Bölüm Şarkısı:Ezhel
"Geceler"#Pamir KUTER'den#
Keyifli Okumalar (:
Onu arka koltuğa yatırdıkdan sonra kendim de ön koltuğa geçip arabayı çalıştırdım. Önce sabah karşıma çıkmış bütün işimi mahvetmişti. Onun yüzünden elimden kaçırmıştım o pisliği. Şimdi de burada çıkmıştı karşıma ama bir farkla. Bu sefer gözlerinde kızgınlık yerine acı vardı.
Uzun siyah saçları karışmış, göz altları ağlamaktan şişmişti. Tek başına geç saatte o mezarlıkta ne işi olduğunu bilmiyordum ama çok acı çektiği belliydi. Belki de ölen çok yakınıydı ve acısı daha çok tazeydi.
Onu evine götüremezdim çünkü yerini bilmiyordum. Daha doğrusu onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Adını bile...
Şimdilik onu benim evime götürsem daha iyi olacaktı. Sabah olunca da evine bırakırdım. Evin önüne geldiğimizde arabadan inip arka koltuğun kapısını açtım. Onu kucağıma aldıktan sonra eve doğru yürüdüm. Daha birkaç adım atmıştım ki ağlamaya ve bir şeyler sayıklamaya başladı. Susup onu dinledim.
"Hayır baba hayır! Bana yalan söylemeyin artık. O ölmedi. Annem yaşıyor. Hissediyorum ben. Ölmüş olamaz.
Benden bu kadar nefret etme lütfen. Yaşıyor de! Yalan söyledim kızım annen yaşıyor de!Lütfen baba lütfen." diyordu.Elimi alnına koydum. Ateşi çok fazlaydı. İçeri girdikten sonra kucağımda onunla banyoya yönelip onu küvetin içine bıraktım.
Suyu açıp ayarladıktan sonra suyun altına doğru yaklaştırdım. Sudan kaçmaya çalışırken bir yandan da "Çok soğuk bu bırak beni. Bıraksana ya. İstemiyorum." diye mırıldanıyordu.Yeterince suyun altında tuttuktan sonra suyu kapattım. Tekrardan kucağıma alıp koltuğun üzerine oturttum. Gözlerini kapatmış, elini sanırım üşüdüğü için kendine sarmıştı.
Böyle ıslak kalmamalı üstüne kuru bir şeyler giymeliydi. Dolabımdan tişört çıkarıp üzerine giydirdim. Zaten ona bol ve uzun geldiği için elbise gibi durmuştu. Bu yüzden eşofman giydirme gereği duymadım. Zaten büyük ihtimalle üzerine olmayacaktı. Yatağa yatırdıktan sonra üzerine ince bir örtü örttüm.
Tekrardan elimi alnına koyup ateşini ölçtüm. Su işe yaramış ateşi biraz düşmüştü. Tam gidecekken elimi tuttu.
"Gitme baba. Bir kere ya bir kere kızım de. Neden baba? Neden canım bu kadar çok acıyor? Neden bana bu kadar yakınken bir o kadar da uzaksın? Biliyorum senin için bir yabancıdan farkım yok. Peki neden? Neden bana bu kadar yabancısın?"
Anlaşılan şu anda beni babası sanıyordu.
Demek toprağında öylece saatlerce uzandığı
kişi annesiydi. Ölümü ona hiç
yakıştıramıyordu. Zaten kim ölümü annesine yakıştırabilirdi ki. Onu çok iyi anlayabiliyordum. Her şeyin bir yalan olmasını annesinin bir gün döneceğini hayal ediyordu. Onu umursamayan babası ise kızına sadece bir yabancıydı.Tamamen uyuduğundan emin olduğumda yavaşça elini elimden çekip aşağı indim. Balkona çıkıp cebimdeki sigara paketinden bir sigara çıkarıp yaktım.
Dumanı her içime çekişimde o acı dolu yeşiller geliyordu gözümün önüne.Cebimdeki telefonun titreşmesiyle
telefonumu cebimden çıkarıp ekranın üzerinde yazan isme baktım. Uygar yazısını görmemle "Buldunuz mu o şerefsizi?" dedim sinirle.Uygardan gelen "Hayır." yanıtıyla daha
da sinirlendim. Nereye giderse gitsin bulacaktım onu. "Aramaya devam edin!" dedikten sonra cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım.Sigaramı söndürdükten sonra içeriye girip balkonun kapısını kapattım.
Koltuklardan birine uzanıp uyumaya çalıştım. Tam o sırada telefonum tekrardan çaldı. Bu sefer arayan İdil'di. Bu saatte acaba neden aramıştı beni?Telefonu açıp "Ne var." dedim. Sesime karşılık "Pamir evde çok sıkılıyorum. Uyku da tutmuyor zaten. Buraya gelsene birlikte film izleriz." dedi.
Yukardaki kızı yalnız bırakıp nasıl İdil'in yanına gidecektim ben. Şimdi hiç sırası değildi. Ya ben gittiğimde uyansaydı ve yalnız olduğunu farkedince korkup kaçsaydı. Zaten kendinde değildi yeterince.
Bir de uyandığında nerede olduğunu anlamayıp daha da panik yapabilirdi.Düşüncelerimden sıyrılıp "İdil benim şu anda önemli bir işim var ama benim yerime Uygar'ı arayıp senin yanına gelmesini söylerim." dedim. Neyseki İdil çok ısrar etmeyip "Tamam, İyi geceler Pamir." dedi
ve telefonu kapattı.Ardından Uygar'ı arayıp ona İdil'in yanına gitmesini söyledim. Daha sonra da odama çıkıp kızın ateşinin tekrardan çıkıp çıkmadığını kontrol ettim. Öncekine göre şu anda ateşi biraz daha düşmüştü. Elimi alnından çekip yataktan ineceğim anda bana sarılıp "Nolursun gitme." deyince yine rüya gördüğünü anladım. İyice bana doğru yanaşıp sıkıca sarıldı bana.
Merhaba arkadaşlar. Bu bölüm biraz kısa oldu. Bunun farkındayım ama diğer bölümü daha uzun yapmayı düşünüyorum ((:
Yorum yazmayı ve vote atmayı unutmayalım lütfen. Diğer bölümle görüşmek üzere♥️😘
👉İnstagram: esir_wattpad
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR #Wattys2019
Teen FictionSirius, aydınlığı karanlığa esir etti... Bir şimşek, bir gök gürültüsü, ardından sanki hiç yağmamışçasına yağan yağmur... İşte o şimşek benim feryadım, yağan yağmur ise benim koyu yeşil gözlerimden akan damlalardı. Ben Esin SOYLU kapattım gözlerimi...