12

4.5K 365 159
                                    

Peter saate bakmaktan bir türlü derse odaklanamıyordu. Natasha onu motoruyla okula getirdiğinde, Peter kaskını çıkarırken, bütün gün aklına takılacak şeyleri söylemişti.

"Eğer bir tuhaflık fark edersen hemen birimizi ara"

Peter bu tuhaflığın ne olabileceğini sorsa da Natasha sadece "Bilirsin işte, sadece senin hakkında endişeleniyorum" demiş ama Peter bunun asıl nedeni olmadığını düşünmeye başlamıştı.

"Stark?" Wade elindeki tahta kalemini parmakları arasında döndürürken dikkatini çocuğa yöneltti. Bunun üzerine Peter gözlerini saatten çekip tahtada yazan rakamlara bakabilmişti ama konudan fazlasıyla uzaktı ve soruyu çözmeye de vakit bulamamıştı.

Matematiği de sevmezdi zaten.

"Bilmiyorum" sorumluluğu üstüne alarak omuz silkti Peter, bakışlarını Wade'den çekip aşağıya, masasının üstündeki boş deftere indirmişti. Dersin bitmesini istiyordu sadece.

Zil ikisinin konuşmasını böldüğünde Peter defterini alıp çantasına tıkıştırdı. Sınıftakiler bir bir kapıdan çıkarken Wade kağıtlarını dosyasının arasına sıkıştırmış ve Peter'ın yanına ilerlemişti. "Canını sıkan bir durum mu var?"

"Hayır Bay Wilson" Peter çantasını omzuna alıp başını kaldırmış ve onunla göz göze gelmişti. "Sadece konuyu anladığımı sanmıyorum"

Wade anladığını belli eder gibi başını salladı ve parmaklarıyla masada kısaca ritim tuttu. "Benimle odama gelirsen sana çalışman için birkaç kaynak vereceğim"

Peter, Wade kapıya yürürken arkasından bir süre baktıktan sonra peşine takıldı. Evdeki milyonlarca kaynağını düşününce bunu da bir kenara atacağını hissediyordu ancak reddetmenin de doğru olmadığını düşündü.

Wade koridordaki kısa yürümelerinin ardından odasının kapısını anahtarıyla açtı ve itti. Stajyer olduğu için odayı çok düzenleme ihtiyacı hissetmemişti. Peter içeriye girdiğinde kapıyı kapatıp kapının arkasındaki dolaptan kitaplarına bakmaya başladı.

Odanın bir koridora bir de bahçeye bakan iki penceresi vardı. Koridora bakan pencere jaluzi perdeyle kapatılmış olduğu için diğerine ilerledi Peter. Bahçedeki servisler de gitmişti ve öğle vaktinin aksine bahçe bomboştu.

"İşte bunu alabilir-" Wade başını dolaptan kaldırıp Peter'a döndüğünde, lafı koridordan peşpeşe gelen kırılma sesleriyle bölünmüştü. Peter tüylerinin diken diken olduğunu hissediyordu, başını pencereden öğretmenine çevirdi.

Wade jaluzinin arasını parmaklarıyla aralayıp koridorda ne olduğuna bakmak istemişti ancak cama yapışan kanlı elle aniden geriledi. Peter'ın görmemesini umuyordu.

"Bak ne diyeceğim, Bay Banner'ın odasında da sana yardımcı ne var ne yok bir bakayım, şu anahtarlar neredeydi..." Masanın altına eğilip görünmeyecek bir yere sıkıştırdığı silahını pantolonunun beline tıkmıştı. "Hemen geleceğim, burada dur"

Peter az önce pencerede gördüğü ele dalmış gözlerini Wade'e çevirdi, ne dediğini dinlememişti bile. "Tabi, şey evet?"

Wade onun dinlemediğini fark edip iç çekti ve omuz silkti. "Burada dur sadece, kitapları alıp geleceğim" Sonrasında kapıyı azıcık aralayıp arasından koridora sıyrılmıştı.

Peter bunun Natasha'yı araması gereken durum olduğunu fark etti.

Neden aramak yerine koridora çıkmak gibi bir saçmalık yaptığından kendisi de emin olamıyordu ama Bay Wilson'ın tehlikede olabileceğini düşündü.

Time On Earth | Stony & Spideypool AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin