Oh olsun

2.3K 160 1.9K
                                    

OZAN'IN AÇISINDAN

Güleceğim diyorum gülemiyorum. Raconcu başı dağ adamı kocayım ya ben. Ama sarı kafa şeytan  sen de azıcık insaf et. Kız hafızasını kaybetti. Hafızayla beraber azıcık aklını da kaybetti. Şirretlik   mi ? O baki canım. Kafayı iyi gömmüş ama betona. Cıvataları oynamış. Her hareketi sakar, her tepkisi komedi mi olur bir insanın ? Bir de üstüne sinirleniyor.

Adem ve Musa'nın benim gibi gülmemeye çalışmaktan dudakları kanayacak. Dalacakmış gibi kötü kedi şerafettin bakışları atınca pısıyorlar, havaya filan bakıyorlar. Berrak'ın gazabizm bakışlarından kaçmak için gözlerini  kaçırıyor iki tırsık.

Sevgili karıcığımın hangi marifetinden başlayayım? Kız ayaklı sakarlıklar komedyası. Herşey hastaneden çıkarken başladı.

Hanımefendi giymesi için getirdiğim kot pantalon ve tişörtten memnun kalmamıştı. Aslında haklı. Kendi kıyafetlerimden götürmüştüm. O giyince, paçaları yerde sürünen ve ona bol gelen kotumun üzerine geçirdiği tişörtüm neredeyse dizine gelmişti.

Giyindiğinde kanaat getirip, içeri girince düşmemesi için belinden tuttuğu pantalon ve içinde kaybolduğu çadır bezi gibi duran tişörtün içinde cin cüce gibi duruyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Hazırsan çıkalım aşkım. Çıkış işlemleri tamam." dedim.

Alev püskürtecek ejderha yavrusu şefkatiyle bana bakıyordu.

"Hazorson çokolum. Kör müsün nesin sen? Bu ne ?"

Kollarını sinirle açıp, üstündeki kıyafetlerimi ima ederek bana çemkirmişti.

Aptala yattım. "Ne ne karıcığım?"

"Bunlar !"

Ellerini tişört ve kotun üzerinde yukarıdan aşağı gezdirdi.

"Tişört ve kot. Çok yakışmış ama."

"Toşört ve kot. Ben de bluz ve etek sandıydım."

Gözlerini devirip, çemkirmeye devam edecekti ama kot belinden kayıp, ayak bileklerine  düşüvermişti. Başına geleni fark etmiş ve söyleyeceği şey ağzında donup kalmıştı.

O sırada gayet şen ve sempatik görünme çabalarında olan Musa ve Adem yardımcı olmak için odaya girmişlerdi.

"Hazırsanız çıka...aaaa..destur." diyen Musa ağzı açık kalmış şekilde  kot pantalon ayak bileklerine kadar düşmüş Berrak'a bakakalmıştı.

Adem de ne olduğunu görmeden Musa'nın yanına gelmişti

"Geçmiş olsun yengaaa. Bismillahirrahmanirrahim."
deyip, başını çevirdi. Musa da kızararak kafasını çevirmişti.

"Çok pardon yenge. Biz münasebetsiz zamanda geldik galiba." diye mahcup bir sesle ekledi Adem.

Berrak bir halt anlamamıştı. Bir hışımla eğilip, pantalonu toplayıp, beline çekti.

"Kotu düştü sadece." dedim.

Musa tavana bakarak sırıtıyordu

" Olur öyle yeni evliler arasında Ozan'ım. Biz destursuz girdik." demesin mi ?

Adem de dalga geçme fırsatını kaçırmamıştı.

"Eve gitmeye sabredeydiniz bari." diye  mırıldandı bana.

"Hiç oluyor mu ? Hastane oğlum burası." deyince resmen kız gibi kıkırdadılar.

Alacağınız olsun der gibi kafamı salladım ama tınmıyorlardı. Ta ki Berrak gazap kuşu gibi yanlarına gelene kadar.

BAŞIMIN TATLI BELASI #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin