2014 - Tony 39/Steve 34/Peter 14 yaşlarında
"Çıkıyor musun?" Tony elindeki İngiliz anahtarını masaya bırakarak Peter'a döndü. Peter onun alt katta yemek yediğini düşünmek istemişti ama her zamanki gibi laboratuvarındaydı.
"Yine uyumamışsın" Çantasının askısını daha rahat şekilde omzuna alıp içeriye yürüdü ve Dum-E'nin metal koluna çarpmamak için başını eğerek yanından geçti.
Tony onun saçlarını karıştırarak gülümsemişti, Peter'ın huysuz küçük çocuklar gibi saçlarını düzeltmesini seyretmek paha biçilemez oluyordu. "Şimdi uykumu aldım işte, kahvaltını etmeden çıkma evden"
Peter birkaç dakika geç kalmanın sorun yaratmayacağını düşünerek onun yanındaki döner sandalyeye oturdu. "Bahsettiğin element mi?"
"H-hm" Tony başıyla onaylayıp küçük parlak parçayı eline aldı. "Oldukça cafcaflı duruyor, değil mi?"
"Evet" Peter gülümseyerek minik parçaya uzanacağı sırada bir şey duymuşçasına başını çevirdi. Tony parçayı masaya bırakarak Peter'a dönmüştü.
"Bir şey mi oldu?"
"Sen de duydun mu?"
Tony başını iki yana sallarken elini yanında duran beze silmiş ve oturduğu yerden kalkmıştı. Peter huzursuzca çantasını bıraktığı yerden aldı. "Bir şey duyduğuma yemin ederdim"
"Makinelerin sesleri olabilir Pete, sabahları seslere çok duyarlı oluyorsun" Tony kollarını iki yana açıp onun sarılmasını bekledi, Peter itiraz etmeden onun kollarına atlamıştı. Bu konuda hiç itirazı yoktu.
"Kendine iyi ba-" bu seferki ses Tony'nin de bariz olarak duyabildiği bir kırılma sesiydi. Gidip bir bakış atsa, zırhı ona birkaç saniyede ulaşabilecek bir seviyedeydi bu yüzden sıkıntı etmeden kapıya yürüdü.
"Bay Rogers'ın odasından gelmiş olabilir mi?" Peter yüzünü buruşturarak sormuştu, böyle olması bu güne korku filmi izlenimi katardı. "Uyanmayacağını söylemiştin çünkü"
"Okuluna geç kalacaksın Pete" Tony koridorda yürürken göz ucuyla ona bakarak söylemişti.
"Seni korumak için gelmem gerektiğini düşünüyorum" Peter'ın lafı üzerine sırıtmıştı Tony, korunması gereken bir şey olduğunu düşünmüyordu. Muhtemelen yardımcı zırhlarından birisinin senkronizasyonunda hata vardı.
Peter ve Tony kapının önünde yerde yatan robota ve boyun kısmından çıkan kıvılcımlar kısa bir bakış attıktan sonra birbirlerine bakmış ve odanın aralık kapısını ittirmişlerdi. Dürüst olmak gerekirse bu senkronizasyon hatasına benzemiyordu.
Peter boş yatağa bakarken Tony'nin arkasında duruyordu. "Bu şeye benzedi sanki, örümcek duvarda dururken de korkutucudur ama asıl onu yerinde görmeyince korkmaya başlarsın ya..."
"Pete, okula gecikiyorsun" yinelemişti lafını. Steve'e bağlı olması gereken monitörlere bakıp boş yatağı yokladı. Sadece bir saat önce buraya gelip Steve'i kontrol ettiğini hatırlıyordu, ters giden hiçbir şeyin olmaması gerekirdi.
"Baba!" Tony onun bağırışıyla panikledi. Peter boynuna dolanan elden dolayı geriye doğru sendelediğinde çantasını yere düşürüp ellerini boğazını sıkan kola atmıştı. Başını geriye atıp nefes almaya çalışırken aynı sırada onun ellerini çekmeyi deniyordu. Çekememe ihtimalini hiç düşünmemişti, Peter onun nasıl kendinden daha güçlü olduğunu kavramakta güçlük çekiyordu.
"Steve!" Tony Peter'ın incinmesinin korkusuyla zırhının eldiven kısmını eline çağırmış ve ona doğrultmuştu. Mantıklı düşünmek istiyordu ama şu anki durumları mantıktan bir hayli uzaktı. Oğlunun boğulması mı yoksa Steve'in kanlı canlı ayakta durması mı daha korkutucuydu emin değildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Time On Earth | Stony & Spideypool Au
FanfictionTony 15 yaşındayken babası tarafından tanıştırılan bu askeri sevmişti. Steve'in öldüğünü duyduğunda ona olan sevgisinin eksilmediğini fark ediyordu. Yıllar sonra onu tekrar karşısında gördüğündeyse sevgisinin hiç değişmediğini fark etti.