🦑19🦑

11.3K 601 22
                                    

Kulağımın dibinde yükselen huysuz homurtuyla gözlerim aralandığında, güneş henüz doğuyordu. Aynı homurtu ritmik bir şekilde yeniden yükseldi ve o an ardımdaki sıcak bedenin farkına vardım. Belime dolanan kolların arasında kıpırdamamaya dikkat ederek başımı çevirdiğimde onun huzurlu çehresini gördüm. Perdenin ardından gelen güneş ışığı yüzüne yansımış keskin hatları ortaya çıkmıştı. Nefesinin yarattığı küçük rüzgarda titreyen beyaz saçlarımı yüzünden çekip onu izlemeye devam ettim. Bu benim için bir hayaldi. Bir hayalden ibaretti. Öyle ki, şimdi gerçek olduğuna inanamıyordum. Mutluydum; her şeyden, herkesten, her günden daha mutluydum.

Ancak dün gecenin silinen izleri kendi belli ettiğinde mutluluğum gölgede kaldı. Gitmeliydim. Babam nerede olduğumu anlamadan, Özgür'ün farkına varmadan gitmeliydim buradan. Elim belime dolanan kolları buldu ve istemeye istemeye belimi kollarından kurtardım. Yavaş hareketlerle doğrulup koltuktan kalktığımda hafifçe kıpırdandı ama uyanmadı.

Onun odasına döndüm ve içeri girdim. Tüm ev onun gibi kokuyordu. Ve en güzeli, ben onun gibi kokuyordum. Bu düşünceyle aptal aşık gülümsemelerimden birini takınıp, dünkü elbisemi giyindim. Ayakkabılarımı elime almadan önce bana verdiği kıyafetleri banyosundaki sepete atıp odadan çıktım.

Gözlerim, bıraktığım pozisyonda horul horul uyumaya devam eden Özgür'e kaydı. Adımlarım onun olduğu tarafa dönerken iradem dışında koltuğun önüne, yere oturdum. Çenemi koltuğun üzerine bıraktığım elime yaslarken gözlerim her bir ayrıtınsını ezberlercesine yüzünde dolaşıyordu. Onu seviyordum. Onu çok seviyordum. Ve bu saf duygu kalbime ağır geliyordu. Bu duyguyu taşıyan yalnızca benim bedenim olunca ağır bir yük olup, kalbim üzerine biniyordu. Beni bu yükten ne derin bakışları, ne gülümseyen dudakları, ne de her gördüğümde karnımda kelebekler uçuşturan çehresi kurtarabiliyordu. Kurtaramazdı. Sevse bile kurtaramazdı. Sevse kıyametim olur ikimizi de yakardı. Çünkü benim kaderim yazılmıştı zaten. Babam tarafından umutsuz bir yalnızlığa çarptırılmıştım. Beni kimse kurtaramazdı.

Yanağımdan düşen sıcak yaş tanesi başının altındaki yastığa düştüğünde kendime gelerek doğruldum. Ayağa kalkıp gözlerimi geniş salonda dolaştırdım ve gözüme diğer koltuğun arkasında duran konsoldaki kalem ve post-it çarptı. Ayağa kalkıp sessiz adımlarla konsolun yanına gittim ve kalemi alarak post-ite kısa bir not yazdım.

'Her şey için teşekkürler.'

Kalemi bırakıp post-iti konsola yapıştırdıktan sonra yeniden ona döndüm. Parmak uçlarımda koşarak yanına gittim ve parmaklarımla burnunu sıktım. Birkaç domuz sesinin ardından horultusu kesildi ve nefesi düzene girdi. Gülümseyerek ayakkabılarımı bıraktığım yerden alıp evden çıktığımda telefonumun ekranını açıp tarihe baktım.

04.05.2019

Bu tarihi asla unutmayacaktım.
👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻👐🏻

Herkesee mehaba! Kısa bir bölüm oldu biliyorum. Merak etmeyin bir bölüm daha gelecek bu gece.  Bende kalın gençler!

UCUBE | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin