İTİRAF

2.6K 210 44
                                    

SEVDAM AĞLIYOR 29. BÖLÜM

|İTİRAF|

🌙

Oturup konuşalım şunu, bulsun kelimem kelimeni.

🌙

Bazı anlarda tüm kelimelerimin tükendiğini hissediyordum. Konuşmak için elimde avucumda hiçbir şey kalmamış gibi... Sanki yer yüzünde henüz lisan bulunmamış, dilim tutulmuş gibi...

Sahi, ilk insanlar birbirlerini nasıl anlıyorlardı?

Zira biz, onca yüzyılı aşıp gelmiş olmamıza rağmen birbirimizi anlayamıyorduk. Konuşmadan anlaşılmak şöyle bir kenarda dursun biz, konuşarak dahi anlaşamıyorduk.

Bedirhanla aramızdaki bu anlaşmazlık bir çığ gibi büyüyordu. Arabada fark ettiğim o küçük ayrıntı dağ gibi büyümüş üstüme devrilmişti. Altında ezildiğim o ağırlık yüzünden bütün gece gözüme gram uyku girmemişti.

Hayatımın en kötü gecesi değildi belki ama kendimi yine de kırılmış hissediyordum. Bedirhan sabah koşusuna giderken de eve gelip duşa girerken de odadan dışarı çıkmamıştım. Onu görmek istemiyordum çünkü üstüme devrilen dağ onun eseriydi. Her ne kadar o bunun farkında olmasa da.

Mutfaktan çıkmak üzere hareketlendiğimde kapıda karşılaştığım beden irkilmeme neden oldu. O gelmeden odaya girip yatağa gömülmek istiyordum fakat tüm gece olduğu gibi yine düşüncelere dalmıştım.

"Kahvaltı hazırladım." dedim, günaydın demeden. Bakışları masanın üstündeki kahvaltılıklara kaydı. "Aç aç gitme işe. Birkaç lokma birşey at ağzına." diye ekledim. Susup cevap vermesini beklediğimde bakışları yeniden gözlerimi buldu.

"Zahmet etmişsin." dedi mutfağa girerken. Omzuna astığı çantasını yere bırakıp sandalyelerden birine oturdu. "Hastanede atıştırırdım bir şeyler."

Gözlerimin yüzük parmağına kaymasına engel olamadım. Sağ elimin parmakları parmağımdaki alyansın üzerine kapandı. Canımın sıkıntısı katlanarak büyüyordu. Bakışlarımı güçlükle yüzüne çıkardığımda dudaklarımı iki yana kıvrılmaları için zorladım.

"Afiyet olsun." dedim zar zor. Birdenbire burnumun direği sızlamaya başlamış, sesim titreyerek çıkmıştı. Mutfaktan çıkmak için hareketlendiğimde parmakları kolumu kavradı. Durmak zorunda kaldığımdan kirpiklerimi hızlı hızlı kırpıştırıp puslanan gözlerimi eski hallerine geri döndürmeye çalıştım. Sabah sabah bu duygusallık da neydi anlamamıştım.

"Sen yapmayacak mısın kahvaltı?"

"Sana hazırladım." dedim aldığım derin nefesin hemen ardından. "Ben bu saatte pek kahvaltı yapamam." dedim. Kısa bir es verip bakışalarımı kolumdaki parmaklarına düşürdüm. "Aç değilim zaten."

Elaları gözlerimi takip etti. Dokunuşundan rahatsız olduğumu düşünmüş olacaktı ki elini birden çekti. Oysa benim baktığım yer yüzük parmağıydı. Aklımı kaçırmış gibiydim. Bunu neden bu kadar sorun ettiğimi anlamıyordum. O takarken umursamadığım yüzük şimdi yok olunca kıymete binmişti.

SEVDAM AĞLIYOR ||TAMAMLANDI||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin