Ertesi gün Alex, ile aramızda ilginç bir konuşma geçti. Bana bazen gizemli olduğumu söylüyordu, oysa oda bana son derece gizemli geliyordu. Tavırları, hareketleri, özgüveni, tarzı, cool giyimiyle farklıydı, ve sıra dışıydı. Zaten tavırlarıyla da, diğerlerinden farklıydı. Onu bu farklılığıyla kabul etmiş, saygı duymuştum. Neyse ki sadece arada bir sohbet ettiğim, bir arkadaşımdı. Aksi taktirde böyle biriyle onu sevsem de, sevgili olmak istemezdim. Onunla yapamazdım, olmazdı yani. Rus sevgilisi vardı, ve sorun sadece buda değildi. Onu da aldatıyor, etrafı sürekli onu isteyen kızlarla doluydu. Çapkındı. Ve tüm bunlar onu bende çekse de, ondan uzak durmam gerektiğinin birer göstergesiydi. Artık sıkılmıştım. Ve ciddi ilişki istiyordum. Serbest ilişki içerisinde yaşayanlardan uzak durmam gerekiyordu. Yani uzaylı olmam, uzayda olmam bunu değiştirmiyordu. Şu anda dünyada olsaydım da, aynını yapardım.
Konuşmamız şu şekildeydi.
"Şu anda arkadaşlarınla olmalısın, vaktini niçin benle sohbet ederek harcıyorsun, ki? bu vakit kaybı değil mi senin için?".
"Senin sohbetinden keyif alıyorum. Şu anda anlaştığım kafa dengi ister inan ister inanma, ama, sadece 4 arkadaşım var. Senin o gördüğün kalabalık çevre birer yanılsama, anlıyor musun? onlarla sadece arada eğleniyorum, o kadar. Çok fazla çevrem, arkadaşım var, ve çok popüler gibi görünüyor olabilirim, ama, bu doğru değil. İşte ben şimdi senin karşındayım, ve sana bunu söylüyorum".
"Peki sen öyle diyorsan öyledir, tabi ne diye yalan söyleyesin ki? öyle değil mi?".
"Buraya alıştın mı?".
"Eh biraz ya sen?".
"Galiba burası için doğmuşum. Burada özgürüm, anlıyor musun? dünyayı hiç özlemiyorum, iyi ki bir daha hiç dünyaya geri dönmeyeceğiz. Burada her şey harika. Kimse kimseye karışmıyor. Oysa dünya bazı insanlar yüzünden çekilmez, ve bir cehennem, anlıyor musun?".
"Aslında haklı olabilirsin. Özgürlüğüme bende düşkünüm. Özgürlük çok önemli".
"Dünyada özgür olmayan ülkelerin haline baksana, hangi ülkede, insanlar özgürse orası yaşamak için daha ideal dedi" Alex.
"Katılıyorum. Dünyadayken hangi ülkeyi severdin?".
"Sanırım Yeni Zellanda, ve Avustralya. Yani kısacası huzur. Sıcak iklim. Her şeyden uzakta. Dünyanın bir ucu. İnsan daha başka ne ister ki? peki ya senin?".
"Benim yanıtım Kanada. Çok soğuk. Fakat hep hayalimdi. Gidemedim, ama, olsun o zamanlar benim için istemek de güzeldi. Olmasa bile".
"İnsanoğlunun istekleri hiçbir zaman için bitmiyor ki. Hırsı, bencilliği".
"İnsanlardan nefret mi ederdin?".
"Nefret etmezdim, sadece uzak dururdum, o kadar".
"Gideceğimiz yerde yani huzurda da, özgür olacak mıyız?".
"Eğer oraya varana kadar hayatta kalmayı başarabilirsek evet orada çok mutlu, ve özgür olacağız".
"Kulağa ilginç geliyor. Kötü bir fikir olmasa gerek".
"Hey sen prenses uzaylı şimdi söyle bakalım. Senin canını sıkan ne? burada yalnız mısın? yoksa başka bir şey mi? eğer robotlardan, uzaylılardan, yaratıklardan, birileri canını sıktıysa söyle hemen onları karanlık odaya atarım".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRENDE YALNIZ DEĞİLİZ SINIRSIZ EVREN
Ficção CientíficaBir bilimkurgu-fantastik - aşk, tutku hikayesi