3

24.6K 2.5K 1.2K
                                    

Yeni bölüm atmaya doyamıyorum galiba jdjdjdj

Ve bu arada siz yorum yaptıkça yazma şevkim artıyor bu yüzden yorumlarınızı bekliyorum 😆

İyi okumalar...

________

Dün Jimin beni dizlerinde saçlarımı okşayarak uyutmuş sabah ise attığı mesaj ile uyandırmıştı. Yatağımda battaniyeme sarılı bir biçimde rulo haline gelmiştim ve bildirim sesiyle sarılı olduğum battaniye ile yere yuvarlanmış; çıkan güm sesiyle annemin odama gelmesine neden olmuştum. Jimin'e içimden anlamını bile bilmediğim küfürler ediyor aynı zamanda rulo halinde olduğum battaniyeden çıkmaya çalışıyordum.

Sonunda annem kapı pervazında beni izlerken can çekişen halime acımış olmalı ki yanıma gelerek çıkmama yardımcı olmuş; alnıma kondurduğu öpücük ile günaydın demişti.

Dün annem geç bir saatte eve geldiği için ben uyuyor olmalıydım ve aldığım bastırıcıdan ötürü kurdumu hissedemediği için kurdumun uyandığını da bilmiyor olmalıydı.
Yanaklarına sulu bir öpücük kondurmuş ve günaydın diyerek telefonuma bakmıştım.

Gönderen: Jiminie

Kook bugün dersler iptal. Konferans olacakmış konferans salonunda buluşalım.

Sakın geç kalma!

1 saat önce attığı mesaj ile gözlerim irileşmiş saate bakmamla içimden siktir çekmiştim. 15 dakika sonra konferans başlayacak olmalıydı ve ben hazır bile değildim. Annem çoktan odamdan çıkmış ve şirkete gideceği ile ilgili şeyler mırıldanmıştı.

Dolabımın kapağını açıp hızlı olmaya çalışarak üzerime bir sweat geçirmiş altına yırtık kotumu giyerek; banyoya gidip işlerimi halletmiş ve saçlarımı yapmıştım. Son olarak diğerlerinden ayrı olan beyaz dolabımın kapağını açmış renk renk eldivenler arasından deri eldivenimi alarak ellerime geçirmiştim. Kurdumu etkileyecek herhangi bir temas istemiyordum ve tek yolu da buydu.

Telefonumu ve cüzdanımı alarak evden çıkmış; şoförün açtığı kapıdan arabaya binerek derin bir nefes almıştım. Şoföre hızlı olmasını söylerken gelen bildirimle telefonuma bakmış; Jimin'in konferansa 5 dk olduğu ve nerede kaldığımda ilgili mesajına yoldayım diyerek cevap vermiştim.

Ne ara yataktan kalkmış ne ara hazırlanmış ve kendimi üniversite kampüsünde bulmuştum bilmiyordum. Nefes nefese kampüste koşarak binaya girmiş ve konferans salonuna inmiştim. Konferans çoktan başlamış olmalıydı bu yüzden sessizce kapıyı açmış birkaç kişinin bakışlarının odağı olmuştum.

Oturan kişiler arasından Jimin'i seçince yanına gitmiş; yanında hırkasını koyduğu boş yere oturarak derin bir nefes almıştım. Koştuğum için nefes nefeseydim ve Jimin'in meraklı bakışlarının odağı olmuştum.

"Nerede kaldın? Gelmeyeceksin sandım." Demişti. Ardından bakışlarını sahneye çevirmiş ve tekrar bana bakmıştı. Konferans daha başlamamıştı ve kimin sunacağını da bilmiyordum.

"Uyuya kalmışım zar zor yetiştim. Mesaj atmasan uyanamayacaktım."
Ardından bakışlarım boş sahneyi bulmuştu. "Kim sunum yapacak? Ben kimseyi göremiyorum."

"Kim Taehyung." Demişti. "Sunumu o yapacakmış."

Kafamı sallayarak onaylamış ve sahneye çıkan kişiyle fısıltıların arttığını fark etmiştim. Bakış açıma giren bedeni mankenlere taş çıkartacak vaziyetteydi. Jilet gibi olan siyah takım elbisesini manken edasıyla taşıyordu. Alnına düşen kırmızı saçları ise- bir dakika kırmızı mı?! İçimden tesadüf olmasını umut ederken derin sesiyle konuşmaya başlamış ve sessizlik olmasını sağlamıştı.

"Sessiz olun lütfen!" Bakışlarını üzerimizde gezdirmiş ve boğazını temizleyerek önünde bulunan kürsünün köşelerine ellerini koyarak kol kaslarının gerilmesini ve belirginleşmesini sağlamıştı.

"Ben bildiğiniz üzere Kim Taehyung. 22 yaşındayım ve daha lise biter bitmez iş hayatına atıldım." Konuşurken arada biçimli kaşlarını çatıyor, bir çok kişinin iç çekmesine neden oluyordu. Şu an burada onun eşi olmak isteyen bir sürü kişi vardı. O konuşurken anlattıklarını dinlemiyor hızlanan nefeslerimle sahnede ki bedenini izliyordum ve... Burası sıcak mı olmaya başlamıştı?

Üzerimde ki sweati yakasından çekerek hava yapmaya çalışıyor alnımdan akan terleri hissediyordum. "Jimin." Dedim ona dönerek. "Burası çok mu sıcak oldu?"

Başını bana çevirmiş yüzümü tarayan gözleri endişe ile büyümüştü. "Jungkook sen bastırıcını sabah almadın mı?" Sessiz olmaya çalışarak bağırınca kafama dank eden şeyle birkaç saniye sessiz kalmış ardından endişeyle "Hayır." Demiştim. "Unuttum."

Kolumdan tutarak kalkmış ve beni de beraberinde kaldırmış, dikkat çekmemeye çalışarak oradan çıkarmıştı. Birkaç kişi hariç pek kişinin dikkatini çektiğimizi sanmıyordum. Yoongi hyung da giderken nereye gittiğimizi sormuş Jimin'in işimiz var demesiyle kafasını sallayarak konferansı izlemeye dönmüştü.

"Nasıl unutursun?" Demişti Jimin. Beni bir köşeye çekmiş telefonumdan bir şeyler yaparken aynı zamanda beni azarlıyordu.

"Ne yapayım telaştan unuttum." Dedim sitem ederek. Jimin telefonumu bana geri uzatmış "Şoförü çağırdım birazdan burada olur." Demişti.

Kurdum uyanmaya ve feromonlarını yaymaya çalışıyordu. Onu tetikleyen neydi bilmiyordum lakin korktuğum şeyin olmasını istemiyordum. Çünkü bu eşimin burada olabilme ihtimalini yükseltiyordu.

Bahçeye çıkıp arabayı beklerken üniversite binasından çıkan gençlerle konferansın bittiğini anlamıştım. Siyah volvo önümüzde durmuş; şoförün çıkmasını beklemeden kendimi arka koltuğa atmıştım. Jimin açık kapının kolunu tutmuş bana bakarken "Eve geçince haber ver ve şu lanet şeyi almayı unutma." Demişti. Onu onaylamış ve kapımı kapatıp buraya doğru gelen Yoongi hyunga doğru yürümesini izlemiştim.

Ardından araba ilerlemeden önce kendi gibi siyah bir takım elbise giyen biriyle binadan çıkan Kim Taehyung'u görmüştüm. Yanında ki adam elinde tuttuğu deri çanta ile peşinden ilerliyor etrafa ciddi bakışlar atıyordu. Taehyung ise önde yürüyor boğazını sıkıyormuş gibi duran kravatını çekiştiriyordu. Ardından durmuştu. Bahçenin ortasında gözleri kapalı bir şekilde duruyordu ve şişen göğsünden derin bir nefes aldığını anlamıştım. Gözlerini aralayınca gördüğüm kırmızı irisler ile göz göze gelince ise kurdumu daha fazla tutamamış; içimde uluyarak eşine kendini belli etmesine engel olamamıştım. Camlar filmli olduğu için beni görememişti ama hissettiğine emindim.

Araba çalışıp ilerleyince bakışlarım hala Kim Taehyung'un üzerindeydi. Eşinin bu okulda olduğunu anlamış olmalıydı. Lakin o an fark ettiğim başka gerçek ise beynimde yankılanıyor beni bir telaşa sürüklüyordu.

Kim Taehyung benim eşimdi.

Bölüm sonu.

Okulda yazdım ve iki saattir tekrar tekrar okuyorum acaba güzel mi oldu diye jdjdjdjxj
Ezberledim yav

Umarım beğenmişsinizdir~~

Neyseee ben kaçar ; )

My Omega | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin