"Ezik" Flash diğerleriyle gülüşüp nihayet Peter'ın başından çekildiğinde Peter yere düşmüş çantasını başının altına çekti ve yerde uzanmayı sürdürdü. Flash'ın sonsuza kadar ailesiyle tatilde kalmasını dilerdi, nihayetinde eğer bir yerinde bir morluk ya da kızarıklık olursa Tony'e ne diyeceğini bilmiyordu.
"Yine o bok çuvalı mı?" Shuri çantasının askılarını tutan elini yerdeki çocuğa uzattığında Peter onun elini sıkıca tutup kendini çekti. "Neyse ki sağlam duruyorsun, görmediğim yerlerde sıkıntı var mı? Bay Wilson'a bunun için bir şey uydurabilirim"
"Tamamen sağlamım" Yüzünü buruşturarak cevap vermişti Peter, kesinlikle matematik dersini kaçırmak falan istemiyordu. Üstünü silkeleyip çantasını yerden çekerken konuştu. "Sabah dersine gelmedin"
"Normal gençler ders eker Peter, sana yıllardır bunu anlatmaya çalışıyorum" gülerek kolunu Peter'ın omzuna atmıştı. Önlerinden koşarak geçen alt sınıflara gözlerini devirip saçlarını düzeltmeye çalışan arkadaşına çevirdi bakışlarını. "Galiba öğle yemeğine gidemedin daha?"
"Niyetim gitmekti..."
"Ben de bir şey yemedim, bana eşlik edebilirsin, yalnız yemek hoş olmuyor"
Peter onu omzuyla dürtükleyip gülerken okulun ana binasına yürüdü.
Wade Peter'ı izlediği pencerenin pervazına kollarını dayayıp sandviçinden bir ısırık daha aldı. Genç adam yanındaki kızla binaya girene kadar onu takip etmişti. Ardından gözleri deri montlu, kendine kıyasla ufak tefek çocuğa kaymıştı. Wade bu çocuğu sınıfta görmeye bile tahammül edemiyordu, kişilik analizinde doktorasını yapmış sayılırdı.
Biraz göz korkutmaktan bir zarar gelmeyeceğini düşünerek sandviçinin kalanını masaya bıraktı ve ceketini koltuğunun arkasından aldı. Kovulması gibi bir olay da nasılsa söz konusu değildi. Odadan çıktı.
×
"Benden bunları neden istediğine emin değilim" Natasha salonda cirit atarken incelediği kağıtlardan başını kaldırıp ona döndüğünde, Tony bağdaş kurduğu yerde bilgisayarıyla uğraşıyordu. Steve ve Bucky'i de zorla oturtmuştu, Steve bu kağıtlarda tam olarak neyi bulması gerektiğinden emin değildi. Ayrıca keyfi de buna el vermiyordu, Tony dünkü gece hiç olmamış gibi işine gömülmüş ve kendisini bir kenara atmıştı.
"Çünkü herifin kim olduğunu bilmek istiyorum, çünkü herif oğlumla muhatap oluyor, çünkü iyi bir babayım" Tony gözlerini devirip Steve'in kendisine yönelmiş korkunç bakışları üzerinde çok durmadı.
"Her öğretmenini böyle inceledin mi?" Natasha sırtını duvara dayayıp kağıtlara geri dönerken mırıldanmıştı. Tony bunun üzerine başını salladı.
"Dersine girmeyenleri bile, ve inan bana akıl sır erdiremeyeceğin bir ifşa potansiyeli var o kadroda" Tony hatırladığı bilgilere gülüp onlara baktığında Natasha da Steve de donuk bir ifadeyle ona bakmışlardı. Tony istediği tepkiyi alamamanın üzerine başını geriye attı. "Gerçekten inanılmaz şeylerdi, gudubetsiniz"
"Her iddiasına varım, diğer öğretmenleri S.W.O.R.D ajanları çıkmamıştır" Bucky elindeki kağıdı sallayınca Tony ve Natasha aynı anda kağıda döndüler. Bucky ikisinin de bir anlığına gözlerinden lazer atacaklarını düşündü.
Natasha kağıdı onun elinden çekip almış ve inanmak için birkaç kere okumuştu.
"S.W.O.R.D ajanları bu kadar basit açığa çıkmazlar, onlara S.H.I.E.L.D aracılığıyla ulaşmak bile haftalar alıyor" elini önüne düşen tutamların arasından geçirip kaşlarını çattı.
"Nereden buldun onu?" Tony bilgisayarını kapatırken Bucky omuz silkmişti.
"HYDRA'dan arakladığımız dosyaların içinden çıktı"
Tony çenesini kaşıyıp Steve'le göz göze geldi, düşündüğü için baktığı yere pek odaklanmıyordu. "Bu iyi bir şey, değil mi? Yani, S.W.O.R.D bizim tarafımızda?"
Natasha'nın eli istemsizce bacağına sakladığı silahı yoklamıştı. "Hayır, biz Peter'ı tehdit olarak görmüyoruz. Ama bu herif okuldaysa, onlar görüyor. Şüphe duydukları anda..."
Tony'nin sıktığı dişleri çene kemiğinin daha da belli olmasını sağlamıştı. "Herifi ortadan kaldırırsam belki beni tehdit olarak görürler"
"Tony" Steve birleştirdiği kollarını elleriyle sıktı. Bucky ise incelediği kağıdı yavaşça yerine bırakmıştı.
"Bir sorun çıkmayacak, Peter yıllardır iyi durumda, belki de sadece onu HYDRA'dan koruyordur" Bucky söylediği şeyin mantıklı olmasına kendisi bile şaşırmıştı.
"Haklı olabilir, bilmiyorum. Açıkçası bunu beklememiştim, Fury'le konuşacağım." Natasha telefonunu arka cebinden alıp mutfağa ilerlerken
Tony yerinden kalkıp elleriyle yüzünü ovdu ve salondan ayrılmadan hemen önce mırıldandı. "Bu içime su serpmedi"×
"Özür dilerim" Flash'ın yanından geçerken tıslayarak söylediği şeylere Peter anlam vermekte güçlük çekti. 'Kafanı ezerim' ya da 'öldürür giderim' tarzında bir şeyler söylediğine emindi ama sanki kulakları böyle duymamıştı.
Peter başını ona bakmak için arka sıraya çevirdiğinde, ortalığı dumana vermeden oturuyor olması oldukça tuhaftı.
Wade bunların üstüne derse girdiğinde Peter soru işaretlerine cevap bulamadığı için rahatsız hissediyordu ama Wade sınıfa günaydın dedikten hemen sonra ona gülümsemişti.
Doğal olarak Peter soru işaretinin ne olduğunu dahi unutmuştu. Wade parmaklarını esnetip aynı sırada masasına açtığı kitabı incelemeye döndüğünde Peter onu bu kadar incelemenin saygısızca olduğunu düşünüp gözlerini çekmek zorunda hissetti.
Sıkıcı bölüm adına özür dilerim ama inanın bana bütün hikayeyi sıkıcı yola sürüklemektense, tüm sıkıcılığın tek geçiş bölümüne toplanması daha iyi oluyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Time On Earth | Stony & Spideypool Au
FanfictionTony 15 yaşındayken babası tarafından tanıştırılan bu askeri sevmişti. Steve'in öldüğünü duyduğunda ona olan sevgisinin eksilmediğini fark ediyordu. Yıllar sonra onu tekrar karşısında gördüğündeyse sevgisinin hiç değişmediğini fark etti.