34~ Cinayet

12.8K 1.7K 1.2K
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

34. Bölüm

Özlemi hiç bu kadar hücrelerime kadar hissedeceğimi düşünmezdim fakat öyle bir özlem tarafından ele geçirilmiştim ki saç diplerim bile geceleri ağlayarak onun adını sayıklıyor gibi hissediyordum.

Bir hafta geçmişti Jungkook ile son görüşmemizin üzerinden. Tekrar gelebileceğini zaten düşünmemiştim çünkü Batı sürüsü ile aramızda bulunan duvar özel durumlar harici açılmıyordu. Daha doğrusu açılması yasaktı ve bu yasağı herhangi bir şekilde umursamayan olursa da cezalandırılıyordu. Yine de bu bir hafta boyunca onu bir kere daha görebilme umuduna kapılmadığımı söylemem büyük bir yalan olurdu.

Bu süre benim için de Soobin için de fazlasıyla sancılı geçmişti. İkimiz de doğru düzgün konuşmuyor ve dışarı çıkmıyorduk. Birkaç defa Soobin'i dışarı çıkması için ikna etmeye çalışsam da şiddetle karşı çıkmıştı. Ben tekrar mutlu olana kadar evden çıkmayı istemediğini ve yanımda durmak istediğini belirtmiş olsa da onun da neşesine engel olmak fazlasıyla üzülmeme neden oluyordu. Buna rağmen kendimi daha mutlu olacağım şekilde de göremiyordum. Kısacası çok boktan bir durumun içine düşmüştüm.

Birkaç defa Soobin ile birlikte Batı sürüsüne taşınmayı bile düşünmüştüm ki bunu ben düşünmüştüm, anlayabiliyor musunuz? Yıllarını Batı sürüsüne olan nefretiyle geçirmiş, orada nefret söylemleri almış, bıçaklanmış, yuhalanmış ve o toprakların bir insanını idam ettirmiş biri olan ben söylüyorum. Fakat bu düşüncemin geldiği gibi geri gitmesi çok uzun sürmüyordu. Man Deok oğlumu neredeyse kendi çıkarları için kullanmak istediğini söylemişken nasıl ben Soobin ile oraya gitmek gibi bir gaflete düşebilirdim ki?

" Baba?" Soobin'in kısık sesiyle dikkatim dağıldı ve ne kadar süredir baktığım saatten gözlerimi çekip koltukta yanıma oturmuş Soobin'e baktım. Mavi gözlerinin rengi açılmıştı ve yaşlarla parlıyordu. Korkuyla gözlerim büyürken hızla onu kollarından tutup kucağıma aldım ve elimle vücudunu yokladım.

" Ne oldu? Düştün mü? Bir yerin mi acıyor?" dedim aceleyle. Soobin vücudunda hızla gezinen elimi tuttuğunda bakışlarımı yanağındaki gözyaşına çıkardım. Boğazım düğümlenirken gözlerim doldu. " Bebeğim sorun ne?"

" Jungkook babamı görmeye gidemez miyiz? Sen de ben de onu özledik." Kitlendim. Tam anlamıyla kitlendim ve Soobin'e bakakaldım. Jungkook'a baba diye seslenecek kadar onu benimsemesine mi yoksa bu bir haftada kafamda dönen dolaşan cümlenin yüzüme bu denli sert vurmasına mı ağlamam gerektiğine karar veremedim.

Soobin'in kıvırcık, bal rengi saçlarına elimi çıkarıp alnına düşen tutamları geriye ittirdim. Gözyaşının iz yaptığı yanağına ufak bir öpücük kondurup kokusunu derince içime çektim. Nasıl bu kadar Jungkook kokabilirdi gerçekten anlayamıyordum. " Bebeğim," dedim geri çekilip. Saçındaki elimi yüzüne indirip gözyaşlarını hafifçe sildim. " Sana söyledim. Jungkook'un yaşadığı yer bizim gidebileceğimiz bir yer değil. Orada sana zarar verirler."

Soobin dudaklarını birbirine bastırıp tekrar dolmaya başlayan gözlerini kırpıştırdı. Bir gözyaşı daha tombul yanaklarında iz bıraktı. " Jungkook babam bizi korur kötü adamlardan," dedi titreyen sesiyle. Ardından hala yanağında olan elimi küçük iki eli arasına alıp sıktı. " Lütfen baba. Ben Jungkook babamı görmeyi çok istiyorum. Çok özledim onu!"

" Soobin beni zor durumda bırakma lütfen," dedim gözlerimi kaçırıp. Onu kırmak istemiyordum fakat Man Deok'un orada Soobin'e ne yapacağından emin olmadığım sürece buna izin vermem imkansızdı.

Soobin sinirle kaşlarını çatıp kucağımdan indiğinde şaşkınlıkla ona baktım. " Ben Jungkook babamı görmek istiyorum! Eğer sen izin vermezsen de kendim giderim!" Soobin'e şokla bakmaya devam ederken kapıyı açıp dışarı çıkmasını titreyen ellerimle izledim. Kapıyı arkasından sertçe kapattığında kollarımı dirseklerinden baldırımın üzerine koyup kafamı ellerimin arasına alıp parmaklarımı saç diplerime bastırdım. Gözyaşlarım bacağımın üstüne damlarken hıçkırmamak için dişlerimi alt dudağıma sertçe bastırdım.

Poison / VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin