BURADA HER ŞEY MÜMKÜN DÖNÜŞÜM

52 26 28
                                    

Şu anda  gezegenin içinde  çok güzel bir parça çalıyordu. Chris Isaak'dan "Wicked Game" adlı parça çalıyordu.

"Burada  bile müzik  var dedim".

"Bile  derken  tatlım  dedi " yılan. "Dünyada  olan  her  şeyi bu gezegende  de bulacak,  görecek ve  yaşayacaksın dedi " yılan.

"Gene  de  bilmiyorum,  ama,  bu  bana ilginç  geliyor".

"Alış-  alış dedi" yılan.

"Alex,  nerede?  diye sordum". Neden  bilmiyorum,  ama, onunla son  zamanlarda iyi geçiniyorduk, aramız  iyiydi,  ve  bazen gözden kaybolduğunda  onu merak ediyordum.

"Birazdan  gelir. Gene çapkınlıkla  meşgul  sanırım".

"Çapkınlıkla  mı? burada  da mı   öyle  şeyler  oluyor?"

" Yaşadığımız  sürece  tatlım, aşk her yerde  var, bu gezegende  de  inan  bana  dedi"  yılan. 

Yaşadığımız,  nefes  aldığımız  sürece, aşk  var ta  ki  yok  oluncaya,ölünceye kadar...

"Burada ölüm var  mı?".

"Huzura  varıncaya  kadar  var  dedi"  yılan.

"Peki  ya  o  huzurda?".

"Hayır  yok".

"Sonsuza  kadar  yaşamak  bizi  mutlu  edecek  mi peki?  diye"  sordum.

"İnan  bana  edecek  tatlım  dedi " yılan.

"Yani  uzaylılarda, uzaylılar  mı birlikte oluyor?".

"Evet Alex'in,  şu  anki  sevgilisi tam bir afet, sarışın. Oda  sen ve  Alex,  gibi  insan  görünümünde  ama  bir  uzaylı. İnsan  olsaydı Slav  ırkına ait  olabilirdi. Bir  Rus  gibi  görünüyor".

"Anlıyorum, diyerek  karşılık  verdim"  yılana.  "Peki  ya  senin  hayatında  biri  yok  mu?  diye  sordum  ona".

"Yok istemem  de. Aslında eşimi  kaybettim. O çok  iyi biriydi".

"Senin  gibi  miydi?".

"Elbette  bir  yılandı  ,yani bir  yılan  olarak  fareye aşık olacak halim  yok  ilahi  beni  çok  güldürdün  çok  tatlısın valla Merve".

"Bu  esnada bende yılana eşlik  ettim. Karşılıklı kahkahalarla gülüşmeye başladık. Nedense Alex'in,  biriyle çıkıyor olmasını  kıskanmıştım.

Nedensiz  yere.

Derken çok ilginç bir  olay  oldu. Aslı,  birdenbire bağırmaya  başladı. Bağırışları buraya  kadar geliyordu. Yılanla  ne  oluyor?  diye bağırarak  bizde  hemen onun yanına koştuk. Robotlar  da korkudan yanımıza gelmişlerdi.

Aslı, yerde  kıvranıyor, karnını  tutuyordu.

"Zehirlendi  mi  acaba? diye sordu" robot.

"İyi  de zehirlenmesi   için ortada  bir sebep yok  ki,  diyerek  karşılık  verdi" diğer robot  da.

"O  halde  sorun  ne?  diye  sordum". Arkadaşım  için  endişelenmeye  başlamıştım.

"Tanrım  gözlerimizin  önünde  eriyor,  resmen  ölüyor. Neden  diye bağırdım?".  Ağlamaya  başladım. Şimdide ben sinir krizi geçirmeye başlamıştım. Durmadan  ağlayıp,  bağırırken  birden arkamdan  beni tuttu  Alex.  Ufak  bir  dokunuştu  bu. Beni  teselli  ediyordu.

"Hey dur önce bir  sakin  ol. Bana  bak.  Arkadaşın  iyileşecek. Ona  ne  olduğunu  biliyorum".

"O  ölüyor. Bunu  söyleyeceksin  değil  mi?".

EVRENDE  YALNIZ  DEĞİLİZ  SINIRSIZ  EVRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin