Bölüm 8 | Der gibi

1.4K 126 60
                                    

Hayırlı bayramlar şimdiden.

Yıldızınızı alırız bölüm sonu.

Keyifli okumalar...

****

- Yumuşak kalbime ölüymiş miş. Az önce öyle demiydın ama ikinci bir deli istemezmişsin.

- İstese miydim?

- İstemediğin iyi olmuş, ben kuymağımı sevmeyen adamı ne edeyim?

- Ne edeceksin? Öyle mi Nefes Hanum?

- Ayneeen öyle Tahir Efendi.

- Beni de vardır böyle kabul edecek.

- Hahahahhaha! Seni böyle kabul eden varsa beni oooooo

- İyi! Yolun açık olsun.

- İyi! Seninde.

Nefes camı kapatıp hızlıca perdeyi çekmiştir. Tahir ise burnundan soluya soluya camın önünü terketmiş, konağa doğru yola koyulmuştur. On beş dakikanın ardından konağa varmış, arabasının kapısını çarpıp kendini içeri atmıştır. Ayakkabısını çıkarıp, merdivene doğru yönelmiştir ta ki döşekte oturan anasını görünceye dek. Saniye Hanım ise oğlunun gelişini duymamış, kollarını göğsünde birleştirmiş öylece oturuyordur. Tahir boğazındaki yumruyla yeniden selamlaşmıştır akşam akşam. Gerçi her gün bir şekilde kendini gösterirdi o yumru, unutmak istediği o kara güne ait ne varsa yeniden canladırıverirdi. Usulc usul adımlarla anasının yanında bitivermiş, yavaşca sarsmıştır bedenini.

- Hayde kalk da yerine yat.

- Tahir sen mi geldin?

- Ben geldim.

- Baban nerde?

- Hayde ana kalk, kalk da yat yerine.

- Tahir! Baban nerde dedim sana.

- Gelemeyecek bir yerde.

- Mehmet'im bizi bırakmaz, gelir o.

- Gelemez gelemez. Çünkü sen...

- Ne ben? Ne ben?

Ev ahalisi aşağıdan gelen bağırırtıya iner. "Noliyi akşam akşam?" diye bağıran Mustafa, öfkeden çıldırmış kardeşi ve kızarmış gözleriyle Tahir'in karşısında dikilmiş anasıyla anlar mevzuyu. Zaten o günden sonra ne konuşuldu ki akşamları? Sadece o kara gün ve onun açtığı yarayla boğuşmamış mıydı Kaleliler?

- Yengem etma.

- Neyi etmayayum yenge? Hâlâ karşıma geçmiş baban nerde senin diyor?

- Yengem ne etsun o da inanmak istemiyor, kolay mı be paşam?

- Ya yengem benim için, abim için, yangazlarım için kolay mı?

- Değil paşam ama...

- Aması maması yok yengem, biz kabullendiysek o da kabullensin.

- Yeteeeeer! Yeter artık, dur oğlum. Bir artık izin ver acımı yaşayayım. İzin ver sana doya doya Tahir'im diyebileyim. İzin ver de sana sarılabileyim, boynuna dilediğimce atılabileyim.

- İstiyorum sana izin vermek ama olmuyor. Boğazımdaki o yumru buna engel oluyor. Aklıma "gitme!" demediğin gelince senden nefret ediyorum.

Tozlu KütükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin