2.Bölüm

163 28 0
                                    

Yıl 2008 o zamanlar daha altı yaşındaydım tam onbir sene önceydi..
Yaşıtlarım koşup oynarken bu adının bile bilmediğm  tedavisi bile olmayan hastalık beni buldu..
Artık yürüyemiyordum annem sabahtan akşama kadar başımda oturup ağlıyordu..
Bazen Adel gelip benimle oyun oynamak istiyodu ama benim konuşmaya bile takatım yoktu..
Kalbim günden güne eriyodu.
Artık her gün bir öncekinin aynısıydı tek fark ölüme her an biraz daha yaklaşıyordum.

Hava kararıyor annem büyük ihtimalle Adeli uyutup ,benim yanıma geldi..
Uyumuş gibi yaptım ,yanımda fazla durmasın diye.
Belki küçüktüm ama annemin ağlamasına dayanamıyordum zaten dayanacak ne kadar gücüm kalmıştı ki?
Annem kapıyı araladı usulca yanıma oturdu sesizce sadece duruyordu saçıma bir öpücük kondurdu tam bu arada kapının açılma sesini duydum içeri giren kişinin ,sesinin bile verdiği huzurla tanıdım babam ,minik prensesnin ,prensi..
Sesini alçak tutarak konuşuyordu..

Milan düşündün mü? dedi babam
Evet artık karar verdim ,Arya'yı kaybedemem onu kaybetmektense bu yolu denemeyi.. derken lafını tamamlamadan odadan çıktılar.
Neyden bahsediyorlardı bana ne olacaktı bilmiyorum..
Bunları düşünürken uykunun beni ele geçirdiğini hissediyordum buna karşı koymadm ve uykunun kollarına bıraktım kendimi..
                     ☆☆☆
Sabahın çok erken saalerinde annemin sesiyle uyandım.
Arya birtanem uyan hadi diyordu bana..
Gözelrimi araladım ve soran gözlerle ona bakıyordum.

Sana bir süprizim var dedi..
Kulağıma eğilerek fısıldadı, artık yürüyüp koşabileceksin dedi..
Hediye mi 6 yaşındaki bir çocuğa altın tepside sunular bir ödül gibiydi..
Gözlerimi kocaman açtım gerçekten mi anne? artk canım yanmayacak mı?
Soran gözlerle ona baktım..
tam beş ay ,beş koca aydır yürüyemeyen kalp hastalıklı bir çocuktum ve yaşadığım sevinci o zamanki yaşıma göre yorumlarsak; Pamuk şekerden beyaz bulutların üstünde dans edip bir yandanda onları yemek kadar mutluydum..

Annem bana sarıldı, hadi biraz doğrulda üstünü değişelim gideceğiz dedi.

Nereye gidiyoruz anneciğim hastahaneye mi ?dediğimde bir an için tökezledi ağzından yarım yamalak bir kaç şey söyledi.

Ha-hayır canım ama hastahaneye benzen bir yere gidiyoruz..
Bu detaylara takılmayacak kadar mutluydum.
Annem gardrobumdan kıyafetlerimi çıkardı ve beş dakika içinde üstümü değişmeme yardım etti. Tam üstümü değişmeyi bitirdiğim sırada babam içeri girdi..

Milan, prensesim hazır mı?dedi babam.
Neşeli görünmeye çalışıyordu ama üstünde bir tedirginlik vardı.

Baba, babacım artık bende Adelle oyun oynayabileceğim koşup ,yürüyebileğim..

Biliyorum prensesim..Diyordu

Gökhan biz hazırız çıkalım dedi annem, Havva hanım geldi mi?
Adeli tek bırakmayalım dedi babam.
Aradım Gökhan yarım saate burda.
Yarım saat mi biz bu kadına boşuna mı para veriyoruz ,bakıcılık yapsın diye aldık sanki evin hanımı diye bağırdı babam.
Gökhan sakin ol lütfen.
Milan ara şunu hemen gelsin demeye kalmadan ,kapı çaldı.
Babam neden böyle davrandı hiç anlamadım ,Havva abla çok iyi bir insan..
Babam beni kucağına aldı ve hızlı adımlarla aşağı indi..

Kapıyı açtığımızda Havva abla nefes nefese kapıdaydı..
Milan hanım çok özür dilerim anca gelebildim dedi havva abla.
Tam annem ağzını konuşmak için açıcaktı ki ,babam hemen araya girdi ve ona, bu konuyu sonra konuşacağız dua edin ki şu an acelemiz var dedi ve ona öfkeli gözlerle baktı..

Büyük OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin