🦑52🦑

9.5K 465 64
                                    

Teoman ~ Kupa Kızı ve Sinek Valesi

Korkutucu bir gürültüyle irkilerek uyandığımda karanlıkta kaldım. İlk başta gözlerimi açmadığımı zannetsem de bulunduğum yerin karanlık olduğunu anlamam uzun sürmedi. Aynı gürültü tam yan tarafımdan tekrar yükseldiğinde yeniden irkildim. Yanımda birisi boğuluyordu!

Hızla yan tarafıma döndüğümde Özgür'ü gördüm. Uykunun son kırıntılarıda yok olurken aslında boğulmadığını, sadece horladığını fark ettim. Evet, artık bunu sorun etme zamanı gelmişti.

Hınzırca gülümseyip ona doğru yaklaştım burnunu parmaklarımın arasına aldığımda garip bir sesin ardından tamamen sustu. Elimi geri çektim ve bir süre karanlıkta gölgelenen yüzünü izledim. Uyanmasını istiyorum. Benim uykum açılmıştı ve bir daha uyuyacağımı zannetmiyordum. Onun bana eşlik etmesini istiyordum. Saçımın bir tutamını alıp yüzüne yaklaştırdım. Direk burnuna soktuğumda hırlayarak güldü ve beni iterek diğer tarafa döndü. Dudağımı büktüm. Uyanacak gibi durmuyordu.

Son deneme için yeniden üzerine eğildim. Yüzüne yaklaştım ve dudağımı şakaklarına hizaladım. Ardından "Özgür!" diye çığlık attım.

Küfrederek irkildiğinde gülerek geri çekildim. Sonunda gözlerini açıp karanlıkta bir süre yüzüme baktı. "Senin derdin ne?"

Gülüşümü durdurup dudağımı büktüm. "Horluyorsun."

"Kabus görüyorsun," diyerek beni alaya alınca kaşlarımı çattım.

"Ben kabusumda seni görmem bir kere." Dediğimde muzipçe güldü.

"Haklısın, ben genellikle rüyalarını süslüyorum."

Konuyu değiştirmeye çalıştım çünkü haklıydı. "Horultunla uyandım, boğuluyorsun zannettim. Resmen kükrüyordun, Özgür."

Bir anda doğrulunca hafifçe geri çekildim. Kaşlarını kaldırarak, "İnkar etmedin," dediğinde yanaklarım kızardı. "Gerçekten rüyalarını süslüyorum." diye devam edince başımı diğer tarafa çevirdim. "Yoksa beni çıplakken mi görüyorsun," dediğinde gözlerim ardına kadar açıldı.

"Çüş," diyerek yanımda duran yastığı kafasına çevirdim. "Gerizekalı!"

"Şansımı denemek istedim." Ellerini havaya kaldırıp suçsuz olduğuna ikna edecek bir bakış attı.

"Şansın sana girsin," deyip yataktan kalktım ve su içmeye gitmek için kapıyı açtım. Yeniden karanlıkta kalınca kapıyı hızla kapatıp Özgür'e baktım. Muzip bakışlarıyla beni izliyordu.

"Korktum." Dediğimde güldü ve yataktan kalktı.

"Tuvalete mi gidiyorsun?" Masum çıkarmaya çalıştığı sesinin altında yatan ima ile onu dönüp hareket çektim.

Elimi yakalayıp beni kendine çekti ve sarılarak kapıyı açtı. Kollarının arasında debelenmeye başladığımda ilk daha sıkı tutsa da sonunda kollarını çözüp, "İyi, git de yesinler seni bu karanlıkta." diyerek beni ileri doğru itince hala yakınımda olan koluna tutunarak yeniden bedenine yapıştım.

Gülerek bana öncekinden daha sıkı sarıldı. Yanağıma doğru eğilip üst üste öpücükler kondurmaya başlayınca omzuna vurdum. "Korkumdan istifade nasıl benden faydalanırsın?! Nasıl birine dönüştün sen böyle?! Hep Arin kötü örnek oldu sana." Diyene kadar mutfağa girmiştik.

"Lambayı yak," dediğimde omzunu silkerek, "Kendin yak," diye cevap verdi.

"Pislik," tıslayarak kollarına çözmesine izin vermeden tezgaha doğru ilerledim. Kollarının arasından zorlukla sürahiye uzanıp bardağa döktüm. Suyu kafaya diktiğim sırada Özgür boynuma eğildi. Gece gece kudurmuş muydu bu çocuk? Korkmalı mıydım? Onu hiç uyandırmamalıydım.

Onu itip bardağı tezgaha bıraktım. "Su içene Arin bile dokunmuyor. Sen hayırdır?"

Cevap vermeyip belime indirdiği elleriyle beni tezgaha oturttu. "N'apıyorsun?" Diye sorduğumda gülümseyerek yüzümü incelemeye başladı. Bakışları her bir ayrıntıya değinirken birkaç saniye sürdü gözlerime kilitlenmesi.

"Söylesene," dediğinde ne istediğini sormadım. Sesinin kadifemsi tonundan anlamıştım. Ellerimle alnına dökülen saçlarını okşayarak geri ittim. Ellerimi çektiğim an aynı pozisyona döndüklerinde bu sefer yanaklarını okşamaya başladım.

"Seni seviyorum," dediğimde gülüşündeki canlılık ve gözlerindeki parlaklık  tüm mutfağı aydınlatabilecek cinstendi.

"Güzel," dedi gülümseyen sesiyle.

Ardından ağır ağır dudaklarıma doğru hareketlenmeye başladı. Ateş yutmuş gibi oldum. Biri avucunda kalbimi sıkarken saatler süren bir bekleyiş içine girdiğimi fark ettim. Nasıl fark etmezdim? İki yılı aşkındır, seviyordum onu. Onunla göz göze gelmek bile dokunulmazken şimdi kollarının arasındaydım. Şimdi dokunulmaz olan bizdik.

Dudaklarının yumuşak baskısını dudağımda hissettiğimde mutfak, tüm ev, tüm gezegen gözlerimin önünde yok oldu. Yalnızca o vardı. Ve hep o olmuştu.

Dudakları hareketlenince acemi bir şekilde karşılık vermeye çalıştım. Dudaklarımın üzerine gülümsediğinde geri çekilmeye çalıştım. Ancak beni kucağına alıp mutfaktan çıkmak üzere kapıya doğru yürümeye başladı.

Bence artık kesinlikle korkmalıydım.

🦑🦑🦑🦑🦑

Şey ya, size de Ucube Kupa Kızıymış, Özgür'se Sinek Valesiymiş gibi gelmedi mi?

Şey ya, size de Ucube Kupa Kızıymış, Özgür'se Sinek Valesiymiş gibi gelmedi mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bence çok güzel bir 10.000'e özel bölüm oldu♥️. Gelecek bölümde görüşmek üzere😘👐🏻.

UCUBE | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin