Yazar ağzından yazdım, bu şekilde de geliştirmek istiyorum yazımı. Umarım beğenirsiniz :')
İyi okumalar...
_
Jungkook korkuyordu.
Daha önce alfalardan nefret eden ve korkan benliği, şimdi alfasını kaybetmekten korkuyordu. Bir yanı da afallamıştı.Ne zaman bu hale gelmişlerdi? Onu kaybetme korkusu yaşayacak kadar yol kat etmişlerdi ve bunu yeni fark ediyordu. Verdiği üç aylık süreyi bile unutmuştu. Çünkü ondan ayrı kalmak artık sadece kurduna değil kendisine de acı verecekti.
Yaşadığı duruma ve karşısında öfke ile ona bakan gözlerden dolayı kendine lanet etti. Oysaki her şey yoluna girmişti. Lakin araya giren bir bebek bu sorunlara neden olmuştu. Jungkook böyle düşünüyordu. Yaşı gençti ve bir bebeğin sorumluluğunu almaktan korkuyordu. Daha önünde geçireceği bir gençliği varken, bunun yerine bir bebeğin sorumluluğunu üstlenmek ona göre zordu. O daha kendi sorumluluklarını yerine getiremezken bir bebeğe nasıl bakabilirdi?
"T-taehyung dinle-
"Neyi dinleyeyim?!" alfa bir hışımla oturduğu yerden kalkmış ve elinde tuttuğu randevu kağıdını buruşturmuştu. Bugün işten erken gelip omegası ile vakit geçirmek istemişti. Lakin yatak odalarında bulduğu bu kağıdı okuduktan sonra içinde bir şeylerin kırıldığını hissetmişti. Oysaki o çok istiyordu. Kendine ve omegasına benzeyen minik bedenlerin oradan oraya koşturmasını, lakin Jungkook bunu bile çok görmüştü. Bu yüzdendi öfkesi. "Jungkook her şey yoluna girdi diye sevinirken sen...sen nasıl böyle bir şey yapmaya kalkışırsın?" sesi şimdi titriyordu ve gözleri çoktan dolmuş, birkaç damla yanaklarından aşağı süzülerek intihar etmişti.
Jungkook tutmaya çalıştığı göz yaşları ile alfasına bakarken, dudaklarını dişlemiş ve hıçkırığını geri göndermeye çalışmıştı. Her şeyi batırdığını düşünüyordu.
"Bu kağıdı bulmasam belki de bana hiçbir şey söylemeyecektin!" elinde bulunan kağıdı göstermiş ve hışımla yırtarak omegasına bir adım atmıştı. Gözleri yoğun duygu değişiminden kırmızının en koyu tonu olmuş ve kırmızı tutamlarına uyum sağlamıştı. Jungkook kendine yakınlaşan bedenden dolayı korkuyla gerilemişti. Taehyung'un kurdunun öfkesini de içinde hissettiği için korkmasına engel olamıyordu.
Taehyung yakınlaştığı bedeni duvarla arasında sıkıştırmış ve kollarını tutmuştu. "O bebek sadece senin değil Jungkook. O benim de bebeğim ve onu aldırmana asla izin vermeyeceğim." baskın sesi açığa çıkmış ve Jungkook olduğu yerde titremişti. "Bunu sakın deneme bile."
Taehyung bir adım gerileyerek, titreyerek ağlayan bedenden uzaklaşmış ve konuşmasına izin vermeden "Bir süre..." demişti derin bir nefes vererek. "bir süre seni görmek istemiyorum."
Jungkook hızla başını kaldırmış ve göz yaşları içerisinde alfasına bakmıştı. Kafasını iki yana sallamış ve onu durdurmak için yaklaşsa da Taehyung çoktan odadan çıkarak, omegayı odada tek bırakmıştı. Ardından duyulan dış kapının sesiyle, Jungkook titreyen dizlerine hakim olamadan yere çökmüş ve ağlamaya devam etmişti.
Dediği gibi, her şeyi batırmıştı.
***
Jungkook çocukluğunun geçtiği eve bakarken, buradan bile hissettiği bedenin feromonları onu rahatlatmıştı. Annesinin kokusu her zaman ona iyi gelmiş, kabuslu gecelerine şifa olmuştu.
Bu yüzden her kötü hissettiğinde annesinin kolları arasına girer ve kötü olan her şeyi unutarak, saçlarını okşayıp ona iyi şeyler fısıldayan bedenin sesine odaklanırdı. Jungkook büyüse de annesinin gözünde hala küçük bir çocuktu. Buna rağmen kendi ayakları üzerinde durması için birçok kez şirket ile ilgili işleri başına yığıyor, kendince çalışmanın zorluklarını gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Omega | Taekook
Fanfiction°Omegaverse° Jeon Jungkook, alfalardan nefret ediyordu... [My Series #2]