VİRÂNE

5K 308 186
                                    


[ Beğendiğiniz, içinize dokunan pasajların altına 🌙 emojisi bırakmayı unutmayın.]

' Cem Çınar - Kahpelik '

SEVDAM AĞLIYOR 8. BÖLÜM

| VİRÂNE |

Ilık bir rüzgar tenimi okşuyor göz yaşlarımın yakarak geçtiği yerleri buz kestiriyordu.

Üşüyordum.

Tenimi saran kumaşın üzerinden kayıp giden rüzgarın aksine içimde büyük bir cehennem ateşi yanıyordu.

Ben, bugüne kadar hiç böyle yanmamış; yandığım kadar da buz kesmemiştim.

Ben, hep bir nebze yalnız bir kız çocuğu olarak büyümüş ama daha önce hiç baba evinin kapısından zorla gönderilen kadın kadar yapayalnız kalmamıştım.

Şimdi titreyen bedemi sarıp sarmalayan kolların kendime ait olması sadece sevmiş olmamdan kaynaklanıyordu. İçim kan ağlıyor, tüm bu yaşadıklarıma isyan ediyordu. ' Ben sadece sevdim!' diye haykırmak istiyordum. ' Sadece sevdim!..' Boğazımı yırtarcasına bağımak, sesimi babama duyurmak istiyordum. Babam beni duysun istiyordum.

Ama beni, benden başkası duymuyordu.

Ayaklarım parke taşlı yollarda yaralı izler bırakırken kendime daha çok sarıldım. İçimdeki ateş her geçen saniye daha da harlanıp büyüyor beni, bütün umutlarımı, hayallerimi ve yaşanmışlıklarımı küle çeviriyordu. O külleri fütursuzca geçip gittiğim yollara savuruyor, belki de içten içe Azat'a kadar ulaşıp nasıl da yandığımı yüzüne çarpsınlar istiyordum.

Beni hiç sevmemişti.

Kandırmıştı ya beni. Küçük bir çocukla oynar gibi oynamıştı ya kalbimle. Seviyormuş gibi yapmıştı ya. Beni kendisine inandırmış, hayallerimi koca bir yalan uğruna heba etmeme sebep olmuştu ya... Onu hiçbir zaman affetmeyecektim. Kalbime sapladığı hançere dokunmayacak, kanayan yaramı iyileştirmek için uğraşmayacaktım. Unutmayacaktım bu ihanetini. Çocukluğumun geçtiği şu sokaklarda kanatları koparılmış bir kuş acizliğinde yürüdüğümü hiçbir zaman unutmayacaktım.

O benim sol yanımı hırpalamıştı ve ben bu hırpalanmışlıktan ölene kadar kurtulamayacaktım.

Büyük, demir kapının önüne geldiğimde durdum. Ellerimi kollarımdan koparıp titremelerini durduramadığım parmaklarımı kapının içim gibi buz kesen yüzeyine deydirip yana doğru ittirdim. Kapı sessiz gecede gıcırdayarak kayıp açıldı. Işıklandırmalarla aydınlatılmış yola baktım bir süre.

" Sen al yazmanı gönlüme bağlamışsın bir kere."

Oldukça güçlü bir nefes çektim içime. Bütün kaybolmuşluğumla açtığım kapıdan içeriye adım attım. Ben ayaklarımı değil ayaklarım beni götürüyordu. Bilinçdışı hareketlerim gecenin karanlığına karışıyordu. Tıpkı O'nun benden sakladığı gerçekler gibi karanlık da adımlarımın düzensizliğinin üzerini örtüyordu. Keşke göğüs kafesimin içinde yanıp duran o ateşin üzerine de ıslak bir battaniye atılsa ve kalbim bir nebze olsun soğuyabilseydi.

SEVDAM AĞLIYOR ||TAMAMLANDI||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin