Arasın melindası

Bölüm 2

PAZAR GÜNÜ

Bu gün o gündü ve bir kaç saat sonra olanlar olucaktı belki bir katil olucaktım belkide neyse bunu düşünmek istemiyorum kapımın birden açılmasıyla yerimden sıçradım . "kalk giyin gidicez birazdan" dedi ve dolabımı açtı aralarında en kısa ve dekolteli olan kırmızı elbiseyi elime attı "al şunu giy süslen az"dedi ve odadan çıktı.elime verdiği elbiseye baktım eskiden olsa belki çekinmeden giyerdim ama şimdi short bile giyemiyorum. önce üstümü çıkardım sonra bütün vücudumu fondotenledim , üstümü giyindim siyah bir topuklu ayakkabı giyindim ve içime çakılarımdan yerleştirdim yüzüme makyaj olarak bir tek rimel sürdüm saçlarımı hafif dalgalandırdım ve aşağıya indim babam bu sefer biraz daha şık giyinmişti beni görünce yanıma geldi ve bir hap uzattı "al bunu iç işin daha kolaylaşır" verdiği şeyin uyuşturucu olduğunu biliyordum bu yüzden içmedim içiyormuş gibi yaptım babam içtiğimi sanıp hadi çıkalım dedi bende arkasından yürümeye başladım "neyle gideceğiz " "arabayla" "hangi arabayla" dedim çünkü arabamız yoktu "ben bulurum " dedi ve binadan çıktık binnanın önünde lüks bir arab duruyordu şoför koltuğuna oturdu bende yanına oturdum yol boyunca bir şey demedi en son bir barın önünde durduk kapıda korumalar vardı ama bir şey demediler direk içeri girdik bar kısmı çok kalabalıktı ama bir kaç koridordan geçtik ve bir sürü kapı olan bir koridora girdik bir kapının önünde durduk "şimdi içeri gireceksin birazdan bu işte en çok para bırakan kişi yanına gelcek onu memnun et ve para almadan dönme" dedi ve beni oda itti arkamdan kapıyı kapattı odayı inceledim önce bir tek yatak vardı ve bir banyo vardı oda simsiyahtı yatak bembeyazdı odanın en köşesine geçtim ve elime bir çakımı aldım şu an  çok korkuyordum ama korkunun ecele faydası yok sakinleşmeye çalıştım ama bu sefer gözlerim doldu ya katil olursam allahım ben ne yapacaktım diye düşünürken kapı açıldı ve içeri biri girdi çakımı iyice sıktım karşımda duran kişi çok yakışıklıydı gerçekten kumral havaya diktiği saçları gri gözleri ve kirli sakalı vardı ayrıca yüzü kemikli bir yapıya sahipti beni elimde çakıyla görünce bir kahkaha attı ve bana doğru yürümeye başladı "yaklaşma"dedim ama gözümden bir yaş aktı yürümeye devam etti "yaklaşma" dedim bir daha şimdi o yatağın bir tarafındaydı ben bir tarafındaydım "sakin ol senin işin bu değilmi"       "değil" birden ciddileşti "o zaman neden buradasın altıma girmeye meraklı kızlardan değilmisin" "hayır değilim " dedim sesim titremişti "o zaman burada ne işin var" diye bağırdı birden ve bana yaklaşmaya başladı "yaklaşma" diye bağırdım "merak etme ben kimseyi zorla altıma almam ben isteyenleri alırım" dedi ve aramızda bir adım kalana kadar yaklaştı donmuştum bunu fırsat bilip elimden çaıkımı aldı ve yere fırlattı "istesem seni çok rahat becerebilirim ama zorla yapmam " göz yaşlarımı serbest bıraktım "ağlama lan" diye bağırarak beni duvar yapıştırdı "şimdi anlat bakalım bana sen nasıl buraya geldin" "ü-üvey babam zorladı" "neden" diye bağırdı "uzun hikaye" "anlat" "okumam için eğer buraya gelirsem okuyabilirmişim" "kaç yaşındasın" "19" "liseyi bitirmedinmi" "hayır" "neden" "üvey babam geç sene beni dövmeye başladı her gece çoğu günüm hastanede veya evde yatarak geçiriyordum devamsızlıktan okulda kaldım bu sene okuyabilmem için buraya getirdi bunu yaparak para kazancakmışım eğer para götürmessem okulada gidemiyecekmişim ayrıca beni bu sefer çok daha kötü döver" "vücudunda hiç yara izi yok" dedi elimin tersiyle yüzümdeki fondoteni sildim yüzümdeki morluklar orataya çıktı "bak bak işte bu daha çeyreği bile değil bak nasıl dövüldüğüme bak istersen bacaklarımdaki fondotenide silebilirm bak " "yeter otur şu yatağa " dediğini yaptım ve yatağa oturdum oda yanıma gelip oturdu gözlerimi kaçırdım "gözlerime bak" dedi bakmadım "gözlerime bak dedi " yine bakmadım  "gözlerime bak dedim " dedi ve kafamı kaldırdı artık göz gözeydik "şimdi ben sana para vericem sende o adama yaptım deyip bu parayı verceksin dedi ve cebinden bir iki yüzlük çıkardı "alamam" "alıcaksın" alamam" "eve gidince dayakmı yemek istiyorsun" "gerekirse dayak yerim ama alamam" "neden lan neden "diye bağırdı" "çünkü benimde bir onurum var bıktım ezik görülmekten insanların bana acıyarak bakmasında bıktım anlıyormusun bıktım" diye bağırdım ve ağlamaya başladı elleriyle göz yaşlarımı sildi "ağlama ben sana öyle bakmadım ben sana yardım etmek istedim benim yerimde başka biri olsa zorla becerirdi seni şimdi al bu parayı ve baba dediğin adama ver" kafamla onayladım elime parayı koydu "bir daha seni buraya getirirmi" "her hafta sonu geliceksin dedi" "tamam sen her geldiğinde bu odaya geliceksin bu sayede öyle bir şey yapmak zorunda olmıyacaksın" kafamla onayladım ama bir dahaki hafta buraya gelmemem lazımdı çünkü her hafta böyle para alamazdım bir şey bulmam gerekiyordu ama koca bir haftada bulurdum bir şey ayağa kalktım ve kapıya doğru yürümeye başladım "nereye" "dışarıya" "bu o kadar kısa süren bir şey değil anlaşılır" "peki ne kadar süren bir şey "ben sana haber vericem çıkman gerektiğinde otur şimdi şuraya" kafamla onaylayıp eski yerime bir daha oturdum "saçların boyamı" "hayır öylemi duruyor" dedim "adın ne " "melinda" "soy adın" "bak tamam yardım ettin ama bu tüm bilgilerimi öğreneceğin anlamına gelmez" "öylemi " "öyle" "sen kaç yaşındasın" cevap vermedi bende üstelemedim yirmili bir şeydi ama galiba biraz daha oturduk "ne kadar kaldı" "haber vericem ben sana dedi gözlerime bakarak. hemen gözlerimi kaçırdım ama onun hala bana baktığını hissediyordum "bu ilkti "dedi "efendim "ilk defa altıma girmek istemeyen bir kız tanıdım" "o diğer orospular ben o orospulardan değilim" dedim "belli oluyor" dedi bir şey demedim hala bana baktığını hissediordum biraz daha bana baktı "banyoya bak fondoten varsa yüzüne sür anlamasın" bir şey demeden banyoya gittim dolaplara baktım vardı gerçektende büyük ihtimal buraya gelen fahişe kızlardan kalanlardı fondöteni alıp hemen yüzüme sürdüm ve geri odaya girdim "şimdi önce odadan ben çıkıcam bir kaç dakika sonra sende çık" dedi ve odadan çıktı.aklımdan saymaya başladım 120'ye kadar saydım ve bende odadan çıktım.etrafa bakındım ama babamı göremedim geldiğimiz yolları hatırlamaya çalışarak yürümeye başladım bir kaç koridor yürüdüm babam hala görünürde yoktu bar kısmına geldiğimde etrafı süzdüm ama görünürde yine yoktu eve gitmiştir diye düşünüp dışarı çıktım ve yürümeye başladım aslında nereden gideceğimi bilmiyordum ama ana caddeye çıkmaya çalışarak yürümeye başladım ama sonuç barın oradan dah iğrenç bir yere çıktım ve yolun sonu gelmişti zaten kısacık şeyle donmuştum tam geri dönerken "şişt yavru buralarda tek ne yapıyorsun" diyerek üstüme gelen bir keko grubunu gördüm yürüyüşümü hızlandırmaya başladım ama karşıdan da farklı bir grup üstüme gelmeye başladı olduğum yerde durdum arkamdan omuzuma konulan eli ters çevirip yer fırlattım bu sefer başkası üstüme geldi erkekliğine tekme attım oda yeri boyladı bu sefer başkası geldi yüzüne yumruk attım ve karnına tekme indirip onuda yere yatırdım ama bu sefer hepsi aynı anda üstüme gelmeye başladılar sıra sıra gelseler yenebilirdim belki ama hepsini aynı anda yenebilmem çok zordu hepsi aynı anda saldırıya geçecekti bir araba geldi biri arabadan indi ve yanıma geldi gördüğüm kişiyle dondum bu günkü çocuktu bana izin vermeden hepsini yere serdi sonra kolumu tutup arabaya doğru çekmeye başladı bani öne oturtup kendi yerine geçti ve hızlıca geri döndü "kızım sen gerizekalımısın tek başına hangi akılla o sokağa girdin" "b-ben çıkışta babamı bulamadım o yüzden kendim dönmeye kara verdim ama yolu bilmiyordum yanlışlıkla buraya geldim" "bir daha bara gelince bir şey olursa bana haber veriyorsun" "sizi koca barda nasıl bulabilirim" "barmene de o yerimi söyler " "şey adınız ne" "aras" "tamam" "evin nerede" işte bu soruyu sormasını istemiyordum her şeyimi öğrenmişti neredeyse ama söylemek zorundaydım artık  adresi verdim ikimizde yol boyunca susmuştuk.evin önüne gelince "her şey için teşekkür ederim aras  bey" "aras"  "efendim"  "aras de beye gerek yok" "peki aras  tekrar teşekkürler iyi geceler" deyip arbadan indim ve eve girdim tahmin ettiğim gibi babam salonda sızmıştı.direk kendi odama çıktım üstümü değiştirip yatım.