Beyni yulaf lapası kıvamında bulanık bir haldeyken ışık rahatsız etmiş gibi zorla açtığı gözlerini kırpıştırmıştı. Yüzünün çok da uzağında olmayan suratları fark edince irkilerek yerinde sıçrayan Berrak korkuyla geriye çekilmeye çalışmıştı. Üstüne doğru eğilmiş bedenlerin sahiplerine iri bilyalar gibi büyümüş gözlerle bakarken endişenin yerini rahatlamaya bıraktığı yüzlerdeki telaş, heyecan ve mutluluk ifadelerinin geçit törenini izliyordu.
" Geldi. Kendine geldi. Uyandı."
Derin hızla boynuna atılıp, sarılırken Ayşe gülümsemeye başlamıştı.
" Şükür. Ayıldı nihayet. Berrak, papatya nasılsın canımın içi ?" deyip sarsak bir şekilde açık kalmış kollarına dokunup, elini tutmuştu.
" Papatya, ses ver bir. Iyisin değil mi ?" diyen Musa'nın kafasını eliyle kenara iten Adem tatlı sert çıkan sesiyle fırçayı kaymıştı.
" Çek o koca kafanı kızın suratından da oksijen ulaşsın."
Berrak hangi birine tepki vereceğini bilemezken Cem ve Semih'in onunla aralarına barikat yapmış büyükleri geçerek yanına gelmek için debelenirken çıkardıkları telaşlı sesleri ve ismini adeta haykırışlarını duyuyordu. Metin amcasının otoriter sesi babacan bir endişeyle kakafoniyi durdurmasa Nazmiye Sultan ve Ayşe yengesi de ortada dönen ses cümbüşüne katıldığı için tımarhaneden hallice bir ortam oluşacaktı.
" Hepiniz aynı anda bağrışmayın yahu. Ayılan kızı geri bayıltacaksınız. Bir açılın da hava alsın."
Bayılmıştı demek. Berrak varlığının, biri tarafından basınçlı vakum aletiyle içine çekip bedeninden ayırmış gibi hızla firar edişini hatırlamıştı. Etrafını kuşatan ev halkı uzaklaşırken ve bedenine telaşla yapışan bedenler ayıldığı için rahatlamış ve mutlu olmuş halde ayrılırken gözlerinin karardığını ve yere düştüğünü hatırladı.
" Berrak, iyi misin bebeğim ?"
Annesinin sesine irkilmişti. Bayılmadan önce salonda onu gördüğünü hatırlamıştı. Hayal etmemişti demek. Doğrulmaya çalışırken yardıma gelen annesi gerçekten de buradaydı.
" Acele etme. Yeni ayıldın. Ani hareket yapma canım."
Suzan hanım oturması için yardımcı olurken Berrak zihninde şimşek çaktıran gerçekle kasılarak gözleri hızla odayı taramıştı.
" Ozan..Ozan burdaydı."
Birden fırlayıp kalkmıştı. Hızlı tepkisi yüzünden başı dönünce sendeler gibi olmuştu. Annesinin telaşlı sesi kulaklarına ulaştı.
" Berrak, düşeceksin."
Fırıl fırıl dönen odanın zeminine düşmek üzereyken yine biri yakalamıştı ama bu kez kendini yakalayan kolların sahibini umursamadım diyemezdi. Burnuna dolan hastane kokusuna rağmen hala baskın ve hala güzel ten kokusu olumsuz olacağından ölesiye korktuğu cevap yerine duymak için canını gözünü kırpmadan feda edeceği cevabı vermişti.
" Ben varken mi ? Mümkün değil."
Berrak belini saran kola cankurtaranı gibi yapışmış, gözlerini hızla açmıştı.
" Ozan."
" Papatyam."
Hizla ona dönüp,emin olmak ister gibi yüzüne dokunan Berrak parmak uçlarında capcanlı, sıcak ten dokusunu hissedince sarsılmıştı. Aniden gözlerinin önünde nefes kesici güzellikte bir mucize üç boyutlu bir baş yapıtta belirip, piksel piksel hızla bir araya gelerek dünyanın en güzel görselini oluşturuyor gibi seyre dalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN TATLI BELASI #wattys2019
RomanceKapak tasarımı Gece'ye ait. Kendisine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum 🧡🧡🧡 Bir kızın hayal edebileceği herşeye sahip olan, gerçekten son derece şımarık, her dediğinin yapılmasına alışmış kaprisli ve sinir bozucu Berrak Taşkıran'in canından bezd...