🦑57🦑

9K 452 76
                                    

Dönüp yeniden saate baktım. 01:20. Öğleden beri Özgür yoktu. Okuldan sonra beni eve bırakıp işi olduğunu söyleyerek gitmişti. Hala dönmemişti. Korkudan kafayı yemek üzereydim. Belki bin beş yüz kez aramama rağmen hiç bir cevap alamamıştım. Aynı şey Asrın için de geçerliydi. Uzay'ınsa hiçbir boktan haberi yoktu.

Saçlarımı yolmayı bırakıp ayaklandım ve derin nefesler alarak evin içinde birkaç tur attım. Aramak için çıkmaya birden fazla kez kalkışmıştım. Ancak nerede olabileceğini tahmin edemememin yanında beni herhangi bir yere götürebilecek bir araçta yoktu. Bir saat kadar daha kafamı duvarlara vurmadan durabildim. Ancak daha fazla dayanamıyordum. Gözlerim dolmuştu ve nedenini bilmediğim bir öfkeyle dolmuştum. Saçlarıma daha güçlü asılarak sert bir çığlık kopardığım sırada sokak kapısının dışında bir gürültü koptu.

Koşarak kapıyı açtığımda Özgür'ün bedeni içeri düştü. Yüzü kanlar içindeydi ve gözleri kapalıydı.

"Özgür!" Diye çığlık atarak yanına çöktüğümde gözlerini kırpıştırarak açtı.

"Ağlama. İyiyim." Zorlukla söylediği sözler ile ağladığımı yeni fark etmiştim.

"Ne iyisi gerizekalı! Kanlar içindesin!" Dedim omuzlarına sarılarak.

"Sadece birkaç yumruk yemem gerekti." Dediğinde başımı kaldırıp ona baktım. Yüzü kötü haldeydi. Sorguyu sonraya erteleyebileceğimi düşünerek doğruldum.

"Bana yardım etmelisin," diyerek kolunu tuttum. Benden destek alarak ayağa kalktı ve ağırlığını üzerime çokta vermeden salona doğru yürümeye başladı. Koltuklardan birine yığıldığı an koşarak banyodaki ilk yardım çantasını aldım. Yanına döndüğümde gözlerini yeniden örttüğünü gördüm.

Duraksamadan yüzündeki kanı temizlerken bir kaç kez irkilmesi dışında tepki vermedi.

Kaşı ve dudağı patlamıştı. Bir de yanağı morarmaya başlamıştı. Kaşına ve dudağına ağrı kesici krem sürüp, kaşına yara bandı yapıştırdım. Yanağı için buz getirip üzerine koydum. Bu sırada Özgür çoktan uyumuştu. Bense meraktan beynimi kemirmeye başlamıştım. Özgür kolay kolay dayak yiyecek biri değildi. Muhtemelen ortada bir sayı üstünlüğü vardı. Eğer bir sokak kavgasıysa bunun farkında olarak karışmazdı. Bu yüzden aklıma sadece birisi geliyordu. Babam. Muhtemelen okuldaki dayağın intikamıydı bu.

İç çekerek buzu bir kenara bıraktım. Başımı omuzunun üzerine koyup onu izlemeye başladım. Tişörtünde kan lekeleri dışında tertemiz olmuştu. O an kapıda ne kadar korktuğum aklıma geldi. Yeniden gözlerim dolmaya başlayınca elimle yanağını okşadım. Yanağını elime doğru ittiğinde gülümseyerek başımı kaldırdım. Yüzüne doğru eğilip dudağına küçük bir öpücük kondurduğumda hareketlendi. Yerinde geriye kaydı ve koluyla belimi tutarak beni yanında açtığı boşluğa çekti.

Ben elimle saçlarını okşarken dudağını kulağıma bastırdı.

"Erva." Sesi pürüzlü ama içtendi. İçim ısındı.

"Hmm..."

"Açım."

Kıkırdayarak ona döndüm ve dudağını öptüm. Geri  çekilmeme izin vermeyip öpücüğü uzatınca, yarası yüzünden onu itmek zorunda kaldım.

Doğrulup koltuktan kalkarken, "Bekle burada, yerken ölmeyeceğin bir şeyler hazırlayacağım."

Mutfağa geçip en iyi bildiğim şeyi yaptım. Patates kızarttım. Yirmi dakikanın sonunda bir tabağa ketçap, mayonez ve ranch (umarım böyle yazılıyordur, şuan doğrusuna bakmaya üşendim) sos sıkıp patates kızartmasıyla birlikte tepsiye koyarak salona döndüm. Özgür uyku halinden kurtulmuş telefonumu karıştırıyordu. Tepsiyi sehpanın üzerine koyduğumda çevik bir hareketle doğruldu.

Patatesleri soslara batırıp ağzına tıkmaya başlayınca yanına oturdum.

"Neredeydin bu gün?" Diye sorduğumda yemeğe ara vermeden cevap verdi.

"Babanın yanında." Cevabıyla eş zamanlı olarak omurgamdan aşağı bir buz kaydı.

"Sana bunu o mu yaptı?"

"Sayılır."

"Neden oraya gittin?"

"Senin için." Derin bir nefes alarak "Daha açık konuş," diye mırıldandım.

"Peşini bırakması için."

Yerimden kalktım. İleri geri yürüdüm. Dönüp ona baktım. Hala yemek yiyordu. Elime geçen yastığı yüzüne fırlattığımda, tepsiye düşmeden yakaladı. Kaşları kaldırarak bana bakınca öfkeyle başımı ellerimin arasına aldım.

"Nasıl korktuğumdan haberin var mı?! Hiç bir şey söylemeden siktir olup gittin ve gecenin ikisinde kanlar içinde geri döndün! Nasıl korktuğum hakkında en ufak bir fikrin var mı?!" Çığlık çığlığa bağırmaya başlamıştım. Sinirlerim boşalıyor, tüm vücudum titriyordu. Yastığı kenara atıp ayaklandı ve bana doğru geldi. Geri çekilmeye, itmeye çalıştım ancak
durduramadım. Kollarını bedenime sımsıkı doladığında boğazımdan içli bir hıçkırık koptu.

"Ben sana ulaşmaya çalıştım. Asrın'ı, Uzay'ı, hepsini aradım. Ulaşamadım. Çok korktum Özgür."

Saçımı okşayarak daha sıkı sardı bedenimi. Şakağıma öpüp kulağıma doğru, "Geçti," diye mırıldandı. "Buradayım, yanındayım. Hala seni sevmeye devam edecek kadar sağım."

"Özgür," dediğimde başını kaldırdı ve yüzüme baktı. "Bana evlenme teklifi et." Dediğimde ona önemli birisi olarak emir vermişim gibi başını salladı ve benden ayrılıp konsola doğru koştu. Çekmeceyi bir süre karıştırdı ve aradığını bulmuş olacak ki geri döndü.

Önümde diz çöktü.  "Lütfen benimle evlenip, bu ebedi yalnızlık pençesinden kurtar beni, Erva. Aksi halde dayanacak gücüm kalmadı." Soylu bir beyefendi edasıyla söylediği sözler üzerine gülmemeye çalışarak yanına çöktüm. "Ah, sevgilim. Seni çok seviyorum ve seni bu amansız pençeden kurtaracağım."

Üzerinde melek motifi olan ince yüzüğü parmağıma geçirdi ve fırsatçılığını konuşturarak dudağıma yapıştı.

Omuzlarından iterek geri çekildiğimde dudağını büktü.

"Bu yüzüğü nereden buldun?" Diye sorduğumda hınzırca sırıttı. "Diğer kaşını patlatmadan cevap ver."

"Uzay kız arkadaşı için almıştı ama burada unuttu. Bir daha geri almak istemeyince ben de üstelemedim."

"Tamam, şimdi öpüşebiliriz." Dedikten sonra bu sefer dudaklarına yapışan fırsatçı ben oldum.
🦑🦑🦑🦑

Bölümden de nasıl bir psikoloji içerisinde olduğumu anlamışsınızdır diye umuyorum. Yoğun bir hafta geçirdiğim için bölüm atamadım. Aslında biraz finalide geciktiriyor olabilirim, çünkü Özgür ve Ucube'yi seviyorum ve özlemek istemiyorum:(
Neyse çok uzatmak istemiyorum. Uykusuzluktan bayılacak gibiyim. Öpüyorum, oy ve yorumlarınızı bekliyorum😘👐🏻.

UCUBE | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin