ACITAN GERÇEK

5.8K 305 202
                                    

EDA BABA / SONBAHAR

SEVDAM AĞLIYOR 6. BÖLÜM

| ACITAN GERÇEK|

Ben öksüz bir kız çoçuğuydum. Küçük yaşta ölümle tanışmış, şu hayattaki en değerli varlığımı kaybetmiştim. Çelimsiz bedenim ölümün estirdiği soğuk rüzgarlara karşı koyabilcek güçte dahi değilken ayakta durmam söylenmişti bana. Şuncacık aklımla anamın geri geleceğine inanırken fütursuzca öksüz demişlerdi yüzüme.

O zamana dek hiçbir kelime öylesine dokunmamıştı çocukluğuma.

Zaman geçmiş, mevsimler değişmiş, yaşananlar birer hatıraya dönüşmüştü fakat o dokunuşun içimde bıraktığı derin yara hiçbir zaman kapanmamıştı.

Ben anamı kaybettiğim gün büyümüştüm. Çocuk bedenimin içerisinde ölümün varlığını kabullenen bir ruhla yaşamak zorunda kalmıştım.

Bazı ruhlar ölümle çok erken yaşta tanışıyordu. Ve o ruhlar bir daha hiçbir zaman eskisi gibi bakamıyordu hayata.

Hiç unutmam, odamda oturmuş ilk defa işittiğim öksüz kelimesinin ne anlama geldiğini düşünürken babam gelmişti yanıma. Bir elinin parmaklarını kıvırcık saçlarımın arasına daldırıp başımı okşamıştı. O zamana kadar babamdan şevkat görmeyen yanım tüm o kederli halime rağmen mutlu olmuştu. Ama bir çocuk babasından şevkat dolu bir hareket görmek için anasını kaybetmek zorunda kalmamalıydı.

Sonra elimden tutup çıkarmıştı beni o odadan. Nereye gittiğimizden bir haber küçük adımlarımı babamın o zamanlar bana oldukça büyük gelen adımlarına uydurmaya çalışmıştım. Çok değil birkaç dakika sonra durmuş ve bir başka odanın kapısını açmıştı. O kapı sadece bir odaya değil aynı zamanda benim yeni yaşantıma da açılmıştı aslında.

Zelal anam...

O kapının ardında sessizce beni bekleyen gül yüzlü kadın...

Sorgusuz sualsiz kabul etmişti beni. Allah biliyor ilk başlarda çok ağlamış onu da çok üzmüştüm. Babam bundan sonra ona ana diyeceksin dediğinde anamın gitmesine Zelal anam sebep oldu sanmıştım. Bağırmış, çağırmış, ortalığı yıkmıştım. Birgün Zelal anam karşıma geçmiş ve benimle koca bir insanmışım gibi ciddi bir şekilde konuşmuştu.

"Sana analık yapmak benim haddime değil." demişti. "Ama müsaade et kanayan yarana merhem olayım."

Öyle de olmuştu gerçekten. Yarama merhem olmuş, çocukluğuma analık yapmıştı. Çok da güzel yapmıştı. Analık onun üzerinde göz alıcı bir elbise gibi durmuştu. Sadece onun bedenine uyan, ona özel tasarlanmış bir elbise...

Zamanla varlığına alışmış, alıştıkça da ona olan hayranlığım kat be kat artmıştı. Bir müddet sonra onun gibi hareket edip onun gibi konuşmaya başlamıştım. Bana arkasını döndüğü her boşlukta onu taklit etmek bir gereksinim halini almıştı sanki. Kendime onu örnek almıştım hep. Karakterimi onunla bir yoğurmuştum. Çocukluğumu geride bırakıp genç kız olduğumda aramızdaki benzerlik daha fazla göze çarpar olmuştu. Küçük Zelal derlerdi benim için. Anasının kopyası... Öyleydim de sahiden. Ama bu benzerlik genlerimden değil bir kez daha anasız kalmaktan korkan küçük kız çocuğunun çabalarıyla oluşmuştu. Anasının kızı desinler istemiştim benim için hep. Yaradan yüzüme gülmüş ve öksüz kalan yanımı bu isteğimi kabul ederek teselli etmişti.

SEVDAM AĞLIYOR ||TAMAMLANDI||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin