllı yakınlaşabilen tek dişiydi. Lia gibi birkaç kez çıktığı değil de, evine kadar bile girip çıkmışlığı vardı.

Özgüvenim hazır olup olmadığımı kontrol etti. Değildim. Ben o görüntülere alışabilmek için kaç geceme haram katmış, uyumamıştım. Litrelerce kahve sayesinde ayakta duruyordum. Biliyordum, bir adam için bu denli hallere düşmem..

Ve de Jakson.

Takıntılı pisliğin tekiydi.

"Jisoo, bana bak arkadaşım. Grey avantajlı olabilir, evet. Ama Grey'in olduğu zamanlarda sen yoktun. Yani daha seni tanımıyordu Yoongi. Neler olacağını göreceğiz. Şimdi lütfen, Yoongi'nin seni yılmış hâlin ile görmesini istemiyorsan kendine gel. Ayrıca Jakson bu kadar insanı arasında sana bir şey yapamayacak."

Kolumdaki elini sıkıp, gülümsedim genişce.

"Aferin, ikinci kural olarak bir içki devirmeni isterdim. Ama içmiyorsun, neyse."

Bakışlarımı etrafta gezdirip, lavoboyu aradım. Sadece ruj vardı yüzümde. Belki gözlerime veya yüzüme biraz renk katabilirdim. Gözlerime takılan koridorla, Rosé'ye dönüp birazdan döneceğimi söyledim ve ayaklandım.

Pistte birkaç kişi dans ederken, aralarından sıyrılıp yürümeye devam ettim. Yoongi'lerin masasında oturan Jakson'un bakışları bana döndüğünde, bakmadım. Birkaç kişiden başka bilmezdi kimse onun bana olan takınıtsını. Yoongi de bilmiyordu, yani sanırım.

Masalarını geçtiğime sevinecekken, kenarda oturduğu için rahatca kolumu kavrayabilen Jakson'la neye uğradığımı şaşırmıştım. Benim yüzüm masada oturanlara taraf iken, o eğildi ve kulağıma yaklaştı.

"Bir kez daha hata yapmadığımı bana kanıtladın, Jisoo, kırmızının içinde çok seksi görünüyorsun."

Yüzümde beliren sinirin rüzgarı ile birlikte, kollarımı kaldırıp onu ittim.

"Kafana her an bir içki şişesi yiyebilirsin salak herif, uzak dur!"

Ben koridora doğru ilerlerken, iğrenç gülüşünü sergilemekten başka bir şey yapmamıştı.

Bir şey yapsın istedim. Jakson'ın kolumu ilk tutuşunda bir tepki bekledim. Sadece beklemekle kaldı bu istek. Baktı ilk birkaç saniye gözlerime. Sonra ise içkisine devam etti.

Bir kadın sevgisinden acı çekerdi.
Sevgi acıyla beslenirdi, acı sevgiden nefret ederdi. Ve aşk, sevgi ile acıyı birleştiren bir noktaydı. Bazılarına göre dönüm noktası, bazılarına göre de ölüm noktası.

§

Oy ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın...☀

My false truth [ yoonsoo ] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin