Büyük Oyun

ÖZEL BÖLÜMM

Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım.
Hemen elimi yüzümü yıkadım dişlerimi yıkadım.
Ve gardırobumun önündeyim dikkat çekmeyi seviyorum.
Siyah mini kot şortumu ,üzerinde world yazan sıfır kolumu giyindim siyah beyaz konvers ve fileli çoraplar giyindim deri çantamıda taktım havalı sayılacak makyajım ve sarı daglalı saçlarım çok mükemmeldim.
Adel beni görunce şok oldu.
Bana laf atıyordu evden birlikte çıktık.
O arabaya bindi sen gelmiyor musn dedi.
Dün baktım Adel on dakikalık yol yürüyerek gelicem dedim.
O arabayla ilerlerken ben evin önündeydim tam çıkıcaktım ki eldivenlerimi almayı unuttuğumu fark ettim.
Koşarak gidip aldım evden çıkarken Havva denilen kadını fark ettim.
Bunun icabına sonra bakıcaktım aklıma not ettim.

Buranın okul olduğuna emin değildim dışarıdan devasa duruyordu bu bina.
Tam bahçe kapısından giricektim ki güvenlik görevlisi öğrenci giriş kartı istedi.
Sanki hapisse mi giriyordum bu ne güvenlik.
Kendimi tanıttım inanmıyınca Gökhan kişisini aradım o da müdürü görevlendirmiş olacakki müdür geldi ve okula girdim.

Herkes derste olmalı kimse ortada gözükmüyordu.
Sınıfımın olduğu kata gelince müdür bey 11-E diye bilgi verdi dersin boş olduğunu söyledi.

Koldorda ilerlerken 11-E yazısını gördüm ve kapının önünde derin bir nefes verdikten sonra içimden geçirdim sen ćok güçlüsün yapablirsin sakin ol dedim.
İçeriden çok aşırı gürültü geliyordu.

Kapı koluna elimi koydumki benimle birlikte bir başka elde kapı kolundaydı.
Şaşırarak arkamı döndüğümde 1.80 boylarında bir çocuk sırıtarak bana bakıyordu tipsiz değildi hatta yakışıklı sayılırdı.

Elimi kapı kolundan çektim.
Sırtım duvara yaslıydı.
Bir elini duvara koyarak konuşmaya başladı:
Oooo güzelim ne işin var buralarda? Cennetten mi kovuldun güzelim yenisin heralde dedi pis pis sırıtarak.

Onu göğüs hizasından hızlıca ittim.
İşaret parmağımı onun omzuna tehdit eder gibi vurarak konuştum.
Bana güzelim deme!

Sinirle kapıyı açtım ve çarparak kapattım.
Az önce gürlütü patırtı kopan sınıftan ses çıkmıyordu.

Kızlar bana bakarak aralarında konuşuyorlardı.
Öküzün trene baktığı gibi bakıyorlardı.
Erkeklerden bağzıları laf atıyordu burası nasıl bir yer diye düşünürken kapı açıldı.
İstemsizce arkamı döndüğümde az önceki çocuğun olduğunu fark ederek yüzümü buruşturdum.

Bak güzelim dedi benle konuşuyordu önemsemesemde.

Benim adım Mert kısaca metoor derler.
Senin gibiler bana hasta olur peşimde koşar.
Gel şimdi yanıma oturur tanışalım dedi kolumdan çekiştirerek.

İçimden geçirmeden edemedim bu ne ego ne kendini beğenmişlik diye düşündüm biraz daha çekiştirince konuştum.

Kendini beğenmiş kişileri severim dedim.

Hah şöyle be güzelim yola gel demi diyerek kolunu omzuma attı. Hemen kolunu iterek devam ettim konuşmaya..

Kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek ayrıcalıktır dedim.
Sınıfta gülme sesleri yükselirken yakasından tutup çektim ve konuşmaya devam ettim.

Benim adımda Arya kısaca atarlı derler hiç bulaşma derken onu geriye doğru ittim.

Sınıfta gülüşmeler devam ederken oturacak bir yer bulmak için ilerledim.
Çocuk arkamda kala kaldı.

Boş bir yer buldum tam çantamı koyup oturacaktım ki bir arkada oturan kız hızlı bir şekilde bir çanta koydu sıraya.
Ve konuştu.

Ora dolu tatlım dedi.

-Niye tatlım çantan mı oturacak dedim.

Başka bir kız konuştu oranın sahibi var dedi kalemle, boş sırayı göstererek.

Tam bu arada iki kız gülüşerek hatta biz ona halk arasında anırarak diyoruz içeri girdi ve boş  masanın diğer tarafında durdu.

Ne o yeni kız boş yer bulamadın mı dedi alay eder gibi.

Çok sinirlendim o anda kenmi sakin tutmaya çalışıyordum.

Sinirle boş masadaki çantayı yere fırlattım.

-Boşaltırız tatlım dedim imalı imalı.
Boşalttığım sıraya çantamı koyarken.

Masaya ellerini koyarak hafif eğilerek konuştu.

Ama bence sen ilk günden bu kadar kasma ,burası benim çöplüğüm geldiğin yere benzemez dedi.

-Ben deplasmandada iyiyim sen merak etme dedim onun gibi masanın diğer ucundan ona doğru eğilerek.

Öyle mi dedi.

-Evet dedim.

Görüşceğiz dedi.

-sinir bozucu bir şekilde dedimki görüşelim dedim.

Tam bir tartışma çıkacatıki bir hoca bağırarak sınıfa girdi.

Noluyo burda! diye kükrüyordu adeta