Kim Taehyung'dan

23.6K 2.1K 436
                                    

Bu bölüm, adından da anlaşılacağı üzere Taehyung'dan olacak. Olayları falan onun ağzından da dinleyelim istedim.

İyi okumalar...

________

Zaman: Maskeli Balo günü

Önümde duran kenarları işlemeli boy aynasından kendime bakarken, kırmızı tutamlarımı düzeltmiş ve kenarda duran altın sarısı maskemi takarak bedenimi süzmüştüm. Üzerimde beyaz bir takım elbise vardı ve birazdan katılacağım maskeli baloda, önemli konuklar yer alıyordu. Baloyu bizzat ailem düzenlemiş ve şirketlerin başında olduğum için, benim de katılmam icap etmişti.

Kalabalık ortamlardan pek haz etmesemde işim gereği hep böyle ortamların içindeydim. Malikaneden çıkıp beni bekleyen kapısı açık arabaya binmiş, şoförün sürücü koltuğuna geçmesiyle, yola çıkmıştık.

Malikane bana aitti.

Ailemle uzun süredir beraber yaşamıyordum ve yalnız yaşamak benim için daha idealdi. Eşimi bulana kadar sürecekti bu yalnızlık. Bu yüzden haz etmediğim kalabalık alanlara giriyor ve bir ihtimal onu bulurum düşüncesiyle hareket ediyordum lakin şu ana kadar bu bir işe yaramamıştı.

Balonun yapılacağı yere varınca şoförün açtığı kapıdan inmiş, büyük ve şık binaya bakmıştım. Girişinde bir kırmızı halı vardı ve gelenler oradan yürüyerek içeri gidiyor köşede bulunan kameraların flaşları sürekli patlayarak ortama flaş ışığı yayılıyordu.

Kırmızı halıda yürürken bana seslenen ve sorular soran insanları es geçerek içeri girmiş ve kalabalık ortama bakmıştım. Klasik müzik ortama yayılıyor, tavandan sarkan koca ve gösterişli avizelerin ışığı etrafı aydınlatıyordu. Yerler tamami ile kırmızı ile kaplanmış ve üzerine konulan yuvarlak uzun masaların çevresine dizilen davetliler, yüzlerinde bulunan maskelerle çevreyi izleyip içkilerini yudumluyordu.

Girişin merdivenlerinden inerek ailemin bulunduğu masaya geçmiş beni görmeleriyle maskenin açıkta bıraktığı dudaklarında bir tebessüm belirmişti. Annem bana sarılarak "Hoş geldin oğlum." Demiş ve yanımızdan geçen garsonun tuttuğu tepsiden bir kadeh alarak bana uzatmıştı. "Al bakalım." Verdiği kadehten şarabı içerken, mayhoş tat ağzımda hoş bir tat bırakmış ve hoşuma gitmesiyle gülümsemiştim.

Davetliler arada sırada yanıma geliyor ve benimle konuşarak sorular soruyordu. Çoğu benle temas kurmaya çalışıyor, bir şey olmayınca umutsuz bir şekilde konuşup geri dönüyorlardı.

Onların eşi çıkmadığım için üzülüyor olmalıydılar.

Boğucu ortamdan bunalınca lavaboya gidiyorum diyerek oradan ayrılmış ve mekanın lavabosuna ilerlemiştim. İçeri girmemle ayna da kendine bakan bedenle göz göze gelmem bir olmuştu. Hızla lavabonun dış kapısına doğru yürürken cebinden düşen eldivenini almış ve kolundan tutarak durdurmuştum.

Olduğu yerde durmuşken "Eldiveninizi düşürmüşsünüz." Demem ile tedirginlikle bana dönmüş ve maskenin ardından kahve gözleri ile göz göze gelmiştim. Bir süre bana bakmasının ardından elini uzatmıştı eldivenlerini almak için. Neden eldiven taşıdığı da bir muammaydı.

"Ah....Teşekkür ed-"

Eldivenini alırken elime sürten eliyle cümlesi yarım kalmış ve vücudu titremişti. Ondan bir farkım yoktu. İçimde uyandığını hissettiğim kurdum ile onun mavi gözlerine bakıyordum. Gözlerinde oluşan telaş ve şaşkınlık ile bana bakarken bir anda elimden kurtularak lavabodan çıkmıştı. Hızla peşinden çıkmış arka kapıdan çıkan bedenini takip etmiştim. "Hey bekle!" Diye bağırmamı önemsemeden koşmaya devam etmiş yetişmeme fırsat tanımadan yoldan geçen bir taksiye binip uzaklaşmıştı.

My Omega | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin