Bölüm 14 | Al kalbim senin

1.3K 122 95
                                    

Upuzun bir bölümle kapınıza geldik, yine her zaman olduğu gibi kocaman bir sevgiyle karşıladığınız için teşekkür ederiz.

Oylar, yorumlar niceleri bizimle olsun.
Sevginiz zaten her koşulda bizimle olsun.

İyi ki varsınız❤❤❤

Ee bu bölüme nice sayıda yorum, ilgi çok daha yakışır. Bekleriz.

Keyifli okumalar...

(Akşam 8'de instagram hesabımda scripturient__ profilinde canlı yayın olacak. Gelip kurgulardan konuşabiliriz.)🌙

****

- Bu kalp varya...

- Nefes!

- Neyse yok bir şey.

- Anca kaç zaten.

- Ya adam sen beni anlasana!

- Kendini, yaralarını, hayallerini açtın daa ben mi anlamadım Nefes?

- Tahir! Sitem etme n'olur?

- Neye, kime sitem etcem? Sitem, o değeri hakedene edilir. Ya sen?

- Doğru... Ben kimim ki? Ben ne yaşadım ki? Beni ailemden başka kim sevsin ki? Ben ne biliyorum ki? Haklısın Deli Tahir, ben neyi hakediyorum ki?

- Nefes ben öyle demek isteme-

- Dedin ama. Dedin dimi? Bitmiştir. Şimdi çocuklara destek olacaksan geç oynayalım topumuzu. Olmayacaksan da git artık buradan.

- Nefes bak ben gerçek-

- Beni duymadın galiba Deli Tahir. Oynayacaksan geç, oynamayacaksan git.

Tahir cevap veremeden, çocuklar koşarak yanlarına gelir. Nefes ve Tahir'in gözleri birbirinde, çocuklarınki ise ikisinin üstündeydi. Yaşları sekiz, dokuz, on civarında olsa n'olacak, onlarda bilirdi tartışmayı. Az önce sesler ufakta olsa yükselmiş miydi? Yükselmişti. İşte bu çocuklar için yeterdi. Tahirle Nefes'in arasında çözülemeyen bir dava olduklarını farketmişlerdi artık. Ama bilmiyorlardı ki bu davanın hükmü de, cezası da çok ağırdı. Çünkü mevzu gönül davasıydı.

- Nefes Abla iyi misin? İyi değilsen sonra oynayabiliriz bak.

- İyiyim ablacım. Ama sen yenilmekten korkuyorsan o ayrı tabi.

- Yok korkmuyorum. Tahir Abi var sonuçta, o seni yener.

Çocukların duymayacağı, onun duyacağı şekilde fısıldar Nefes.
"Az önce yendi zaten, daha kaybetmem." Tahir duyduğu cümleyle kahrolur. Ne için gelmişti buraya ne yapmıştı ama. Ucu bucağı olmayan, hop parlayan hop sönen öfkesine demediğini koymaz.

"Bu kalp varya... Onun ilk savaşı sensin Nefes. Onun ilk yenilgisi sensin. Ve beni ilk yenen, bana ilk hükmü veren de sensin. Kederim de, yüreğim de, hayallerim de sana mahkum. Onlara ilk kelepçeyi vuran da sensin çünkü. O yüzden bil ki ben artık seni kaybedemem." Ve istedi ki Nefes'de bilsin bunu, duysun gerçek hissini... O yüzdendi az önce Nefes'in konuştuğu gibi usuldan konuşması.

🌻

Bir kadın ne hissederdi bir adamdan bu sözleri duysa? Heyecan falan mı? Diğerlerini bilmem ama Nefes şu an korkmuştu. Neden mi? Tahir'i, o sözlere küskün çocuğu incitmekten; onu, kendinden bile çok sevmekten korkmuştu mesela. Ya da yetemeyecek olmaktan... Çünkü kendisinden yaralıydı belki adam. Ne kadarını duymuştu ki yaralarının? Mesela merhem olabilmiş miydi? Olduysa ne kadarına? Sormak istediği ve cevabını aldığında yerle bir olmaktan korktuğu o kadar çok sorusu vardı ki Nefes'in. Aslında bu saniyelerden sonrası mühimdi, ya birbirlerini kazanacaklardı ya da birbirlerini son nefeslerine dek kaybedeceklerdi.

Tozlu KütükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin