VIII. Bir Görünüş

671 30 2
                                    

Tellson Bankası'nın en yaşlı memurlarından biri, "Old Bailey Mahkemesi'nin yerini biliyorsun, değil mi?" dedi haberci Jerry'ye.

Jerry emin bir tavırla, "Evet efendim," diye karşılık verdi. "Bailey'i biliyorum."

"Güzel. Mr. Lorry'yi de biliyorsundur."

"Efendim, Mr. Lorry'yi de biliyorum, Bailey'i bildiğimden daha iyi biliyorum hatta onu. Namuslu bir esnaf olarak," dedi Jerry, bir parça sorguya çekilen isteksiz bir tanık gibi, "Bailey'i bilmek isteyebileceğimden çok daha fazla."

"Harika. Tanıkların girdiği kapıyı bul ve kapı görevlisine Mr. Lorry için gönderilen bu notu göster. O zaman seni içeri alacaktır."

"Mahkemeye mi efendim?"

           

"Evet mahkemeye."

Mr. Cruncher'ın gözleri, birbirine "Buna ne buyrulur?" diye sorarcasına biraz daha yaklaşmıştı sanki.

"Mahkemede bekleyecek miyim efendim?" dedi bu fikir alışverişinin sonucunda.

"Anlatacağım şimdi. Kapıdaki görevli, notu Mr. Lorry'ye verecek ve sen de onun dikkatini çekecek hareketler yapıp kendini göstereceksin. Sonrasında yapman gereken tek şey seni çağırana kadar yerinde beklemek."

"Hepsi bu kadar mı efendim?"

"Evet bu kadar. Yanında bir haberci olsun istiyor. Sen kendini belli edeceksin ona."

İhtiyar memur notu katlayıp üzerine bir şeyler yazarken, Mr. Cruncher, sessizce onu inceledi ve sıra kurutma kâğıdını bastırma aşamasına geldiğinde şöyle dedi; "Galiba bugün Kalpazanları yargılayacaklar, değil mi?"

"Vatan hainlerini!"

"Parçalayacaklar yani," dedi Jerry. "İnsanlık dışı!"

               

İhtiyar memur "Yasa böyle," dedi şaşkın bir şekilde gözlüklerini üzerine dikerek. "Yasa böyle."

"Yasalara göre bir adamı lime lime etmek hiç de kolay değil, öldürmek zor ama limelere ayırmak daha zor olmalı efendim."

"O kadar da değil," diye karşılık verdi ihtiyar memur. "Yasalar hakkında böyle konuşma. Lafına sözüne dikkat et arkadaşım ve yasalara karışma. Benden sana tavsiye."

"Üzüntümden böyle diyorum efendim," dedi Jerry. "Yaptığım işin ne kadar üzücü olduğunu anlayın."

"Yaa işte," dedi ihtiyar memur; "hepimiz geçinmek için çeşitli yollara başvuruyoruz. Bazılarınınki üzücüdür, bazılarınınki sıkıcıdır. Şimdi al şu notu, yola koyul bakalım."

Jerry notu aldı ve pek hürmet edermiş gibi başıyla selamladı onu, sonra da kendi kendine, "Seni çiroz ihtiyar," dedi ve oğluna gideceği yer hakkında bilgi verdikten sonra yola koyuldu.

         

O günlerde suçluları Tybum'de asarlardı, bu yüzden Newgate Hapishanesi'nin önünde uzanan cadde sonradan edindiği kötü nama sahip değildi daha. Ama hapishane korkunç bir yerdi, her türlü ahlaksızlığın ve rezilliğin işlendiği, mahkemeye gelen sanıklardan bulaşan meşum hastalıkların ürediği bir yerdi burası, hatta bazen sanık yerinden doğruca Yüce Yargıç'a bulaşırdı bu hastalıklar ve onu bulunduğu kürsüden tepetaklak aşağı indirirdi. Yargıcın, siyah cüppesiyle, sanığın olduğu kadar kendi ölüm fermanını da imzaladığı, hatta ondan önce öldüğü olurdu bazen. Geri kalanlar için Old Bailey, ölümcül ünlü bir hanın avlusuydu sanki, solgun yüzlü yolcular buradan sürekli olarak arabalarla alınır, öbür dünyaya doğru hazin bir yolculuğa çıkartılırlardı; halka ibret olsun, diye de ağır ağır ana cadde ve yollarda ilerler, varsa, az sayıdaki iyi yürekli vatandaşın yüreğini parçalarlardı. İnsanları yola getirmek için oldukça etkili, ideal bir yöntemdi. İnfaz edilenlerin sergilendiği alan, yılların bilge hapishanesi, boyutlarını hiç kimsenin kestiremediği cezalar açısından ünlü bir yerdi; son derece insancıl, durumu yumuşatan başka bir eski alan da kamçılama direğiydi; yeryüzünde işlenebilecek en korkunç kiralık katil cinayetlerine yol açan, atalardan kalma başka bir bilgelik olan kan parası alışverişleri yapılırdı burada. Sözün kısası, Old Bailey o günlerde, "Var olan doğru olandır," ilkesinin pek güzide bir örneğiydi; nihai olduğu kadar miskin bir aforizmadır bu aslında, yaratacağı sıkıntılı sonucu, yani eskiden var olan hiçbir şey yanlış değildir düşüncesini hesaba katmaz hiç.

İki Şehrin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin