9

23.2K 2K 644
                                    

Yorum severim :)

İyi okumalar.

________

Hayata çok erken yaşta atıldım.

Daha genç yaşta iş hayatım başlamış, bir sürü sorumluluk omuzlarıma yüklenmişti. İlk zamanlar daha toy olduğum için birçok yanlış yapıyor, birçok alanda geçen ismimiz yüzünden çoğu dosyayı karıştırıp, yanlış yerlere imza atıyordum.

Zorlu bir süreçti. Yaşıtlarım dışarıda gezip tozarken ve yaşlarının keyfini çıkarırken, ben şirket başına geçerek stres dolu bir hayata atılmıştım. Bu stres dolu hayatım ise Namjoon ile kolaylaşmıştı.

Dediğim gibi, birçok yanlış yapıyordum lakin o yanlışlarımı düzeltip doğruyu gösteren kişi ise Namjoon'du. Onun sayesinde kısa zamanda işleri yoluna koymuş ve bu günlere gelerek şirketimize birçok başarı kazandırmıştım.

İşe ilk atıldığım zamanlar örnek aldığım kişi babam olsa da daha sonradan, Namjoon olmuştu. O da erkenden iş hayatına atılmış, genç yaşına rağmen babamın sağ kolu olmuştu. Babamdan sonra ise benim.

Uzun zamandır yanımızda olmasından ötürü ise o artık aileden biriydi. Aile yemeklerine her zaman katılır, annemin "Düğün istiyorum." "Eşinizi bulun ikinizde artık, torun istiyorum." sohbetlerini çekerdi. Şayet eşimi bulmama benden çok ailemin sevineceğine emindim. Lakin onlara haber verme fırsatı yakalayamamıştım ve olanları benden değil de haberlerden öğrendiklerine emindim, çünkü oldukça sosyallerdi ve olan şeylerden önce onların haberi olurdu. Lakin birkaç gündür seslerinin çıkmaması beni ürkütmüyot değildi, şayet annem öğrenir öğrenmez beni arar ve eşimi görmek istediğini, ne zaman torun vereceğimizi konuşurdu.

Jungkook hala uyuyordu. Ona kızgınlığının geçmesi için ilaç verecek olsam da korkuyordum. Benden bir süre istemişti. 3 ay kendimi ona kanıtlayacaktım ve yavaş ilerleyecektik. Öpüşmemiz bile onun için oldukça hızlıyken, kızgınlığından ötürü birlikte olmamıza nasıl bir tepki verecekti bilemiyordum. Korkum da bu yüzdendi. Daha bana güveni oturamamışken, onu kaybetmek istemiyordum.

Evin içinde yankılanan zil sesiyle oturduğum rahat koltuktan kalkıp kapıyı açmıştım. Namjoon koca gülümsemesiyle karşımda duruyordu. Gülümsemesine karşılık vererek önünden çekilmiş ve "Hoşgeldin Namjoon." Diyerek kısaca sarılmıştım. Salona giden adımlarından sonra kendini yorgunlukla koltuğa bırakmış ve elinde ki eczane poşetini göstermişti. "Dediğin gibi ilacı aldım. Umarım işe yarar." Poşeti elinden almış ve ilacı incelerken "Umarım." Demiştim.

Ayaklanıp merdivenlerden çıkarken yatak odasına gelmiş ve içeriye girerek, uyuyan güzelime bakmıştım. Jungkook gerçekten güzel bir omegaydı ve onun benim eşim olması, beni mutlu ediyordu. Uyurken oluşan masum ve güzel ifadesi oldukça tatlıydı. Yanakları kızarmış, siyah kıvırcık saçları dağınık bir şekilde alnına dökülmüştü. Aralık dudaklarından aldığı düzenli nefeslerin sesi odaya karışıyor, güzel bir melodi oluşuyordu. Yavaş adımlarla yatağa yanaşarak başucuna oturmuş ve alnına dökülen tutamları çekmiştim. Biraz yerinde kıpraşsada uykusuna devam etmişti.

Elimde ki ilacı kutusundan çıkarıp paketini açmış, bir hapı avuç içime alarak, komidinin üzerinde ki suyu da almıştım. Hafif doğrultarak ağzına ilacı vermemle, bardağı da ağzına tutmuş kısık gözlerle suyu içişini izlemiştim. Hafif açtığı gözlerle etrafa bakarken, mavi gözlerini bana çevirmiş ve koluma sarılarak başını koluma gömmüştü. Burnunun ucunu tenime sürterken mırıltılar çıkarıyor ve bana sırnaşıyordu. Lakin halletmem gereken birikmiş dosyalardan ötürü yavaşça ayaklanmış, kollarının arasına yastığımı vermiştim. Sıkıca sarılarak yastığa kafasını gömmüş, gülümsememi sağlamıştı.

My Omega | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin