Bayadır bölüm atamıyorum ve okuyan birkaç kişi kalmıştır diyerek bu bölümü atıyorum.
Zorlukla yazdığım bir bölüm oldu. Ayrıca sınav dolayısıyla ara vermiştim ve tekrardan ne zaman bir şey yazmak için otursam elim kıpırdamıyordu. Yani bir süre hiçbir şey yazamadım ne bu kitaba ne de Prince'ye ama sonunda bölümü bitirebildim bu yüzden rahatladım gerçekten.
Ee siz nasılsınız görüşmeyeli?
İyi okumalar...
___
Kim Malikanesinde her şey olduğu gibiydi. Sabahın erken saatlerinin ışığı camlara yansıyor, çekili kalın perdelerden evin içine giremiyordu. Yatak odasında yatan alfanın bedeni yanında ki güzel kokulu yastığa sarılmıştı ve huzurlu uykusuna devam ediyordu. Karnı şiş olan omegası ise sessiz olmaya çalışarak merdivenlerden iniyor, rahatlıkla telefonda konuşabileceği mutfağa gidiyordu.
Bir eli belinde destek olurken öteki elinde telefonunu tutarak mutfağa giriş yapmış ve kapısını örterek derin bir nefes vermişti. Bugün onun için oldukça güzel bir gündü. Alfasının doğum günü. Bu yüzden onun için güzel bir sürpriz yapmak istiyordu.
Telefondan tanıdık numarayı tuşlarken bir an bile tereddüt etmedi. Sabah saatleri olması ya da aradığı alfanın uyuyor olması bile umrunda değildi. Tek düşündüğü yukarıda uyuyan kocasına güzel bir doğum günü partisi yapmaktı.
Hamileliği boyunca yanından bir an olsun ayrılmayıp işini bile evdeki çalışma odasında halleden alfası için bir nevi kafa dağıtma ve minnettarlık göstergesi olarak bu partiyi yapmak istiyordu. Bu yüzden telefonu kulağına götürürken aklında Namjoon'un, alfasını iş yerine çağırması ve evden uzaklaştırması vardı. Böylece rahatlıkla parti için evi süsleyebilir, güzel bir pasta hazırlayabilirdi.
"Alo?" Diyen uykulu ses ile Namjoon'un daha açamadığı gözleriyle telefonu cevapladığını hayal etti.
Yüzünde oluşan kocaman gülüş ile "Hyung," dedi "günaydın."
"Jungkook? Saat çok erken değil mi? Bir sorun mu var?" Endişeli sese karşı göremese bile kafasını iki yana salladı ve olumsuz mırıltılar çıkardı. "Hayır hyung bir sorun yok. Sadece senden önemli bir şey isteyeceğim."
"Bir dakika, Seokjin kıpırdanıyor, odadan çıkayım uyanmasın."
Birkaç hışırtıdan sonra tekrar alfanın sesi duyulmuştu. "Ne isteyeceksin bakalım tavşan?"
Tavşan lakabına takmayarak heyecanla söze girdi beyaz tenli. Lakabının hakkını veren dişleri ise gülümsemesi dolayısıyla ortaya çıkıyordu. "Hyung, Taehyung'u acil olarak şirkete çağırır mısın? Sana haber verince geri getirirsin. Ona doğum günü için sürpriz yapmak istiyorum."
"Oh, bugün doğum günüydü değil mi? Tabi çağırırım, çorbada benim de tuzum olsun."
"Teşekkürler hyung, sen şimdi mesaj olarak atarsın uyanınca görür. Hoşçakal!"
"Görüşürüz."
____
Merdivenlerden inen uykulu beden gözlerini kaşırken bir elinde tuttuğu telefona kısık gözleriyle bakıyordu. Gördüğü mesaj ile adımları hızlanmış, salonda oturduğu koltuktan televizyon izleyen miniğinin yanına gitmişti.
"Jungkook?" Uykulu çıkan sesiyle hamile bedenin yanına oturmuş ve kafasını omzuna yaslayarak burnunu boynuna gömmüştü. Derince çektiği nefes ile içi huzur dolmuş ve dudakları beyaz teni bulmuştu. "Ne zaman uyandın bebeğim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Omega | Taekook
Fanfiction°Omegaverse° Jeon Jungkook, alfalardan nefret ediyordu... [My Series #2]