14.Bölüm

57 11 0
                                    

Burası çok soğuk.

Sovuğu iliklerime kadar hissediyorum.
Bu koca ormanda nereye gideciğimi bilmiyorum.
Son nefesime kadar koşuyorum.
Ama gittiğim her yer bir diğerinin aynısı.

Artık koşacak kadar gücüm kalmadı.

Üzerimde yere kadar uzanan beyaz tüllü bir elbise var.
Ayakkabılarım yoktu.
Her attığım adımda ayağıma batan taşlar canımı çok acıtıyordu.
Ama bu buz gibi havada ayaklarıma batan taşlar bir hiçti.

Ayaklarım bana ihanet ediyordu.
Bir adım atacak kadar gücüm kalmadı.
Büyük bir ağacın altına uzandım.

Dizlerimi kendime doğru çektim.

Yerde birikmiş çalı parçalarını parçalarını görünce mutluluktan gülümsedim.
Onları ,titreye titreye bir araya getirdim.
İlk defa lanetli gücüm işe yarayacaktı.
Çalıları iyice bir araya topladıktam sonra , elimi tam çalıların üstüne koydum ve odaklandım.

İşte başarmıştım, ateş yakmıştım.

Isınmak için yaklaştım, gökyüzüne doğru baktım çok  yüksek seste gök gürledi.

Çok korkmuştum, korkudan ellerimle kulaklarımı kapadım ve çığlık attım.

Tenime değen buz gibi hava bir yana ,bardaktan boşalır gibi yağmur başlamıştı.
Yere uzandım bacaklarımı kendime çektim.

Yağmur çok farklı yağıyordu ,tenime her değdiğinde bir sürü iğne batıyormuş gibi.

Ve o ses bütün ormanda yayılarak bana geldi.

Arya zaman doldu diye bağırdı.

titreye titreye doğruldum, yere uyandığım için üstüm hep çamur olmuştu.

Kaçmalıydım bana ulaşmasına izin veremezdim.

Ayağa kalktım ,rüzgar daha da şiddetlenmişti.
Yağmur beni durdurmak için yağıyordu.

Nereye kadar kaçabilirsin dedi bu sefer.

Çıplak ayakla buz gibi havada koşmaya çalışıyordum.
Ama ayaklarım bana ihanet ediyordu ,bir kaplumbağa kadar yavaş ilerliyordum.

Ağaçların arasında elinde bir sopayla çıktı karşıma.

Tik-tak zaman doldu dedi ve elindeki sopayla başıma vurdu.

Haraketsizce yere yığıldım. Hayal meyal etrafı görebiliyorum.

Beni kucağına almıştı. Emin adımlarla ilerliyordu.
Sanki ormanı avcunun içi gibi biliyor.

Elimi başıma götürdüm, elime sıcak bir sıvı geldi kann!

Seni aşağlık dedim ona.

Belki de sadece bir defalığına mahsus kendimi korumak için gücümü kullanmalıyım.

Elimi tam omzuna koydum.
Ama bu imkansız hiç bir şey olmadı.
Mavi renkli elektirik ışıkları görünüyordu ama ama ona hiç bir şey olmadı.

Şştt hareket etme ,canının yanmasını istemem dedi alayla.

Ne kadar emin değilim ama uzun bir süredir ilerliyodu.

Durduğunu anladığım an gözlerimi araladım.

Büyük bir depoya benziyordu. Kapı sanki bize özel görenmeyen bir kuvvet tarafından açıldı.
İçeri girdik her yer karanlıktı.
Beni yere ,âdeta fırlatır gibi bıraktı.

Ellerini iki defa çırptı ve ışıklar açıldı.

Doğrulmaya çalıştığım sırada yeniden bana vurdu sonrasında çok bir şey hatırlamıyorum.

Uyandığımda bir sandalyede oturuyordum.
Ellerim ve ayaklarım arkadan bağlıydı.
Gözlerimdeki bulanıklık gidince başımda bir ağrı oluşmaya başladı.
Ve işte tam o an fark ettim , bu dev camdan bir fanustu ve elim kolum bağlı bir şekilde içindeydim.
Kurtulmak için çok uğraştım ama bir türlü bu iplerden kurtulamıyordum.

Çıplak ayaklarıma değen buz gibi suyla önce titredim sonrada elektirik saçmaya başladım.
Su: Yavaş ama emin bir şekilde yükseliyordu.

Oldukça zaman geçmişti su seviyesi nerdeyse diz kapağıma gelmişti.
Bağırmam faydasızda.

Tam bu arada birinin yaklaştığını fark ettim.
Önce kim olduğunu anlamadım ama yaklaştıkça görüntü netleşti.

O işte tam karşımda durmuş ve sırıtıyordu.
Gözlerimden yaş akıyordu ama durup durabileceğim en soğuk halimle karşısında duruyordum.
Ne elektrik saçmam nede ölecek olmam umrumdaydı.

Karşımda sırıtmaya devam ederken konuştu:
Sana söylemiştim bunu sana ağır ödeteceğimi ,ben kazandım Arya sen kaybettin dedi sırıtmaya devam ederek.

Buna karşılık kahkaha attım.
Peki sen ne kazandın dedim.

Yüzü asıldı her neyse biz konumuza dönelim dedi gülerek.
İçinde bulunduğun akvaryum 3 saat sonra tamamen dolacak yada düzeltiyim bir saat sonra nefes alamayacağın kadar yükselecek, burdan çıkmanın tek yolu var dedi ve bir anlığına durdu.

Cebinden bir şey çıkardı.

Oda dedi bu dedi elindeki anahtarı göstererek.
Ve tam dev akvaryumun önüne fırlattı.
Ona ulaşmam imkansızdı.
Arada cam olmasa bile elim kolum bağlıydı.
Buz gibi su iyice yükselmişti ve o arkasını dönüp gidiyordu.

Kuzeyy!
Çıkar beni burdan ,gitme ,çıkar beni!
Kuzey Kuzeyyy!

Nefes nefese kalarak kalktım yataktan.
Ter içinde kalmıştım.
Elim titreyerek komidinin üstündeki suyu içtim.

Saate baktığımda 02:35 di.

Her şey çok gerçekçiydi ,sanki bu olayları yaşadım ve sonra biri beni odama geri getirdi.

İlk defa birinden bu kadar korktum.
Ama eğer ki o Kuzey ARAS'sa bende Arya TÜRKAY'ım her ne olursa olsun her şeyin üstesinden gelebilecek kadar güçlüyüm.

Büyük OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin