O gün Uhhun köyünde yağmur ne kadar şiddetli olsa da insanlar üstlerinde örtülerle köy meydanına doluşmuşlardı. Bunun sebebi köyün başındaki ismin, Kotantuğrul'un 4. çocuğunu beklenmesiydi. Kotan Bey üstünde hiç bir şey örtmemiş üstü başı sırılsıklam biçimde ebe çadırının başından ayrılmıyordu. Diğer çocukları Göksel, Tolga ve Uğur onlara göz kulak olan askerler tarafından sandalyelere oturtulmuş çadırdan gelen çığlıkları, uğultuları dinliyordu. Kotantuğrul çadırın önünde o kadar hızlı gidip geliyordu ki en sonunda arkadaşı Öğünç omzundan tutmak zorunda kaldı.
-Kardeşim sakinleş. Sağlıcakla doğuracak Aksoy Hatun bebeği.
Hemen sonra çadırdan bir feryat daha yükseldi. Kotan sağ elini çenesine götürerek sakalını sıvazladı.
-Tam 1 ay erken doğuyor Öğünç. Bu kadar erken doğan bir bebeğin yaşama ihtimali çok düşük. İçimde kötü bir his var.
-Çıkar şu aptalca düşünceyi kafandan. O senin sancağının son taşıyıcısı olacak.
Kotan durakladı. Öğünç'ün söylediklerini kafasında tekrar ettikten sonra yüzünde acılı bir tebessüm belirdi. Arkadaşının omzuna vurup git-gel yapmaya devam etti. Çok geçmeden çadırdan toplu, esmer tenli bir kadın ve elinde beyazlara sarılmış siyah saçlı bir çocuk çıktı.
-Müjde beyim ! Turp gibi sapasağlam bir erkek oğlun oldu.
Kotan hayatı boyunca ilk defa kendini bu kadar hafif hissediyordu. Çocuğu kucağına aldığında etrafındaki herkes diz çöktü. Pembe suratına ve Tuğrul soyunun getirisi olan siyah saçlarına mutlulukla bakarak havaya kaldırdı.
-Sancağımı taşıyacak son erkek olacağına göre o benim sancağıma en bağlı çocuğum olmalıdır. İsmi Sancak olsun. Sancağıyla beraber düşmanları dize getiren Sancak olsun.
Herkes hep bir ağızdan amin dedi. Topluluk ayağa kalkıp dualar etmeye, eğlenmeye, Kotan'ı tebrik etmeye başladı. Sağanak yağmur ve rüzgar Uhhun sakinlerini umurlarında bile değildi. Kotantuğrul hemen karısı Aksoy'u görmeye gitti. Aksoy Hatun'un durumu iyiydi. O gece belki de Türk tarihinin değişeceği gece olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sancak Han ve Noyanları
Historical FictionSHvN... Salt tarihi kurgu veya olayın değil, aşkın, kardeşliğin, nefretin, ihanetin, edilen yeminlerin, tanımadığı insanlarla tanıdığı düşmanlarına karşı bir olmanın öyküsü.. Okuduktan sonra her yerde Tuğrul kardeşleri, Sancak'ı, Bars'ı, Altınay'ı...