Bölüm şarkısı:Katy PERY
"Swish swish"Keyifli Okumalar..
Burnuma dolan erkek parfümüyle gözlerimi açtım. Bir beden benim bedenime o kadar sıkı sarılmıştı ki bütün kemiklerim
ağrıyordu. Durumun farkına varınca bir yandan onu itip bir yandan da çığlık attım."Sen de kimsin ve burada ne işin var?"
Etrafa dikkatlice baktıktan sonra burasının benim odam olmadığını farkettim.
"Daha doğrusu ben neredeyim ve bana
ne yaptın?" diye düzelttim.Kollarını üzerimden çekip yana doğru kaydı. Şimdi yüzünü daha net görebiliyordum. Bu dün bana çarpan çocuktu. Uykulu sesiyle "Adım Pamir ve sana hiçbir şey yapmadım." dedi beni taklit ederek.
Üzerimdeki kıyafet dikkatimi çekti birden. Benim değildi. Bu durumda da şüphelenmekte gayet haklıydım. Tam "Üzerimdeki..." diye başlamıştım ki sözümü kesti.
"Öncelikle sakin ol! Dün gece seni mezarlıkta gördüm. Hiç iyi görünmüyordun.
Bayıldığın için seni kendi evime getirmek zorunda kaldım. Üstelik ateşin de çok fazlaydı. Ben de ılık bir duşun ateşini düşüreceğini düşündüğüm için seni kıyafetlerinle suyun altına koydum.
Kıyafetlerin de o sırada ıslandı. Ben de üzerine kuru bir şeyler giydirdim. Bu kadar." dedi sıkıntılı bir sesle.Ben de dediklerine karşılık "Sapık mısın sen ya? Üzerimdekileri nasıl değiştirirsin. Bi de rahatça söylüyor bu kadar diye."dedim.
"Bunun sapıklıkla ne alakası var. Bakmadan değiştirdim zaten üzerini. Sana da iyilik yaramıyor. Zaten meraklı değilim senin o çelimsiz vücudunu görmeye." deyince daha çok sinirlenerek "Peki ya aynı yatakta yatmamız?" diye sordum.
"O da senin hatan. Ateşini ölçmek için yanına geldim. Tam gidecekken de bana sıkıca sarıldın. Ben de uyuyakal...
"İnanmıyorum sana." diyerek sözünü kestim. "Ben öyle bir şey yapmam. Hem neden sana sarılayım ki?"
"Bak ister inan ister inanma. Durum bu." dedi soruma karşılık. "Ateşin olduğu için sürekli sayıklayıp durdun. Beni de annen ya da baban sandın herhalde." dedi umursamazca. Sonra da kafasını yastığa koyup uykusuna kaldığı yerden devam etti. Tam bir öküzdü. Gözüm yatağın yanındaki komidinin üzerindeki telefonuma ilişti.
Rüya ve Meriç beni çok merak etmiş olmalılardı. Acaba babam da ortalarda olmadığımı farkedince merak etmişmiydi beni? Hiç sanmıyordum.Telefonumu elime alıp ekranını açtım. Tahmin ettiğim gibi birçok kez aramışlardı beni. Aynı zamanda mesaj da atmışlardı. Haber alamayınca da çılgına dönmüş olmalılardı. Hemen Rüya'yı aradım ve açmasını bekledim. Eğer Meriç'i arasaydım bir sürü soru soracak ve de beni bulunduğum yerden gelip almak isteyecekti.
Bu da tatsızlığa sebep olabilirdi.Telefon daha ilk çalışında açıldı. Pamir uyanmasın diye odadan çıktım. Rüya benim konuşmama izin vermeden art arda konuşmaya, sorular sormaya başladı.
"Rüya beni dinler misin iki dakika? Bak ben iyiyim. Tamam mı? Nerede olduğuma gelince uzun hikâye. Gelince anlatırım. Sen şimdi Meriç'i ara ve iyi olduğumu söyle. Beni merak etmeyin." dedim.
"Tamam ama gerçekten iyisin değil mi?"
diye sordu bu kez de."Evet, gerçekten iyiyim. Sonra görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapattım. Düşününce Pamir bana gerçekten de yardım etmişti. Ona bir teşekkür borçluydum. Karnımın acıktığını hissetmemle aklıma çok güzel bir fikir geldi. Ona olan borcumu kahvaltı hazırlayarak ödeyebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR #Wattys2019
Teen FictionSirius, aydınlığı karanlığa esir etti... Bir şimşek, bir gök gürültüsü, ardından sanki hiç yağmamışçasına yağan yağmur... İşte o şimşek benim feryadım, yağan yağmur ise benim koyu yeşil gözlerimden akan damlalardı. Ben Esin SOYLU kapattım gözlerimi...