25

2.8K 278 266
                                    

Özür dilerim. Ben bir gerizekalıyım. Beni vurun.

Tony gergince aynada son kez kendine bakıp üniformanın düzgün olduğuna emin oldu. Sahte kimligi pantolonunun cebindeydi, ters gidecek hiçbir şey yoktu.

Aynı planladığı gibi, gidecek, Howard'ı bulacak, derdini anlatıp çipleri yok edecekti. Tek korkusu babasının... Her zamanki babası olmasıydı. Kanının her bir hemoglobin molekülü inat kaynıyordu.

"Tony, şu ceketin içindeki iplikleri koparsana" Steve odaya dalıp ceketi ona attığında Tony kumaş parçasını yakalayamamıştı.

"Çıplaksın..."

"İç çamaşırı giydiğime eminim..." Steve bundan bile şüphe duyup kendini kontrol etmek zorunda kalmıştı. Atladığı noktayı sonra fark edip elini 'boşver' dercesine salladı. "Görmediğin şey değil"

Tony kaşlarını çatıp yerdeki ceketi ona geri attı. "Spoiler veriyorsun!"

"Her bir detayı da verebilirim, istemiyorsan sus ve söz dinle" ceketi Tony'e geri atıp yatağına uzandı. Tony kaşları hala çatık halde ceketteki ip fazlalarını dişleriyle koparmaya başlamıştı. "Stephen neden gelmeyecek?"

"Çünkü gelme nedeni planı tam olarak bize anlatmaktı. Bir de beni eve sağ salim ulaştırmak, yoksa sana yetmiyor muyum?" Tony tek kaşını kaldırdı.

"Bana ihtiyacın bile yok Tony" Steve gülerek ona baktı. Tony sinirli görünmek istiyordu ama ceketini ona geri verirken gülümsüyordu. "Giyin artık, yetişmemiz gereken bir gelecek var. Saat tam üçte 1990'da olacak şekilde..."

"Kıçın bu pantolonda çok iyi duruyor..."

Tony onun söylediği laf üzerine gözlerini büyüttü. "Seni son bıraktığımda böyle değildin!"

"Bu yıla özel olmalı..." Steve ceketini alarak odadan çıktığında Tony elleriyle arkasını yoklamıştı.

×

Önündeki kadın, kartları umduğundan da uzun süre incelemeyi sürdürdüğünde Tony'nin avuç içleri terlemeye başlamıştı.

Bir şeyler ters giderse, plan yapabileceğinden emin değildi, bu yeni ortama alışamamıştı.

"Bu taraftan beyler" kadın oturduğu masadan kalkıp saatlerle dolu duvarları geçtikten sonra dükkanın arka tarafında kalan gizli kapıyı ittirdi. Dükkana kıyasla oldukça farklı bir koridora açılıyordu.

Tony önden giderken, Steve kadına başıyla veda edip Tony'nin hemen arkasına düşmüştü. Tony sol yumruğunu sıkıyordu, böylece Steve onun gergin olduğunu sezdi.

"Sorun çıkmayacak"

Steve asansörün düğmesine bastığında Tony de kendine bunu inandırmaya çalışıyordu.

Asansörün kapısı tiz bir ding sesiyle aralandığında, Steve ve Tony hızlıca içeri girip düğmelere bakakaldılar. Şimdi ne olacaktı?

"Kapıyı tutar mısınız?"

Steve son anda elini kapının arasına koyup kapıyı yeniden açtığında işlerinin en fazla bu kadar yolunda gidebileceğini düşünüyordu.

"Ah teşekkürler" Howard gülümseyerek eksi üçe basıp yüzünü kapıya döndüğünde Steve Tony'e dönmüş ve sessizce, ağzını oynatarak "Howard" demişti.

Tony aynı şekilde karşılık verdi. "İmkanı yok"

İnatlaşmaları eksi ikinci katta da son bulmayınca Tony boğazını temizledi. "Bay Stark?" Ortaya atmıştı, eğer önündeki adam dönmezse, sanki Steve'e seslenmiş gibi davranıp olaydan sıyrılırdı.

Time On Earth | Stony & Spideypool AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin