🦑55🦑

9.3K 435 32
                                    

Yaklaşık bir haftadır Özgür'ün evinde kalıyordum ve... hayatım boyunca böyle bir mutluluğun var olduğunu bile bilmiyordum. Onun gibi kokan elbise dolabında onun kıyafetleriyle karışan kıyafetlerim, banyosunda onunla aynı kabın içindeki diş fırçam ve onunkilerle aynı dolapta olan kozmetik ürünlerim... Resmen bir çift olmuştuk.

Kendimi bulutların üzerinde gibi hissediyordum. Ancak bir yandan, bir gün tüm bunların yok olmasından ölesiye korkuyordum. Bir gün uyandığımda diğer taraftaki sıcaklığını hissedemeyeceğimin, kahvaltı hazırlarken ya da televizyon izlerken bana sırnaşacak bir Özgür'ün olmayacağı düşüncesi ödümü koparıyordu.

"Hazır mısın?"

Sesiyle girdiğim transtan çıktım. Havluları da çantaya koyup fermuarı zorlamaya başladım. Abisi Uzay, Asrın ve Asrın'ın arkadaşı İlya ile birlikte (😉diğer textingden küçük bir spoi olsun) kısa bir tatile çıkıyorduk. Bu günle birlikte üç gün boyunca Özgür'ün öve öve bitiremediği bir tatil köyünde olacaktık.

Fermuarla olan savaşım sinir bozucu bir yenilgiyle sürmekteyken Özgür beni kenarı iterek fermuarı tek hamlede çekti. "Günün kahramanı," diyerek sahte bir heyecanla alkış tuttuğumda serseri bir sırıtışla göz kırptı.

"Oyalanma hadi. Üzerini giyin, çıkalım." Deyince kaşlarımı çattım.

"Ben giyiniğim zaten," deyince kot şortumu ve kendi mavi tişörtünü ilgiyle süzdü. Omuz silkerek çantayı omzuna attı.

Odadan çıktığımızı gören Uzay ayağı kalktı. Özgür'den bir santim kadar uzundu. Saçları aynı renkti ama onunki Özgür kadar dalgalı değildi. Burunları tıpatıp aynıydı. Ancak Özgür'ün hatları daha keskindi. Ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha fark edip -Uzay'ın çirkin olduğunu ima etmiyorum, sadece Özgür daha çok benim tipimdi- Özgür'ün yanağını öptüm. Son anda kafasını çevirip dudağımı öptüğünde kıkırdayarak yanağına sert bir tokat patlattım. Buna karşılık olarak popoma şaplak atarken göz ucuyla Uzay'ın yüzünü buruşturduğunu gördüğümde gülüşüm daha şiddetlendi.

"Seviyor musunuz, dövüyor musunuz?" Diye sorduğunda dil çıkararak cevap verdim.

"Döverek seviyoruz."

"Kendi adına konuş." Sözleriyle hızla Özgür'e döndüm. Bakışlarımı fark edip yaklaşan felaketten kaçmak adına hızla kapıya yöneldi.

Uzay çıkmak için yanıma yaklaşıp, "Bence seni kullanıyor," deyince kafasına geçirerek ilerlemesini söyledim.

🦑🦑🦑🦑

Omzumda daireler çizen elini ittirdiğimde kumların üzerinde bana doğru kaydı. İttirdiğim eliyle saçımı okşamaya başlayınca geri çekilmeye  çalıştım ancak bacağını bacağıma doladı.

"Açık alanda benden kaçmaya çalışma, aksi halde insanların psikolojilerini bozacak görüntülere sebep olabiliriz, Erva." İsmimi yanaklarımı kızartacak kadar ima dolu bir tonda dile getirmişti.

"Öyleyse bana dokunmayı kes. Beni sevmeyen birinin bana bu şekilde dokunmasından hoşlanmıyorum."

Sözlerime kısa bir mırıltıyla cevap verip kolunu başının altına koydu. Saçımdaki eli çıplak sırtıma inince uyumak yerine sahile indiğime pişman oldum. Burası sandığımdan daha uzaktı ve yola gece çıkmamıza rağmen sabahın altısında varmıştık kalacağımız otele. Herkes odasına yerleştikten hemen sonra, Özgür'le kaldığımız odaya yerleştikten sonra, sahile inmeyi seçmiştik. Ancak Özgür'e trip atarken bu seçimin ne kadar aptalca olduğunu yeni anlamıştım.

"Güneşimi kapatıyorsun," deyip onu sertçe ittim. Gözlerini yumduğundan boş anına denk geldiği belliydi. Diğer tarafa yuvarlanınca gülmemek için dudağımı ısırdım. Ancak yüzündeki şaşkınlık ifadesi kahkahama daha fazla engel olamama neden olmuştu. Kaşlarını çatarak bana dönünce kendimi durdurmaya çalıştım. Başarısız birkaç domuz sessinin ardından pes edince onun doğrulup üzerime doğru geldiğini ancak fark ettim. Geriye kaçmaya çalıştım ancak çok geçti.

Çevik bir hareketle beni kucakladığında çığlık atarak boynuna sarıldım.

"N'apıyorsun geri zekalı!" Diye çığlık atarken pis pis sırıtarak, "Sen kaşındın," dedi.

Dingin dalgaları kıyıya vuran denizi geçip hemen önünde iki metreden derin olduğunu söyleyen uyarı tabelasının olduğu iskeleye doğru yürümeye başladı. "Bak, söz veriyorum tirip atmayacağım. Sevmesen de olur, ben kendimi de severim. Lütfen bırak, Özgür."

Sinsi sırıtışını silmeden ilerlemeye devam etti. İskelenin ucuna gelene kadar yalvarmış, hatta bir ara ağlama numarası bile yapmıştım.

Sonunda durup yüzüme baktı ve kulağıma doğru eğildi. "Seni seviyorum, Ucube."

Ardından, kendime bile gelemeden beni iskeleden aşağı bıraktı.

🦑🦑🦑🦑🦑🦑

SELAMMMM! Umarım uyumamışsınızdır, çünkü kısa bir açıklama yapacağım. Henüz yeni olan diğer textinge Ucube'yi final yaptıktan sonra devam etmeye karar verdim. Hani girip ilk bölümü okumak, oylamak istersiniz diye hatırlatayım dedim. Hayalet diye bir texting daha vardı👐🏻. Bir de şunu söylemeden duramayacağım. Bu textingde  Uzay, İlya ve Asrın bize eşlik edecek. Immm... başka bir şey kalmadı heralde. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Öptüm😘👐🏻.

UCUBE | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin