Karanlıktı. İnsanlar evlerine dönmek üzere metroyu bekliyorlardı. Derken bir kadının çığlık attığı duyuldu. İnsanlar paniklemişti. Bir tane ceset bulunmuştu. Kopmuş bir kafaydı. Adamlar hemen aşağıya inerek kopmuş olan kafayı çöp tenekesine atarak taşımaya başladılar. İnsanlar az da olsa sakinleşmişti. Ve evlerine dönerlerken birdenbire iki tane araç karşı karşıya gelerek birbirleriyle çarpıştılar. Araçlar ters çevrildi. İnsanlar korkunç bir biçimde ölürlerken, diğerleri yani uzaylılar, bir diğer tabirle şeytanlar havada belirerek ağızlarını açmış bir vaziyette üzerime- üzerime geliyorlardı. Hayırrrrrrrrrrrrrrrrr diyerek bağırdım. Bir türlü uyanamıyordum. Ellerimle yatağı tutmuş, sıkıca kavramış korkudan yatağın içinde kıvranıyordum. Derken , bana dokunan bir elle panikledim. Ve onu sertçe ittim.
karşımda bir adam duruyordu. Alex, miydi o?
"benim iyi misin? bağırışların yan odaya kadar geldi. Seni merak ettim de".
"yok bir şey. Kötü bir kabus gördüm. Çok sağol, şimdi gidebilirsin".
"emin misin?".
"Evet eminim ben iyiyim, iyi olacağım".
"Peki diyerek ayağa kalktı, "Alex. Beni merak etmiş, yakınıma kadar gelmişti. Sevinmeli miyim? bilmiyordum.
"Hayatım ne olmuş? diyerek birdenbire ortaya çıktı, "Victoria.
"Kötü bir kabus görmüş".
"Bu çok kötü. Benimde geçmişte epey başıma gelmişti. Yani kimin gelmemiştir ki? dedi" Victoria. Çok güzel bir kadın, ama, boş diye düşündüm, içimden. Ya da kıskanıyordum, bilmiyordum. Yapacak bir şey yoktu. Ben bu imkansız aşkı artık çoktan kalbime gömmüştüm. Tek kötü taraf Alex'i, burada her gün görmek zorunda olmamdı. Bu gezegende hepimiz aynı yolun yolcusuyduk. Eğer onu görmeseydim, şimdiye kadar çoktan unutmuştum. Çok tuhaf dedim, içimden. Dünyadayken Berk, için ölürdüm, en azından karşılıklıydı, o benim sevgilimdi, oysa bu gizemli, ilginç gezegende asla sahip olamayacağım, sevgilisi olan birine tutulmuştum. Dünyadayken durumum çok daha iyiymiş. Şimdi düşününce öyle olduğunu daha da iyi kavrıyordum. Galiba bazı hislerin ve de arzuların önüne geçilemiyordu. Biz istesek de olmuyordu, yani. Yapacak bir şey yoktu. Akışına bırakmalı, onu unutmalıydım.
Unut onu kalbim, dedim, içimden. Olmayacak kişileri sevmenin bir anlamı yoktu. Artık tamamen beni sevenle, isteyenle en önemlisi de, mümkün olanla birlikte olacaktım. Bunda kararlıydım. Öbür türlü acı veriyordu. Hem de çok.
"Tesellin için sağol Victoria, dedim" bozuntuya vermeyerek. Victoria, onu kıskandığımı asla bilmemeliydi. Duygularımı belli etmemek konusunda bazen iyi olabiliyordum. Galiba bir tek Alex'de, bu işe yaramıyordu. Ona olan duygularımı istemeden belli etmiş olacaktım ki, benim ona olan ilgimi fark etmiş gibi davranıyordu. Ya da ben öyle hissediyordum, bunu bilmiyorum. Bu konuda son zamanlarda kafam oldukça karışıktı. Tek bildiğim onu ne zaman karşımda görsem resmen içimin eridiği, ve heyecanlandığımdı. Arada bir ayrıca kızarmadan da edemiyordum. Bu yüzüme, hatta ve hatta bakışlarıma kadar yansıyordu. Duygularıma söz geçiremiyor, onu düşünmeden edemiyordum. Alex, haklıydı. "Dudaklar yalan söyleyebilir, ,ama, gözler asla".
Birdenbire Aslı'nın, korkuyla yanıma geldiğini gördüm.
"Ne oldu? bu halinde ne? diye sordum,"ona.
"Sorma işte oradalar diyerek eliyle işaret etti, " arkadaşım. Onu daha önce hiç bu denli korkmuş görmemiştim. Alex'de, endişeyle olanları takip ediyordu.
Birde ne göreyim? karşımızda garip yaratıklar vardı.
"Sizde kimsiniz?".
"Biz kurt adamız. Yanımızdakilerde yaratıklar. Merak etme biz şeytanlardan yani diğerlerinden değiliz. Biz sizin yanınızdayız. Buraya diğer gezegenden ışınlanarak gönderildik. Seçilmişleriz, tıpkı sizin gibi".
"Peki, ya yanınızdakiler?".
"Ha onlar mı? onlar da Japon uzaylı diyerek sorumu yanıtladı "kurt adam.
"Bir Japon uzaylı eksikti iyi mi? "diyen arkadaşıma "dur bakalım daha neler göreceğiz burada neler? diyerek" karşılık verdim. Aslı'da, bana katılırmışçasına kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRENDE YALNIZ DEĞİLİZ SINIRSIZ EVREN
Science FictionBir bilimkurgu-fantastik - aşk, tutku hikayesi