Sevgili günlük,
Birkaç dakika aynayla bakıştım bugün. Ateşi kıskandıracak kıpkırmızı saçlarıma baktım. Parmaklarımı yumuşacık tellerin arasından geçirdim. Eskiden olsa garip pozlar verir kahkahalar atardım. Şimdi ise yalnızca gülümsüyordum. Buna bile şükrediyorum. Gülümsememin dudaklarımı terkedeceği güne kadar özgürce gülümseyebilecek olmama şükrediyorum.Annem beni lunaparka götürdü. Artık büyüdüğümü biliyordu. Sadece o da beni mutsuz görmek istemiyordu. Sahte gülücükler saçıyordu etrafa. Ama onu anlayabiliyorum. Kızının öleceği güne aylar kalmışken gülümsemek zordu onun için. Deniyordu en azından. Ona minnettarım. Bu uğraşlarını boşa çıkarmayıp mutlu olmaya çalışacağım. Arkadaşımı da çağırıp çağıramayacağımı sordum. Tabiki çağırabilirsin dedi. Güzel bir gündü. Yanımda sevdiğim insanlar varken sonumu düşünmeyi bir kenara bırakabiliyordum. Bu kadar korkuyorsam neden mi ölmek istiyordum? Korkuyor olduğumu bile unutacak duruma geleceğim için.
Ailem okulu bırakmam gerektiğini söylüyor. Son günlerimde okula gitmenin bir manası olmadığını düşünüyorlar. Ama okul ve içindeki insanlar son günlerimi geçirmek isteyeceğim kadar değerli. Hiçbirinin hastalığımı bilmesine gerek yok. Bana acımalarına ihtiyacım yok. Tek istediğim son günlerimi sevdiklerimle birlikte geçirmek. Çok klasik. Ama yapabileceğim bir şey yok. Sevgilim yok. Sevdiğim yok. Zengin bir ailenin en küçük çocuğu değilim. Geride bırakacağım sevdiğim için mektuplar yazmıyorum. Entrikalar için fazla ölüyüm.
Çok yazasım gelmedi bugün. Zorlamama gerek yok. Eğer bazı şeyleri fazla zorlarsan samimiyetsiz olduğunu düşünebilirler. Zorla yaşasaydım da samimiyetsiz olur muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ultimo colore
ChickLitSon rengin saçlarımdan akıp gittiği gün, ben çoktan yıldızlara ulaşmış olacağım.