Berrak gözlerini açtığı anda, neden ağladığını ayırt edemeyerek beyaz tavanı ve sinir bozucu şekilde kıpraşan lambayı ayırt etti.
Canı neden bu kadar çok yanıyordu ve neden gözyaşlarına boğulduğunu bilmiyordu. Boğazına taş gibi oturmuş yumrudan nefes alamayarak yerinde sıçrayıp, yatakta oturmuştu.
Delice bir umutsuzlukla ve kalbini parçalayan bir ızdırapla , kim olduğunu bir türlü hatırlayamadığı birini görmeye çalışıyordu.Seslenmek ve yanına gelip, kollarına alması için haykırmak istiyordu ama adını bile bilmediği birini nasıl çağırabilirdi ki ?
Alnına dokunan uzun parmakların serinletici rahatlığı ile bu kez gerçekten gözünü açtığında,kendine endişeyle bakan bir çift mavi gözle karşılaştı gözleri.
" Anne ? "
Suzan içi hem rahatlayarak, hem de gerilerek gülümsedi.
" Berrak' cığım. Şükürler olsun kendine geldin.Çok endişelendirdin beni canım "
Berrak kendine çekinerek sarılan kadına sarılırken, sersem gibi hissediyordu.
" Kendime gelirken ne demek ? Ne oldu ki bana ? Nerdeyim ben ?"
Telaşlı ve kafası allak bullak doğrulup, etrafa bakındı Berrak.Suzan bir an ne demesi gerektiğini düşündü.
" Bayılmışsın tatlım.Hastaneye getirmişler seni."
Berrak kafası karman çorman algılamaya çalışıyordu. " Bayılmış mıyım ? Nasıl? Nerde ? Kim getirmiş beni hastaneye?"
Suzan hanım panikleyerek gülümsedi.Bu sorularla uğraşmak istemiyordu şu anda.Berrak' ın tepkisine hazır değildi nedense.
Kızının o mahallede ve evde olduğu süre boyunca, ona verilen raporlar, hatta kendisinin iki defa gizlice yaptığı kısa ziyarette gördükleri, Berrak'ın değiştiğini göstermişti ona.Açıkçası ufacık bir adıma razıyken, kızının dünya çevresini turlayacak kadar çok mesafe katettiğini görmek şoke etmisti onu.
Kafasında kızına oynadığı oyunla ilgili hissettiği suçluluk ve vicdan azabı, bu kadar büyük bir kandirmacanın işe yaşayabileceğine dair duyduğu şüpheyle beraber susmuştu.Berrak' ın içinden çıkan merhametli, nazik, düşünceli, fedakar ve sevgi dolu genç kadın, Suzan hanımın çok hoşuna gitmişti .
Berrak hep hayal ettiği ve aslında olduğunu bildiği gerçek özüne kavuşmuştu.Suzan hanım, bunun için o genç adama minnettardı.Kızını ona geri vermişti.Oyun adeta bir mucize yaratmıştı.
O yüzden aniden oyunun bitmesi huzursuz ve mutsuz ediyordu kadını. Ozan her şeyi itiraf ettiğini söylemişti hastaneye geldiğinde.Berrak ayıldığında herşeyi bilerek kendine gelmiş olacaktı. Peki ya nasıl tepki verecekti?
" Ben bir doktora haber vereyim tatlım? Hemen dönerim, sen burda bekle "
Kendini dışarı atıp, kafası karışmış kızını odada tek başına bırakmıştı. Ne yapacağını kestiremedigi bir kaç dakika, yardım ister gibi etrafına bakınırken, onun odadan çıktığını görüp, endişeyle yaslandığı duvardan doğrulan, bir hayalet kadar solgun ve kendinde olmayan Ozan' ı gördü.
Genç adamın perişan hali içini acıtmıştı kadının. Tüm beden dili onun kızı için hissettiği derinlere kök salmış, gerçek ve delice tutkulu bir aşka dair en aleni belirtileri haykırıyordu.
" Kendine geldi."
Genç adam dünyayı sırtında taşıyan Atlas gibi , içini parçalayan hislerin ağırlığıyla ezilmesine rağmen, rahatlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN TATLI BELASI #wattys2019
RomanceKapak tasarımı Gece'ye ait. Kendisine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum 🧡🧡🧡 Bir kızın hayal edebileceği herşeye sahip olan, gerçekten son derece şımarık, her dediğinin yapılmasına alışmış kaprisli ve sinir bozucu Berrak Taşkıran'in canından bezd...