Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar!
12. Bölüm
Dövüş eğitimi için bahçede toplanan alfa ve betaları izlerken, onları eğiten Jungkook ve Namjoon keskin hareketlerine hayran hayran bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Özellikle Jungkook ciddiyetle elindeki kılıcı savururken o kadar seksi görünüyordu ki, bakışlarımı ondan çekebilmek için bacağımın üstünde duran elimle sürekli etimi çimdikliyor ve kendime gelmeye çalışıyordum.
Ama ne kadar bu kadar kendimden geçerek onları izlesem de canım fazlasıyla sıkılmıştı.
Kızgınlığa girdiğim günden sonra Jungkook'un, ağabeyimin ve Jimin'in yüzüne bakmak benim için çok utanç verici bir hale geldiği için uzun süre odamdan çıkmama kararı almıştım ve bu karara bugün son vermiştim. Odada tek başıma oturmak çok sıkıcıydı ve her günümü antrenman yaparak geçiren vücudum kendini salıvermişti. Birkaç gün olmasına rağmen vücudumun tembelliğe alışmaması için antrenman yapan askerlerin yanına gelmiş, iki alıştırma da ben yaparım diye düşünmüştüm ama bugün kılıç çalışacaklarını bilmiyordum. Hançer ve kısa bıçak kullanmak benim için kolaydı ama kılıçlar beni zorluyordu. Yoongi bunun nedeninin elime ağırlık yaptığı için rahat hareket edemememden kaynaklandığını söylüyordu. " O zaman sen nasıl kullanıyorsun?" dediğimde omuz silkip " Yıllarca kol kası geliştirdik biz Taehyung. Senin kolların bir kılıç için fazla cılız." Eh, haklıydı. Ben daha çok dövüşürken daha hızlı ve keskin hareket edebilmek için hançer kullanmıştım. Vücuduma ağırlık yapacak şeyler hızımı azaltırdı ve bu bana eksi olarak gelirdi.
Fakat bu yine de Jungkook'un bana kılıç kullanmayı öğretmenini istememe engel değildi.
Dışarıya çıkarken dövüş yapacağımı düşünerek çıktığım için üzerime eşofman giymiştim. Tabii ki lacivert eşofmanım dümdüz değildi. Uzun kollu üstüm yarımdı ve göbeğimi açık bırakıyordu. Kollarında beyaz ve kırmızı şeritler vardı. Eşofmanımın altı düz lacivertti. Belinde beyaz ipleri ve kenarındaki beyaz kırmızı ayrıntıları hariç bir şaşası yoktu. Altımda da beyaz spor ayakkabılarımı giyerek tam anlamıyla kendimi bir antrenman için hazırlamıştım. Kıyafetimi normal eşofmanlardan ayıran tek ayrıntısı göbeğimi açıkta bırakması olmasına rağmen bana fazlasıyla hoş gelmişti.
Oturduğum banktan kalkıp kılıçların sıralandığı masanın başında dikildim. Gözlerim kılıçları tararken kaba görünüşlerinin bana hiç uymadığına karar verdim. Ben küçük ve zarif hançerlerimle cidden çok daha mutluydum ama şu an can sıkıntımı geçirebilmem için elimde olan sadece kılıçlardı.
Derin bir nefes verip uzun masanın üstündeki kılıçlara bakarken gözüme çarpan kılıçla duraksadım. Gümüş rengindeki kılıcın kabzası siyahtı ve kabzasının etrafını saran gümüş rengindeki halkalar çok hoştu. Kılıcı elime aldığımda bu kadar ağır olmasını beklemediğim için ucu yere düştüğünde ne kadar uzun olduğunu o an fark ettim. Uzunluğu sinir bozucu olsa da biraz güçle kılıcı havada tutmayı başardım. Hançerler küçük oldukları için elimdeki varlığını unutacağım kadar hafiflerdi fakat uzun kılıçların ağırlığı cidden taşımak için zordu. Jungkook'un o pazılarıyla hançer yerine kılıcı tercih etmesine şaşırmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poison / Vkook
Fanfiction" Ben ödül olarak kazananı istiyorum." Afallayarak suratına baktım. " Ne?" Belimdeki ellerinden birini yavaşça enseme çıkardı ve canımı acıtmadan, biraz bastırarak, suratlarımızın arasında hiç mesafe kalmayana kadar kafamı aşağıya ittirdi. " Ben ödü...