8

24.9K 2K 817
                                    

İyi okumalar...

________

Gökyüzü, güneşin yeni doğmasından ötürü tam aydınlanamamıştı. Hafif turuncu ve kırmızının buluştuğu şafakta renkler birbiri ile kaynaşmış, güneş güne coşkuyla uyanmıştı. Kendisi gibi sıcak olan ışığını etrafa yayıyordu.

O sırada ise kendini güneşin altında kalmış ve yanıyormuş gibi hisseden bir beden vardı.

Taehyung yanıyordu.

Kasıklarından başlayan alev tüm vücudunu kaplamış gibiydi. Rüya ile gerçeği karıştırıyordu. Çünkü rüyasında omegası, kızgınlığından ötürü kendinden geçerek üzerine atlıyordu. Lakin gerçek, rüyasından pek de farklı değildi. Uyku sersemi bir şekilde yerinde sıçrayarak uyanmış, penisinde hissettiği ıslaklık ile inleyerek yorganı üzerinden atmıştı. Beklemediği görüntü karşısında ise duraksamıştı.

Çünkü şu an omegası, kapalı gözleriyle, çok lezzetli bir şey yiyormuş gibi dilini penisinde gezdiriyor ve tatlı mırıltılar çıkarıyordu.

Kafayı yiyecekti. Zevkle mırıldanan omeganın kolundan tutarak doğrulmasını sağlayınca, Jungkook küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzmüş, mavi gözlerini aralayarak alfasına bakmıştı. Şu an bedeni kızgınlığından ötürü kurdunun egemenliğindeydi. Bu yüzden sürekli alfasını istiyor ve ona sırnaşıyordu.
Taehyung ise bundan şikayetçi değildi. Aksine omeganın ona yakın olması hoşuna gidiyordu.

Taehyung kalkan penisine bir bakış atıp sıkıntılı bir nefes vermişti. Jungkook'u zorlamak istemiyordu lakin omeganın yaptıkları kurdunu kışkırtıyordu. "Alfa." Jungkook'un fısıltısı odanın sessizliğine karışmıştı. Sesi istekliydi ve Taehyung tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. İçinden kısaca bir ürperti geçmiş, derin fısıltıdan ötürü penisi seğirmişti. Omeganın, kendisi üzerinde ki etkisi oldukça fazlaydı.

"Lütfen." Jungkook fısıltısının ardından elini uzatarak bornozun açılan kısmından görünen penise, elini sarmış ve boydan boya okşamaya başlamıştı. Taehyung ise penisinde hissettiği sıcak eller ile inleyerek Jungkook'un elini tutmuştu. Tanrı şahit ki şu an omegasını sertçe becermemek için kendini zor tutuyordu.

"Jungkook rahat dur, seni zorlamak istemiyorum. Bugün başka kızgınlık ilacı alacağım, belki bu sefer ki işe yarar."

"Hayır, ben seni istiyorum." Jungkook kollarını alfanın beline dolayarak kafasını boynuna gömmüş ve kokusunu içine çekmişti. Alfasının kokusu onu rahatlatıyor ve sakinleştiriyordu. Burnunu alfasının tenine sürtmüş ve dudaklarını bastırarak ıslak bir öpücük kondurmuştu. Taehyung, ellerini refleks olarak omegasının ince beline sarmış, belinin bu kadar ince olmasından ötürü kafayı yiyecek kıvama gelmişti. Bel kıvrımında gezinen parmakları olduğu yeri okşuyor, omegadan mırıltılar çıkmasını sağlıyordu.

Jungkook bir bacağını alfanın üzerinden atarak kucağına yerleşmiş, oturuşundan ötürü üzerinde bulunan bornoz nedeniyle bacakları açılmıştı. Bornozun ipi gevşek bir şekilde bağlanmış duruyor, pürüssüz göğsünü açıkta bırakıyordu. Kollarını alfanın boynunda sıkılaştırmış ve kendini alfaya sertçe bastırmıştı. Çıkardığı küçük inlemeleri ise Taehyung'un kulağına bırakıyor, onun da kendinden geçmesini sağlıyordu. Şu an tek istediği, alfasının koca penisinin minik deliğinin içinde bir gezintiye çıkmasıydı. Eh tabi, Jungkook istediğini alan biriydi.

Taehyung kulağına gelen inlemeler ve tenine vuran sıcak nefesler ile zorlukla yutkunmuş, kırmızı olan gözleri şehvetten ötürü daha da koyulaşmıştı. Elleri altında ki ince beli daha sıkı sararak Jungkook'u kendine biraz daha çekmiş, bedenlerinin arasında ki boşluğu kapatmıştı. Nefes aldıkça birbirlerine değen göğüsleri ve birbirlerinin tenlerinde hissettikleri sıcak nefesler ile ortam oldukça erotikleşmişti.

Jungkook elini arkasından uzatarak içinde istediği penisi sarmış ve elini oynatmaya başlamıştı. Her hareketinde seğiren penis ve alfasının derin inlemeleri ise kendi penisine iyi gelmiyordu. Bu yüzden dizleri üzerinde doğrulmuş ve penisi kendine konumlamıştı. O sırada ise Taehyung doğrulan omegasının açık kalan pembe göğüs ucu ile göz göze gelmiş ve onu dudakları arasına almıştı. Jungkook kafasını geriye atarak inlemiş, elleri alfasının kırmızı tutamlarını bulmuştu. Hızla oturarak penisi bir anda içine almış, kızgınlığından ötürü acı yerine zevki yaşamıştı.

Taehyung, kafayı yiyecekti. Penisini saran dar sıcak duvarlar ve kucağında hareket eden omegası onu kafayı yemeye zorluyordu. Omegasının zevkten kasılan yüzü ve yaşaran gözleri, görülmesi gereken bir manzaraydı. Lakin Taehyung biliyordu ki bu eşsiz manzara sadece ona özeldi.

Jungkook'un elleri Taehyung'un omuzlarında sıkıca tutunmuş bir şekildeyken yorularak yavaşlamıştı. Taehyung ise omegasının yorulduğunu anlayarak onu sırt üstü yatırmış ve bacaklarının arasına girmişti. Jungkook kollarını Taehyung'un boynuna sıkıca sarmış içini tekrar dolduran penisle inleyerek kafasını geriye atmıştı. Açılan beyaz boyun oldukça ağız sulandırıcı gözüküyordu. Bu yüzden Taehyung'un dudakları beyaz teni bulmuş, ıslak öpücükler kondurarak kendi işaretlerini bırakmaya başlamıştı. Mühür yerine kondurduğu öpücükler ise, omeganın hassas olduğu nokta olduğu için inlemesini sağlıyordu.

Taehyung, Jungkook'un bacaklarını omuzlarına alarak daha derine girip çıkmaya başlamış, omegasının prostatına uyguladığı sert vuruşlar ile Jungkook zevkten ağlamaya başlamıştı. Büzülü vişne dudakları ve yaşaran zeytin gözleri ile çok güzel görünüyordu. Yanakları hafifçe pembeleşmişti. Sürekli burnunu çekiyor akan göz yaşları ile dudaklarını ısırıyordu. Yaşaran gözleri ve büzülü dudaklarıyla alfasının dudaklarını öpmek istemiş ve istekli mırıltıları ile Taehyung, onu geri çevirmeyerek dudaklarını buluşturmuştu. Bir elini Jungkook'un penisine sarmış çekerken, aynı oranda kendini omegasının içine itiyor ve dudakları, omegasının dudaklarıyla iç içe geçmiş bir şekilde hareket ediyordu.

Jungkook'un dudakları gibi tadı da güzeldi ve Taehyung artık en sevdiği tadın ne olduğunu da biliyordu;

Omegasının dudakları.

Taehyung içinde son vuruşları gerçekleştirirken, Jungkook çoktan boşalmış bir şekilde mayışmıştı. Yorgunlukla kapanan gözleri içinde hissettiği sıcaklık ile tamamen kapanmış ve yorgunlukla uykuya geçmişti. Taehyung ise hala aynı pozisyonda duruyordu. Terleyen kızıl saçları alnına yapışmış, elleri omegasının kafasının iki yanında duruyor ve duruşundan ötürü belirginleşen kasları ile nefes kesici görünüyordu. Sırtında omegasının eseri olan kanlı yollar vardı ve hiç acı hissetmiyor, aksine hoşuna gidiyordu.

Altında uyuyan omegası çok güzeldi ve Taehyung durduğu şekilde ne kadar onu izlediğini bilmiyordu. Sonunda doğrularak Jungkook'un üzerini örtmüş ve alnına bir öpücük kondurarak, uyandırmak istemediği için kendisi gidip bir duş almıştı. Sıcak duş ile rahatlayan kasları kendini gevşetip uykusunu getirse de şirkete gitmediği birkaç günde biriken dosyalar aklına gelmişti. Bu yüzden duştan sonra hazırlanarak telefonunu eline almış ve Namjoon'u aramıştı. Birkaç çalıştan sonra açılan telefon ve karşıdan duyulan tanıdık ses ile boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı.

"Namjoon, şirkette biriken dosyaları alıp bize gelsen iyi olur. Onlara bakmam gerekiyor ve ayrıca" diyerek bakışları huzurla uyuyan Jungkook'u bulmuş ve eklemişti. "Kızgınlık ilaçlarından birkaç çeşit getirmeni istiyorum." Vedalaşıp konuşmasını bitirdikten sonra telefonu kapayarak salona inmiş, koltuklardan birine kendini atarak, televizyonda saçma bir program izleyip Namjoon'u beklemeye başlamıştı.

Bölüm sonu.

Bölüm biraz geç geldi bu yüzden kusura bakmayın ama aklıma hiçbir fikir gelmiyordu. Hem kalem oynatamıyordum hem de hikaye hakkında düşünecek fırsatım yoktu. Daha önce de söylemiştim şu an tek düşünebildiğim üniversite sınavı :(

Ama yine de fırsatım oldukça buraya bölüm atmaya çalışacağım çünkü burayı ve sizleri seviyorum ❤

Umarım beğenmişsinizdir :")

Hoşçakalın bebeklerim mavis kaçar  djjdjdjdd

My Omega | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin