Uyandığımda değişen hiç bir şey yoktu. Gene uzay gemisindeydim. Her şey aynıydı. Oysa rüya olması için içimden sürekli olarak dua etmiştim. Fakat bu bir türlü işe yaramamıştı.
"Biz düşman değiliz "diyen uzaylının sesi yerimden sıçramama neden oldu. Dalmıştım. Bu yüzden de beni korkutmuştu.
"Git uzak dur benden" diye bağırdım.
"Bizler sana zarar vermeyeceğiz, neyse zamanla bunu kabul edeceğini umuyoruz, "diyerek gözden kayboldu, Uzaylı. Sinir olmuştum. Ayağa kalktım.
Karnım acıkmıştı. Susamıştım.
"Beni mi emrettiniz efendim? " diyerek aniden gözümün önünde bir robot belirdi.
"Hayır bunu da nereden çıkardın?".
"Bizler insanın düşüncelerini okuyabilen robotlarız. Karnın acıktığı anda hizmetinizdeyim".
"Aslında susadım. Ve evet acıktım".
"Uzayda işler böyle yürüyor. Biz robotlar beslenme gereksinimlerini sağlıyoruz. Buyurun diyerek" önüme bir şişe suyla, yemeği bırakıp, gitti. Çok acıkmıştım. Bu nedenden dolayı da hiç düşünmeden hızlıca yemeye başladım. Artık içinde zehir filan varsa ölüp, gider kurtulurdum. Artık hiç bir şey umurumda değildi. Dünya bile diyeceğim, de zaten dünya artık çok uzaklarda kalmıştı. Ben bilinmeyen bir yerde durmadan gidiyordum. Nereye gittiğimiz belli değildi.
Bilinmezliğe belki de...
Sonsuzluğa gider gibiydik. Burada hiçliği, boşluğu adeta iliklerime kadar hissediyordum. Bazen bunalıyor, sıkıntıdan çatlayacakmış gibi hissediyordum. Burada yalnızdım. Sohbet edebileceğim kimse yoktu. Uzaylılar benimle arkadaş olmak istiyor , gibiydiler, ama, ben nedense onlara bir türlü güvenemiyordum. Yemeğimi yemeği sürdürüyordum ki, merhaba dedi bir ses. Arkamı dönüp baktığımda kendim gibi bir genç kız görüyordum. Şaşırmıştım.
"Merhaba diyerek karşılık verdim, bende".
"İsmim Aslı. Sende uzun süredir, benim gibi buradasın değil mi? diye sordu, bana".
"Maalesef öyle diyerek yanıt verdim".
"Ben kaçırıldım. Bir sabah uyanmıştım. Su almıştım. Tuvalete gidip, yüzümü yıkamak üzereyken bir uzay gemisinin yaklaşmasıyla dünyam karardı. Bayılmıştım. Uyandığımda işte buradaydım. Evimi, ailemi, İstanbul'u çok özlüyorum".
"Bende bir gece odamdayken kaçırıldım. O gün beni uyku tutmamıştı. 18 yaşındayım, ve gerçekleştirmek istediğim bir sürü hayalim, hedefim vardı. Ta ki kaçırılıncaya kadar. Artık dünyaya asla geri dönemeyeceğiz. Burada hapisiz. Canım çok sıkılıyor. Burada sohbet edebileceğim kimse yok. Bu arada benimde ismim Merve".
"Memnun oldum. Merak etme. Seni çok iyi anlıyorum. Burada bende tıpkı senin gibi hissediyorum. Buranın cehennemden bir farkı yok. Seni bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Burada arkadaş olabilir, beraber iyi vakit geçirebiliriz. Hem böylelikle vakit de geçmiş olur. Aksi taktirde ölürüz. Yalnızlığa dayanamayız. Sohbet etmek bir ihtiyaçtır. Kimse konuşmadan duramaz. Bir insan konuşmadan ne kadar gün dayanabilir ki? bu arada bende 17 yaşındayım. Aramızda 1 yaş var. Yaşıtız. İyi anlaşırız , diye düşünüyorum".
"Bende memnun oldum. Dediğin gibi tanışmamız kesinlikle çok iyi oldu. Yoksa çoktan ölmüş olurduk".
İki kız sohbet etmeye başladılar. Sohbet etmeyi o kadar çok özlemişlerdi ,ki. Bu yüzden bunun tadını çıkarıyorlardı. Zaman nasıl geçiyor, bilmiyorum, deseler de burada zaman kavramı yoktu. Ne saat vardı, ne de ışık. Her daim karanlıktı. Bir de şu uzay gemisinin içindeki soğuk bir türlü geçmek bilmiyordu. Üşüyorlardı. Gene de bu sohbet etmelerini engellemiyordu. Bundan sonra hiç bir şey birbirleriyle olan sohbetlerini engelleyemezdi.
"Biliyor musun? önceden inanmıyordum, ancak uzaylılarla ilgili bir çok hikaye okudum. Bir makalede uzaydan gelen yaratıkların yaklaşık 300 yıldır insanları kaçırdığından bahsediyordu. İddialara göre yıllardır ,bir ya da birden fazla insan dünya dışı varlıklar tarafından geçici bir süre alıkonulmakta. Ayrıca farklı yerlerde yaşayan birbirleriyle iletişim kurmaları hiçbir şekilde mümkün olmayan kişiler tarafından verilen detaylı kaçırılma raporlarının şaşırtıcı bir biçimde birbirleriyle tutarlılık gösterdiği görülmüş, dedi, " Aslı.
"Bu anlattıkların ilginç dedi" Merve. "Fakat bir o kadar da gerçek olduğunu şu anda içinde bulunduğumuz durum gösteriyor".
"Kesinlikle diyerek kendisine katıldığını belirtti, " Aslı. Konuşmayı sürdürüyorlardı ki, bakıyorum da, çabuk kaynaşmışsınız ne mutlu size diyen uzaylıyla ikisinin de bakışları aynı anda uzaylıya çevrildi.
Mutlulukları bir anda yerini derin bir üzüntüye bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRENDE YALNIZ DEĞİLİZ SINIRSIZ EVREN
Science FictionBir bilimkurgu-fantastik - aşk, tutku hikayesi