13~ Dövme

16.8K 2K 706
                                    

Lütfen yorum yapıp beğenmeyi unutmayın. İyi okumalar!

13. Bölüm

Bazen istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda bırakıldığımız zamanlar olurdu. Ne kadar reddetsek de sonunda kendimizi o işi yaparken buluyorduk. Ben ise şu an tamamıyla yapmak istemediğim bir şeyi yaparken bulmuştum kendimi.

Neden Jungkook'un bana topraklarını tanıtmak için gönüllü olarak seçildiğini biri bana açıklayabilir mi?

Babama biraz daha etrafı gezmek istediğimi söylemiştim. Bunu tek başıma yapmak istediğimi de vurgulamıştım ama babam tek başıma dışarı çıktığımda hayaletlerin beni ham yapacağını düşünüyor olmalı ki bu duruma şiddetle karşı çıktı. Ona beş yaşındaki bir çocuk olmadığımı, bir dövüşte baş alfayı bile yere serdiğimi hatırlattım fakat babam baş alfa yerine bir tavşanla savaşmışım gibi bir tepki vererek " Onu yenmekte ne var?" gibi saçma bir tepkide bulunmuştu. Büyük ihtimalle beni reddetmeye kendisini programladığı için o an ne dediğime bile dikkat etmemişti.

Babamı ikna etmeye çalıştığım bir yarım saatin sonunda nereden çıktığını bilmedim Jungkook aniden yanımızda belirip, beni gezdirebileceğini belirtmişti. Babam Jungkook gelince beni göndermeme konusunda daha da ısrarcı bir hale geldi. Babam Jungkook'a güvenmeme konusunda dibine kadar haklıydı ama birkaç dakika sonra Jungkook babamı ikna etmişti ve altını çizmek isterim ki bu süre en fazla beş dakikaya tekabül ediyordu. Benim yarım saate başaramadığım şeyi Jungkook'un beş dakikada yapması beni çok büyük bir şoka uğratmıştı. Ben Jungkook ile gitmeyi reddetsem de babam " Ya Jungkook ile gidersin ya da gidemezsin." deyince kendimi hiç istemesem de Jungkook ile Batı topraklarını gezerken bulmuştum.

Bu hayat beni cidden çok yordu.

" Sadece gezmek istediğin için mi dışarı çıkmak istemiştin?" dedi Jungkook yanımda ilerlerken. Şehir merkezindeki sokaklarda avare bir şekilde geziyorduk ve ikimizden de tek ses çıkmıyordu. Gerçi Jungkook'un dakika başı ağzını bir şey söylemek için açıp tekrar kapattığına şahit oluyordum. Onu söylemek için teşvik etmediğim için de konuşmama kararı aldı diye düşünmeye başlamıştım.

Jungkook'a yandan bir bakış atıp gözlerimi tekrar yola çevirdim. Artık üzerime dönen bakışlara çok alıştığım için garipsemiyordum. Önümüzden geçen kişiler Jungkook'a selam verdikten sonra bana kötü bakışlar atıp gidiyorlardı. Ben de bana kötü bakış atan kişilere ya sinsi bir gülüş yolluyordum ya da alayla el sallıyordum.

Bana besledikleri nefret aşırı derecede hoşuma gidiyordu.

" Hayır, dövmeciye gideceğim," dedim sakin bir ses tonuyla. Büyük bir tepki vereceğinden emindim ama pek umursadığım da söylenemezdi.

" Dövmeci mi?" dedi Jungkook sert bir ses tonuyla. Onun adımları duraksasa da ben yürümeye devam edip ona cevap vermedim. Az önce beni duymuştu zaten. Onu onaylama gereği duymuyordum. Ona yırttığı şortum yüzünden hala sinirliydim ve samimi davranmak şu an işime gelmiyordu ama bipolar bir ruh hastasının teki olduğum için birazdan onunla sıcak bir muhabbete dahi girebilirdim. Artık kendimi de algılamakta zorlanıyordum.

Birkaç adımdan sonra bileğimde hissettiğim sert tutuş ile oflayarak Jungkook'a döndüm. Gözlerindeki sinirli ifadeye anlam veremiyordum. Onun göğsünde kocaman bir dövme varken bana yapamamamı söyleyemezdi. Onun yapabildiği bir şeyi benim yapamamam aşırı saçmaydı. Onun yapamadığı bir şeyi  benim yapamamam da saçmaydı çünkü ne o bana bağlıydı ne de ben ona.

" Ne dövmesi yaptıracaksın?" Ses tonundaki pes etmiş ton beni kararımdan döndüremeyeceğinin farkında olduğunu anlamamı sağladı. Ortam müsait olsaydı kesinlikle kötü kadın gülüşü atardım. İnatçı biri olduğumu ve onun sözüyle yaptığım veya istediğim şeyden vazgeçmeyeceğimi anlaması çok hoştu.

Poison / VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin