30~ Büyük Buluşma/ 1. Bölüm

12.4K 1.7K 952
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

30. Bölüm

Bugün büyük karşılaşmanın olacağı gündü ve içimdeki huzursuzluk dakikalar geçtikçe artıyordu. Bu gerginliğimi elimden geldiğince Soobin'e çaktırmamaya çalışsam da huzursuz olduğumu fark etmiş gibiydi. Sürekli yanıma gelip yanaklarımı öpüyor, iyi olup olmadığımı soruyordu. Bu masum hallerine onu sulu sulu öperek karşılık veriyordum. Oğlum pek de sevilmeyi sevmeyen biri olduğu halde gün boyu onun yanaklarını hamur gibi yoğurmama dahi bir şey dememişti. Yaşından beklenmeyecek bir anlayışa sahipti ve bu beni fazlasıyla gururlandırıyordu.

" Soobin," dedim masanın üstündeki son kahvaltılıkları da dolaba koyduktan sonra. Kahvaltı yaptıktan hemen sonra giyinip çıkmamızı söyleyen Yoongi nedeniyle elimden geldiğince hızla toparlamıştım.

" Efendim baba?" yanıtı ile hızla odaya girdim. Soobin elindeki Jimin'in ona hediye ettiği tahtadan oyuncağı ile oynuyordu. Ben odaya girdiğimde oyuncağını elinden bırakıp mavi gözlerini bana çevirdi.

" Hadi, kıyafetimizi giyinip gideceğiz." Soobin uslu bir şekilde ayağa kalktı. Oynadığı diğer oyuncaklarını onunla anlaştığımız gibi oyuncak sepetine koyarken Soobin ile birlikte kullandığım yatak odasına girip dolabı açtım. Bir tarafı benim, diğer tarafı da Soobin'indi ve ikimizin de kıyafetleri dolabın tıka basa dolmasına neden olmuştu.

İkimizin de ne giyeceğini dünden hazırladığım için hızlıca askıda duran kıyafetleri aldım. Dışarısı daha birkaç gün önce yağmur yağmasına rağmen cayır cayırdı ve güneş ağaç dallarının arasından büyük bir ısrarla yere iniyordu. Bu nedenle Soobin'e ince, bebek mavisi gömleği ve kum rengi pantolonu seçmeyi daha uygun görmüştüm. Kendi kıyafetlerimi de askıdan alıp yatağın üstüne koyduğum sırada Soobin koşar adımlarla odaya girdi. Koşarken sallanan kıvırcık, bal rengi saçları ile her zamanki gibi gözüme aşırı şirin gelen oğlumun poposuna yavaşça vurduğumda bana kaşlarını çatarak baktı.

" Acıdı," dedi sahte bir sinirle. Bir tane daha vurduğumda koşar adımlarla benden uzaklaşıp çatık kaşlarıyla bana döndü. " Baba beni döverek sevme artık!" Güldüm.

" Peki, döverek sevmeyeceğim," dedikten sonra yere eğilip Soobin ile aynı boya geldim. " Sadece seni öpsem olur mu?" Soobin'in kararsız bakışları yüzümde dolaşırken ona kocaman gülümsedim.

" Sadece öpeceksin değil mi?" Kafamı sallayarak onayladığımda çekinerek bana doğru yürümeye başladı. Büyük ihtimalle canını yakarak sevmem yerine öpmem daha uygun gelmişti sevgi görmekten hoşlanmayan bebeğime.

Soobin önüme geldiğinde kafasını yana çevirerek sağ yanağını bana döndürdü. " Ama sadece öp baba. Sonra kıyafetimizi giyinip gidelim." Benim söylemem gereken şeyleri onun bana söylemesi gülümsememi büyütürken hızlıca onu kollarım arasında sıkıştırıp yanağını çok acıtmamaya özen göstererek ısırdım. Soobin çığlıklar atarak benden uzaklaşmaya çalışırken gülümseyerek geri çekildim ve ısırdığım yeri sulu sulu öptüm. " Baba yapma ya!" diye sızlanmalarına daha fazla dayanamayıp onu bıraktığımda hızla odanın bir köşesine kaçarak benden uzaklaştı. Sinirli olduğunu belli etmek için kollarını göğsünde bağlayıp dudaklarını büzdü. Poposuna vura vura sevme isteğime zorlukla karşı çıktım.

" Artık beni sevmeni yasaklıyorum," dedi sinirle. Kahkaha attım.

" Ama ben seni sevemezsem çok üzülürüm." Soobin'in bakışları birkaç saniyeliğine yumuşasa da hızla tekrar kaşlarını çattı.

" Sen de benim canımı yakıyorsun ama!" Gülmemek için dudağımı dişledim. Normalde sakin olan Soobin, konu sevilmek olduğunda agresifleşiyordu. Ben çok sevilmekten çok hoşlanan biri olduğumdan bu huyunu adı lazım değil, baş harfi Jungkook kişisinden aldığını düşünüyordum.

Poison / VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin