Selam canlarım. Sizleri çok fazla beklettim, biliyorum ama lütfen kusura bakmayın.🙏 Bu bölümü telafi olarak uzun yapmaya çalıştım ve bu yüzden de fazlaca yorum istiyorum. Bence beni kırmazsınız. Hepinizi çok seviyor ve öpüyorum. Keyifli Okumalar^^
Bölüm Şarkısı: İkiye On Kala
"Bütün İstanbul Biliyor"Arabayı yolun kenarına çekmiş ve bana endişeyle bakan Oğuz'a "Ben iyiyim. Hadi artık partiye gidelim. Yoksa geç kalacağız." dedim. Bana birkaç saniyeliğine şüpheyle baksa da kafasını sallayarak arabayı çalıştırdı. Sanırım ne olduğunu tam olarak anlamamıştı. Derin bir nefes alarak aklımdaki bütün düşünceleri bir kenara itip sadece partiye odaklanmaya çalıştım. Okula vardığımızda arabadan inip üzerimi düzelttim ve Oğuz'un yanında yürümeye başladım.
Okulumuzun bahçesi parti yapmaya gayet uygun olduğu için müdürümüz partiyi burada organize etmeye karar vermişti. Kendisi gösterişe fazlasıyla önem veren birisi olduğu için hiçbir masraftan kaçmamış, bahçeye dj ve bir şarkı pisti bile yerleştirtmişti. Ayrıca bir düzen doğrultusunda dizilen ince ayaklı, uzun ve yuvarlak masalar da süslenmiş, partiye hoş bir görünüm kazandırmıştı. Ayarlanan ışıklandırmalar ve kullanılan renkler ise âdeta ben buradayım diye bağırıyordu. Partinin olmazsa olmazı olan müzik ve şarkı sözleri ortamdaki bütün sesleri delip geçiyor, yalnızca kendi hükmünü sürüyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse bu partinin bu kadar da ihtişamlı olacağını düşünmüyordum.
Okulun aldığı hali inceledikten sonra büyük kalabalıkta gözlerimle Rüya ve Meriç'i bulmaya çalıştım. Sonunda onları görebildiğimde Oğuz'a dönüp "Ben Rüya ve Meriç'in yanına gidiyorum. Sen de gel istersen." dedim. Beni onaylayarak yürümeye başladığında ben de onun yanında sessizce yürüyordum.
Onların yanına yaklaştığımızda
Rüya sevinçle bana baktı ve "Sonunda gelebildiniz." dedi. Dişlerimin arasından "Sizinle sonra görüşeceğim." dedikten
sonra yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip "Yaa evet. Anca gelebildik." dedim. Meriç gözlerini benim üzerimde gezdirdikten sonra "Bugünün en güzelini buldum galiba." dedi. Rüya "Kimmiş?"
diye sorunca Meriç kafasını kaşıdı. Ardından düzelterek "Pardon, ilk iki
kişisini. Ve ikisi de şuan yanımda. Çok şanslıyım." dedi. Rüya Meriç'in koluna vurup "Yalancı. Sabahtan beri bütün kızları kesiyor ve hepsi için hemen hemen aynı yorumda bulunuyorsun." dediğinde Meriç'in yüzünün aldığı hal gerçekten komikti. Bir iki dakika geveledikten sonra "Hayır canım. O sadece sıkıntıdandı. Etrafa göz gezdirirken bir iki tane de yorum yapmışımdır." dediğinde daha fazla kendimi tutamayarak kıkırdadım.Benim gülmeme Rüya'nın da laflarına daha fazla dayanamayan Meriç "Ben içecek bir şeyler almaya gidiyorum kızlar." diyerek adetâ kaçtı. Oğuz da selam verdiği arkadaşının yanına gitmiş onunla sohbet ediyordu. Rüya yanıma iyice yanaşıp "Ne güzel oldu böyle değil mi?" diye sorunca "Güzel olan ne Rüya?" diye sordum.
"İşte Oğuz'un seninle partiye gelmeyi kabul etmesi ve bu durumun sana biraz sürpriz olması."
"Hmm hem de ne sürpriz. Neden söylemediniz bana?"
"Biz de senden birkaç dakika önce öğrendik zaten. Oğuz 'Siz gidin biz de Esinle birlikte geliyoruz.' deyince tamam demek zorunda kaldık."
Tam Rüya'ya cevap verecekken yanımıza Uygar'ın gelip "Selam güzellikler." demesiyle konuşmam bölünmüştü. Bu yüzden Rüya'ya cevap vermek yerine Uygar'a kısaca "Selam." dedim. Uygar Rüya'ya dönüp yanaklarını sıktıktan sonra "Yine çok güzel olmuşsun." dediğinde Rüya "Yaa Uygar, bıraksana yanaklarımı. Senin yüzünden makyajım bozulacak." diye çıkıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR #Wattys2019
Teen FictionSirius, aydınlığı karanlığa esir etti... Bir şimşek, bir gök gürültüsü, ardından sanki hiç yağmamışçasına yağan yağmur... İşte o şimşek benim feryadım, yağan yağmur ise benim koyu yeşil gözlerimden akan damlalardı. Ben Esin SOYLU kapattım gözlerimi...