22

3.4K 323 176
                                    

Wade, Peter'ın kapıdan çıkmasını izlerken kollarını birleştirdi. Pencerenin önünde dikilmiş, yaptığı şeyleri bir bir düşünüyordu aynı zamanda. Peter bahçede babasına ilerlemiş, ona sıkı sıkıya sarılmıştı. Eğer Wade hatalı değilse, normalde sarıldığından yedi saniye farklı sarılmıştı.

Wade hemen yan tarafında oluşan hava dalgalanması nedeniyle uçuşan saçlarını bir şey yokmuş gibi geriye yatırdı. Pietro, onu pencerenin önünden kenara itekleyip baktığı yere dönmüştü.

"Hala yürüyor"

"Hala yaşıyor" diye düzeltti onu Wade. Öldüğü halde yürüyen cesetlere de rastlamıştılar.

"Ne düşünüyordun ki Wade?" Pietro kostümünün eldivenini bileğinden tutup yukarıya çekerek düzeltmişti. Emre itaatsizlik onun ilk kez yaptığı bir şey gibi hissettirmişti gri saçlı çocuğa.

"Ne düşünüyordum biliyor musun? Sıkıntı çocukta değil" Wade, Stark'ın arabası uzaklaşırken Pietro'ya dönmüştü. "Suçun onda olmadığını... Natasha'yla konuşacağım. Bunu planlayarak yaptılar"

"HYDRA'nın S.H.I.E.L.D'a sızma olayını mı? Kanıtlayabilecek misin?" Pietro elindeki kırmızı deri kostümünü ona uzatırken Wade omuz silkmişti. "Wade beni öldürme ama, bu teşkilatla ilgili olmaktan çıkıyor mu? Konu çocukla mı ilgili?"

"Seni öldürürüm" Katanasını kınından çekip keskinliğini kontrol ederken göz ucuyla beyaz saçlı çocuğu kesmişti.

"Aklında ne var?" Wade'den cevap alamayacağını düşününce Pietro duvara yaslandı. "Her neyse, ne yapacaksan arkandayım"

"Romanoff'u görmeye gidiyorum" Wade gömleğini çıkarırken kafasında tartıyordu. "Romanoff, sineğiyle gelecek, sen de benimle"

×

"Baba..." Peter boynundaki emniyet kemerini gevşetip Tony'e döndü. "Bucky ölmeyecek, değil mi?"

Tony, gözleri minik yaşlarla dolan oğlunu fark ettiğinde arabayı kaldırımın yanında durdurup el frenini çekti. "Peter ne yapıyorsun? Tabi ki iyi olacak" kemerini açıp tamamen ona dönmüştü, elleriyle omuzlarını sıkıca tuttu.

"Berbat hissediyorum, berbat hissediyorum..."

"Konuşmak ister misin? Konuşalım, her zaman yaptığımız gibi?" Tony ne yapacağını bilemez haldeydi ama emin duruşunu bozmadı.

"Hastaneye gidebilir miyiz? Lütfen?"

Tony, tek elini onun omzundan çekmeden telefonuna uzanmıştı. "Bakalım ne yapabiliyoruz" telefonun ekranı patladığında Tony, sesli komutla Steve'in numarasını buldu.

Peter onun elinin üstünde elini koyup bir süre dokunup, sanki bu anları sonsuza dek sürecekmiş gibi babasının yüzünü inceledi. Kendini en değerli hissettiği yerde duruyordu. Tony telefonda konuşurken Peter, bunların hepsini kaybederse ne yapacağını düşünmeden edemedi, gözleri yeniden doluyordu.

Tony telefonu arka koltuğa atıp Peter'ın saçlarını karıştırdı. "Gidelim, bir sıkıntı yok"

"Baba"

Tony yeniden direksiyonu kavrayacakken gözlerini Peter'a geri çevirmişti.

"Beni evlat edindiğin için teşekkür ederim..."

"Peter, Bucky iyi olacak, neyin var senin?"

Peter omuz silkip emniyet kemeriyle oynamaya başladığında Tony başını koltuğuna vurup iç çekti. "Pete, baban her şeyi halledecek. Bu güne kadar neyi halledemedim? Seninle beraber daha zor günlerimiz oldu"

Time On Earth | Stony & Spideypool AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin