22.Bölüm

48 2 0
                                    

Annemi kaybetmiştim, bütün hayatım mahvolmuştu ,yaptığım işe ara vermiştim, dans kaptanlığını bırakmıştım ,evimi anılarımı, normal biri olma hakkını bile kaybetmiştim...

Gökhan kişisi benden hiç bir tepki göremeyince Arya diye seslendi..
Adel ağzına gelen her şeyi saydırıyordu ve eline ne geçse yere fırlatıyordu.

Gökhan kişisinin tekrardan adımla seslenmesiyle önce ona sonra Havva denen kadına baktım.

Kahkaha atarak alkışlamaya başladım.
Gökhan kişisi sınırlarını aşmışsın dedim kahkahalar eşliğinde.

Benim annem öleli daha 2 ay bile olmadı şimdi geçmiş karşımıza bu paçoz kadının bir çocuğu olduğunu ve onun bizim kardeşimiz olduğunu söylüyorsun gülmem kesilmişken Gökhan kişisi hızlı adımlarla bana doğru geldi ve çok sert bir tokat attı.

Adel şaşkınlıkla ağzını kapatırken ben yanağımı tuttum.

Ona dönerek öfkeyle baktım.

İyi sen kendi aileni kurmuşsun zaten beni bu evcilik oyunu boğmuştu mükemmel baba Gökhan sana yeni oğlun ve metresinle mutluluklar..

Tam solunun kapısına yönelmiştimki sertçe kolumdan tutarak çekti.

Nereye gittiğini sanıyorsun dedi bağırark.

Kaliforniya'ya dönüyorum sende ne halin varsa gör.

Yamaç denen salağın sinsice güldüğünü gördüm.

Hiç bir yere gidemezsin! diye kükredi.

Öyle mi dedim alayla..

Peki beni nasıl tutmayı başaracaksın..

Arya sen gittin diye heralde benim ne kadar güçlü bir adam olduğumu unuttun.
Ben istemediğim sürece bu evden dışarı bile çıkamazsın dedi emir verir gibi.

Ee yeter bee gidiyorum ben diye bağırdım.
Çantamı aldım hızla çıkış kapısına doğru ilerledim tam bu sırada Gökhan kişisinin arkamdan bağırmasıyla durdum.

O kapıyı açtığın an dışardaki sağlık görevlileri seni bir karantinaya alacaklar bir yığın deney yapılacak üstünde sana bir daha asla gün yüzünü göstermem.

Kapıyı açtığımda gerçekten ordaki sağlık görevlilerini gördüm.

Tek adım tek bir adım atarsan başlamadan kaybedersin.

O kazanmıştı yine yapmıştı yapacağını yine o kazandı.

Gözümden tek damla yaş akarken kapıyı kapattım ve ona dönerek tek cümle kurdum.

"Senden nefret ediyorum..."

Yine yüzünden o sinsi zafer gülümsemesi vardı. Yamaça baktığımda o da aynı yüz ifadesiyle bana bakıyordu onun oğlu olduğu o kadar belliydiki.

Elimdeki çantayı yere bırakarak odama doğru yöneldim.

Odama girip ışıkları kapattım yastığıma yüzümü bastırarak çığlık attım saatlerce ağladım.

Odamın dışından gelen sesleri duyunca yavaşça kapıya yöneldim dışardan takırtılar geliyordu.

Yanılmıyorsam yeni kardeşimiz benim yan tarafımdaki odaya taşınıyordum.
Kulağımı kapıya dayayıp ne konuştuklarını dinlemek istediğim anda odamın kapısı çalındı.

Büyük OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin